Gözlerimi araladığımda başımın ağrısıyla sol kolumu yavaşca hareket ettirdim. Kaç saat uyuduğumu bilmiyordum fakat gögsüme bastırdığım sağ elimdeki mektupla düşünmeyi bir kenara bıraktım.
Dinlendiğime göre içinde yazanları okumamın zamanı gelmişti. Neler yazdığını, mektupta neyden söz ettiğini bilmiyordum ama tek dileğim hâlâ yanımda olmasını istemekten başka bir şey değildi.
Yattığım yatakta oturur pozisyona geldikten sonra odanın içini kontrol ettim ve duvardaki saatte gezdirdim gözlerimi. Annem ve babam işte olmalıydı. Sabah ve öğlen yanıma belli aralıklarda uğruyorlar sonra işlerine gidip akşam sekizden sonra tekrar geliyorlar ve yanımda kalıyorlardı sırayla refakatçi olarak.
Saat henüz gelmeleri için erkendi ve herhangi bir konrolde yapılmıyordu bu saatlerde yani mektubu okumak için oldukça uygun bir zamanda uyanmıştım. Derin bir nefes aldım ve hazır olduğumu hissettiğimde zarfı açıp içindeki kağıdı çıkardım.
Çocukluk arkadaşım ve ilk aşkım Tete'ye;
Seni çok seviyorum Taehyung. Biliyorum mektupa böyle başlanmaz. Ya da başlanır mı? Emin değilim çünkü daha önce hiç mektup yazmadım çünkü bilirsin 21. yüzyılda yaşıyoruz mektup mu kaldı? Ama ben yinede yazmak istedim mesaj olarakta yazabirdim buraya yazacağım şeyleri ama öyle yapsam bu güzel bir son veda olmazdı.
Evet son veda çünkü öyle olması gerekiyor. Biliyorum sen vedalardan nefret edersin. Bunu sana veda etmek istediğimi yazdığımda beni bencillikle suçlamanda daha iyi anladım ve ben asla bencil bir insan olmadım Taehyung tabii konu sen olmadığın zamanlar hariç.
Nasıl söyleyeceğimi gerçekten bilmiyorum ama seni çok seviyorum Tete. Belki olmamam gerekirdi ama evet sana aşıkta oldum. Arkadaşlığımıza ihanet ettiğimi düşünmedim hiçbir zaman çünkü sen hep benim çocukluk arkadaşım ve ilk aşkımdın. Evet içim şuan daha rahat çünkü sana aşık olduğumu söylemeden öylece gitsem bu benim öbür taraftada içimde ukte olarak kalmaya devam ederdi. Bu satırları okuyup sana çok önceden de aşık olduğumu öğrendiğinde umarım çok kızmazsın bana seni sevmek çok güzeldi.
Seni sevdiğim hakkında uzunca yazılar yazmak istesemde biraz kısa tutmalıyım yoksa bu mektup bitmez. Birazda neden böyle bir şeye karar verdiğim ve acılarım hakkında konuşmak istiyorum seninle. Biyorum sadece yazdıklarımı okuyacaksın bu konuşmak sayılmaz ama aklında bir yerlerde sesimin hayat bulup bu satırları benim sesimden duyuyormuş gibi hissedeceğine eminim yani konuşmak sayılır bu da değil mi?
Acılarımdan söz etmeyi ve mızmızlanmayı bırakalı çok olsada artık dayanamıyorum. Sevdiğim insanlara "iyiyim, bir şeyim yok" desemde öyle değildim. Bunun belkide farkındaydın sen çünkü kendimi kandırdığım hakkında birkaç şey yazmıştın... Kendimi kandırıyordum çünkü doğruları söylememin seni üzeceğinin farkındaydım. Bana karşı hep ilgisiz, umursamaz davranmaya çalışsanda öyle olmadığını biliyordum. Sende en az benim kadar ilgileniyordun benimle ve ben üzemezdim seni can sıkan doğrularla o yüzden senin yanındayken hep iyi olmak istedim. Sana yalan söylemedim iyi hissediyordum seninle konuştuğum anlarda.
Umursamaz davranmak derken evet bu davranışlarının farkındaydım ve sebebini anlamak benim için inanki hiç zor olmadı. Bağlanmak istemiyordun bana çünkü ikimizin halide ortadayken birimize bir şey olursa diğerimizin yıkılacağının farkındaydın. Bende farkındaydım bu acı gerçeğin fakat senden ayrı kalamazdım. Bana söylemiş olduğun bayılma yalanından sonraki halim en iyi örneğiydi bu durumun.
Bayılma yalanı demişken gerçekleri Ryujin sayesinde öğrendiğimde yaşadığım hayal kırıklığının tarifini dahi yapamam... Benden sıkıldığını, seni sıktığımı, artık arkadaşım olmayı istemediğini bile düşündüm benim için yıkıcı bir olaydı ondan sonra zaten her şey daha da karıştı ve asıl bayılan ben oldum. Böyle yazınca kulağa çok saçma ve komik geliyor olmalı.
Durumun iyiye gitmiyordu Taehyung. Evet benimde durumum iyi değildi ikimizinde durumu gittikçe kötüye gidiyordu. Benim acılarımın artık katlanılacak bir tarafı kalmamıştı. Yapılan ağrı kesiciler, ilaçlar, serumlar hiçbiri dindirmiyordu ağrılarımı. Aldığım her nefeste canım o kadar çok yanıyorduki ölmek istiyordum. Ölmek için ağlıyordum ama ağrılarım dinsin diye öylece ölemezdim. Benim ölmemin sana bir yararı olmayacaktı sende benimle birlikte gelecektin ve ben bunu hiç istemiyordum. Seni kendi karanlığıma çekmek yerine sana bir şans vermek istedim.
Bay Kim yanıma gelip öyle bir teklifte bulunduğunda hissettiğim duygu karmaşasını anlatamam sana... ve senden istediğim şey ona çok kızmaman o senin iyiliğini istediği için yanıma geldi ve böyle bir teklifte bulundu inanki yaşayan birine kolayca edilemezdi öyle bir teklif zaten o da kolayca edemedi saatlerce aynı oda içinde ağladık.
Bana çok az bir zamanın kaldığını eğer nakil bulunamazsa öleceğini söylediğinde o an tek istediğim şey senin için ölmekti. Ölmek için ağlayan benim için en güzel teklifti bu, sevdiğim kişiyi yaşatmak için ölecektim. O yüzden lütfen üzülme olur mu? Benim kurtuluşumdu senin ameliyatın.
Seni bırakıp gittiğimi düşünmenide istemiyorum eğer öyle düşünürsen beni üzersin Tete. Ben senin sol yanındayım bir parçam seninle. Kalbimi sana emanet ettim ben. Seni asla yalnız bırakmam ben, her zaman sol yanında olacağım ve ne yaparsan yap daima yanında olacağım.
Ayrıca bu mektubun olduğu kutunun içinde ikimizin fotoğraflarının olduğu mini bir albüm var onu sana doğum gününde vermeyi planlıyordum ama bir önemi yok doğum gününü aylar öncesinden ilk kutlayan kişi olmakta güzel hissettiriyor. 19 yaşına gireceksin ve umarım her şey istediğin gibi olur. Artık hayâline kavuştun Tete'm özgürsün, koşabilirsin dilediğin gibi bende sol yanında seninle olacağım daima...
Beni güzel hatırla, bunlar son satırlar Tete'm. Benim için çok zor sana son kez veda etmek gözyaşlarım kağıda düşmesin diye her zamanki taktiğimi uygulayıp kafamı iki yana sallıyorum bu halimi görsem eminim her zamanki gibi "Çok aptalsın Kookie" deyip kahkahalar atarsın... Ah yine saçmalıyorum değil mi? Her neyse... Tüm bunları ikimiz için yapıyorum Tete. Şuan bu satırları okuyorsam ağlamak yerine birlikte olduğumuz için mutlu olmalısın çünkü ben seninle birlikteyim ve oldukça sağlıklıyım.
Belki hayallerimizden başka sahip olduğumuz bir şey yoktu ve gözlerimizi açtığımızda sisli sabahlardan başka bir şeyle karşılaşamıyorduk ama biz artık sonsuza kadar birlikteyiz ve hepsi geride kaldı. Seni çok seviyorum Tete ve sonsuza kadar birlikteyiz... Sonsuza kadar huzurlu ve mutlu kalalım.
- Tete'nin Kookie'siTükenmek bilmeyen gözyaşlarım ve hıçkırıklarım eşliğinde son satırıda okuyup elimdeki mektubu katlayarak öylece ağlamaya devam etmiştim. Bana ağlamamamı, mutlu olmamı söylesede bunu yapmam şuanlık zordu yokluğunu hemencecik hazmedemezdim.
Ağlama seslerim odada yankılanıyor ve ben kendime engel olamıyordum, bağırmak istiyordum ama onu bile yapamazdım çünkü boğazıma oturan yumru sayesinde nefes almakta bile zorluk çekiyordum.
Jimin odaya hızla girdiğinde bu halimi görmesiyle telaşla yanıma gelmişti. "Taehyung iyi misin?" Sorduğu soruya kafamı iki yana sallayarak cevap verdim. "Sakin olmalısın, kendini zorlama Taehyung. Kalbine iyi gelmez kendini zorlaman." Jimin'in dediği şeyden sonra elimi sol tarafıma atıp kalbimi okşamıştım. Onun bana en değerli hediyesi kalbiydi.
"Jimin beni yaşatmak için öldü değil mi?" Jimin sözlerimden sonra bana sıkıca sarılmıştı.
"Hayır Taehyung sadece seni yaşatmak için değildi onu kontrol etmek için odasına gireceğim anlarda ağlayışlarını duyuyordum. Canının yandığını ve ölmek istediğini söylüyordu. Seninle birlikte kendinide kurtarmak için yaptı her şeyi." Jimin'in sözlerinden sonra sarılarak ağlamaya bsşlamıştık. Jimin ellerini enseme uzanan saçlarıma atıp okşadığında aklımda Jeongguk'un saçlarımda dolanan elleri vardı... Çok zor olacaktı onsuzluk...
Gözlerimi kapatıp Jiminle odada sarılarak ağlarken "Sonsuza kadar benimle ol Kook"
diye mırıldandım."Sonsuza kadar birlikte olalım..."
_
_
_
Merhabalar, nasılsınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Eternal - Taekook
FanfictionBeni güzel hatırla, bunlar son satırlar. '°•- texting, düzyazı #angst