"Kook sana korkuyorum diyorum bunun neyini anlamıyorsun! Üzgünüm fakat bunu yapamam!"Kahverengi dalgalı sacları gözlerine gelen ve arkadaşından biraz daha kısa oldugu için yanında küçük kalan çocuk arkadaşlarının ısrarlarına rağmen onu reddediyordu çünkü büyük dönme dolaba binmek çok korkutucu geliyordu gözüne.
"Tete korkacak hiçbir şey yok bunda ben yanında olacağım sana bir şey olmasına izin vermem. Hem sıkıca sarılırım sana eğer çok korkarsan."
Tete düşünür gibi yapıp elini çenesine koydu ve biraz ilerilerinde olan büyük ışıklı dönme dolapta gözlerini gezdirdi. Evet korkutucu gözüküyordu ama yanında çok sevdiği arkadaşı olacaktı. "Yanımda olup ellerimi bırakmayacaksan olur Kookie."
Arkadaşını sonunda ikna etmeyi başaran çocuğun siyah irisleri parlıyordu mutluluktan. Yanında kendisine kahverengi gözlerini dikmiş bakan arkadaşına gülümsemiş ve ellerini sıkıca tutarak döndürmeye başlamıştı onu. Birbirlerinin ellerine sıkıca asılmış ve çokta kalabalık olmayan lunaparkın renkli ışıkları altında gülüşerek ele ele tutuşmuş dönüyorlardı. Kahkahaları birbirine karışırken hiç olmadıkları kadar mutlulardı.
"Hadi artık o zaman dönme dolabın yanına gidelim ve oraya ilk giden kazanır!"
Kook konuşmasını bitirmeden koşmaya başlamıştı arkadaşıda onu takip ederek peşinden koşuyordu. Oraya ilk ulaşan kendisi olmak istiyordu fakat onu durduran şey kalbine giren hafif sancı olmuştu.
Kook çoktan dönme dolaba ulaşmış ve arkasında kalan arkadaşında gezdirmişti gözlerini. Kalbini tutarak yavaşlattığı adımlarıyla yanına doğru ilerleyen Tete'sini görmesiyle gülümseyen yüzü düşmüş ve tekrar koşarak arkadaşının yanına gitmişti. "Ben üzgünüm Tete kalbinden dolayı koşamadığını unuttum ama üzülme ben seni oraya kadar taşırım."
Arkadaşı onu düşürebileceğini ve onu taşımasını istemediğini söylesede Kook oldukça inatçı bir çocuktu ve istediği şeyi yapmadan asla pes etmezdi. Kendisinden daha kısa ve biraz daha zayıf olan arkadaşını kolları arasına alıp çokta uzakta olmayan dönme dolabın önüne bırakmıştı.
"İşte geldik Tete ve bak işte düşürmedim seni korkacak hiçbir şey yok. Birlikte olduğumuz sürece hiçbir şey bizi korkutmamalı, tamam mı?"
Tae arkadaşına sevimlice gülümsemiş ve bir kez daha o yanındayken korkmaması gerektiğini kendine hatırlatmıştı.
Kook kendisine sevimlice gülümseyen arkadaşını ellerinden tutup kendisine çekmiş ve boynuna ellerini atıp sıkıca sarılmıştı. Tae de ellerini arkadaşının beline sarmış ve sarılmasına aynı şekilde karşılık vermişti.
"İyiki birbirimize sahibiz Tete, seni çok seviyorum iyiki benim arkadaşımsın."
"Bende seni Kookie, bende seni seviyorum."
Çok geçmeden dönme dolabın boş bir kabininde yerini alan iki küçük arkadaş yan yana oturup birbirlerine sıkıca sarılmışlardı. Birbirleriyle oldukları sürece hiçbir şeyden korkmuyorlardı artık...
___
Taehyung aklına gelen anılarla tek başına oturduğu dönme dolabın onu korkuttuğunu hissettmişti bir anlığına ve kollarını sarmıştı kendine.
Artık 20 yaşına girecek olan bir genç olsada korkutuyordu onu tek başına dönme dolaba binmek. Gözlerini yavaşça kapattı ve tekrardan burada geçirmiş oldukları güzel anıları anımsadı.
Çok sevdiği arkadaşı ve çocukluk aşkı kendisini burakıp gideli neredeyse 1 yıl olacaktı ve hâlâ alışamamıştı Tae bu duruma. Hâlâ onu arıyordu gözleri baktığı her bir yerde.
Bazen öyle anlar oluyordu ki hıçkırarak ağlamadan duramıyordu ve o anlarda ona iyi gelen tek şey şüphesiz ki elini kalbine atıp o yanındaymış gibi konuşmak oluyordu kendi kendine...
Elini kalbine atıp içinden onun yanında olduğunu ve korkmasının saçma olduğuna dair kendini telkin edip kapatmış olduğu gözlerini aralamıştı.
Dönme dolabın en yüksek yerindeydi ve tüm Seul ayakları aktındayken yüzündeki buruk gülümsemeyle etrafta gözlerini gezdirmişti.
"Yanımda olduğunu hissettiğim için korkmuyorum." diye mırıldandı eli kalbinin üstündeyken.
"Yanımda sen varken hiçbir şeyden korkmuyorum Kookie." Tekrardan gözlerini kapatmış ve derin bir nefes alıp gülümsemişti.
Korkmuyorum...
__
__
__
Merhabalar, nasılsınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Eternal - Taekook
Fiksi PenggemarBeni güzel hatırla, bunlar son satırlar. '°•- texting, düzyazı #angst