İşte oradaydı. Kadifemsi tabutun içinde beyazlara bürünmüş yüzünde ki hafif gülümsemesiyle yatıyordu. Sanki ruhu onu terk etmemek için yalvarıyormuş gibi dolgun yanaklarında ki pembelikler aynı yerindeydi. Boğazında ki yarası dikiş izleriyle kapanmış, Tanrının yanına düzgün ve temiz gitmek için hazırlanmıştı. Kim Seungmin'in ölümü, binlerce sır bırakmıştı. Çözülmesini bekleyen, çıkmaza sokan, kafa karıştıran sırlar. 7 arkadaş karşılarında ki tabutu izlerken, kafaları öne eğilmiş biçimde sessizce göz yaşı döküyordu. Seungmin'in ne dilediğini bilemeden, o üflemeden önce üfleyip kızgın suratıyla pastayı arkadaşlarının suratına bulaştıramadan gitmişti. Sessizce acı çekerek, yüzünde hiç silinmeyen gülümsemesiyle. Bangchan sarsılarak içli içli ağlayan miniklerinin yanına gidip destek olurcasına omzunu pat patladığında Jeongin kafasını kaldırıp şişmiş gözleri ve kızarmış burnuyla büyüğüne baktı. Büyüğünün en az kendisininki kadar şişmiş olan irislerine odaklanıp kafasını yavaşça göğsüne bıraktı. Yakında cenaze işlemleri bitip inancı gereği bedeni yakılarak anıt haline getirilecekti fakat arkadaşları zaten ölürken yeteri kadar çok acı çektiğini düşünüp bedeninin saygıyla gömülmesini tercih ediyordu, bunun için ailesi ile konuşmaya hazırlardı.
''Hyung onu yakmayacaklar öyle değil mi?''
''Hayır Yongbok onu yakmalarına izin veremem. O bunu istiyordu hatırlamıyor musun?''
flashback
''YA! HAN JISUNG VER ŞUNU OYUNA PARA YATIRACAĞINA GÖTÜNDEN KISIP GİDİP ALSAYDIN.''
Felix yatağının üstünde kendisinin çilekli lip balm'ını sımsıkı tutarak sahibinden uzaklaştırmaya çalışan kısa boylu çocuğa dimdik öldürecekmiş gibi bakıyordu. Kısa olan ise varını yoğunu ortaya koyup bahaneleri sıralamaya başlamıştı.
''Felix benim annem beni bıraktı biliyor musun? Sen kötü evlatsın dedi bıraktı gitti beni şirret kadın.''
''Salak salak konuşma Jisung annenin, onun kartını çalıp, Pubg'ye para yatırırken gördüğünü senin de azar yememek için buraya geldiğini biliyoruz.''
''Demi, hangi anne evladının mutlu olmasını istemez ama demi Changbin? Bak sende beni anlıyorsun işte gel sarılayım sana bir.''
Changbin ağzındaki diş fırçasını çıkarıp ona koşturup gelen küçüğün kafasına vurmaya hazırlanırken Felix çoktan Jisung'u yakalayıp yere düşürmüştü. Kendisi de onun üzerine çıkıp onun eşyasını sımsıkı tutan elini ısırarak Jisung'un çığlıklar atarak sızlanışını izledi. O sırada diğerleri de gelmiş Seungmin, Minho, Hyunjin kahkahalar ile izlerken Bangchan, Jeongin, Changbin üçlüsü kavga eden ikiliyi ayırmakla meşguldü. Pek kavga denemezdi tabii.
10 dakikalık sürtüşmenin ardından oturma odasında saçları dağılmış, ellerinde ve boyunlarında ısırık izleri olan ikili dikiliyordu. Bangchan büyükleri olarak onları karşısına alıp konuşmaya karar vermişti fakat ortamın ciddiyeti Changbin'in sesiyle gitmişti.
''Seme kimdi?''
Ortamı dolduran kahkahaların yanında Jisung ve Felix hala itileşmeye devam ediyordu. Diğerleri ise kahkahalarını sonlandırıp dalga geçmeye çoktan başlamıştı.
''Jisung çok dişli çıktın(?)'' Minho kahkaha arasında şakasını yaparken Jisung hararetli hararetli karşı çıkmıştı.
''Onu altıma aldığımda ezmediğime şükretsin. Neyse ki ben canını yakmak istemedim.''
''Güzel masalmış şimdi romana dönelim. Ne diyorduk? Ha! Jisung altımda canım yanıyor diye bağırırken sadece ittirmekle meşguldü.'' Felix'in dedikleriyle ortam daha da cıvımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Seungmin OUT.
Mystery / ThrillerBeraber büyüyen 8 yakın arkadaş her gün birbirlerine vakit ayırabilmek için sözleşirlerdi. Kim Seungmin'in son zamanlarda ki davranışları 7 arkadaşı sürekli meraklandırdığı için klasikleşmiş ağaç evlerinde hemen bir buluşma ayarlanmıştı. Fakat Kim S...