Aslında yazmaktan vazgeçmiştim ama gece gece canım sıkıldı :D kısa zamanda yeni bölüm paylaşıcam.
Multimedia : minho
Ne düşünüp ne yapacağımı bilmiyordum o an elimden tutup çekti ve Taemin'e yumruk atmıştı 'ne yapıyorsun' dememe kalmadan kolumdan tutup sürükledi Tae'yide o halde bırakmıştım tuttuğu elimi elinden çekip ittirdim "ne yapıyorsun sen kendine gel az önce nasıldın şimdi nasıl davranıyorsun?" bana ilk defa böyle sinirli baktığını görüyordum taeye sarılmam onu neden bu kadar sinirlendirmişti?
Bir süre gözlerime baktı sonra "beni seviyorsun başkasına sarılamazsın" dedi kısık bir ses tonuyla boş bakışlar attım bir süre "ayrıldık kime sarıldığım seni ilgilendirmez artık seni sevmiyorum unut bunu" kolumu sıkıca kavradı duvara dayadı bedeniyle duvar arasında kalmıştım "az önce sana aşığım diye ağlayan kız nerde" kolumu sertçe tuttuğu için acıyordu "kolumu bırak" diye bağırdım o umursamadan biraz gevşetip "sana diyorum" diye bağırdı "öldürdün onu" dediğimde kolumu bırakıp
"sen ne ara bu kadar sürtük oldun" dediği anda gözlerim doldu ağlamamak güçlü durmak için kendimi zor tutuyordum yüzüne sertçe bi tokat atıp "bidaha sakın bana yaklaşma" ordan uzaklaşmaya çalışırken arkamdan özür dilediğini duysamda artık fayda etmezdi bana sürtük demesi çok ağrıma gitmişti hemde ben onu bu kadar çok severken.
Niye durmuyor bu göz yaşları ? neden benden izinsiz akmaya devam ediyorlar? ne kadar yürüdüğümü bile bilmiyordum.. bilmiyorum kaç kişiye çarptım kendimde değildim bana nasıl bunu söylerdi.Peşimden gelip bana bağıran adama döndüm.
"Dikkat etsene telefonumu kırıyordun ne kadar pahalı bu biliyor musun" umursamadan yoluma devam ettim peşimden gelip kolumdan tuttu "sana diyorum" yüzüne anlamsızca bakıp gözlerimi devirdim "kırılmamış işte ne istiyorsun" hem bana çarp hem telefonumu düşür bide senden azar mı yiyorum" ne dediğini takmamaya çalışıyordum ama patlicak birilerinide arıyordum aslında sadece "özür dilerim" deyip geçtim beklediği sanırım buydu çünkü ben ilerlerken peşimden gelmiyordu yürümeye devam ettim.
Biri elimden tutup beni kendine çekti kafamı kaldırdığımda dudaklarımız değicek kadar yakındık nefes alış verişini hissedebiliyordum kalp atışlarım ritmini bozdu az önce ne olmuştu bu az önce tartıştığım adamdı
hemen üzerimdeki kolunu ittirip "ne diye tutuyorsun" diyiverdim. sinirlendiği gözlerinden okunuyordu "hayatını kurtardım bide niye tuttuğumu mu soruyorsun ne aklın nerde senin" birsüre baktım bi sessizlik oluşmuştu "bana arabamı çarpıyordu beni sen mi kurtardın?" endişeli bir şekilde hafifçe başını salladı.
"Özür dilerim ve teşekkür ederim" deyip arkamı dönmüştüm ağladığımı fark edicek olucakki beni tutup kendine çevirdi "çok mu bağırdım?" onaylamazcasına kafamı iki yana salladım sakin bi ses tonuyla "gel benle" "nereye" kolumdan tutup karşıdaki cafeden 2 tane kahve alıp yanıma geldi.
Bir yere oturduk "çok kötü görünüyordun o halde bırakmak istemedim" "hayatımı kurtardın zaten boşver" beni çözmeye çalıştığı kesindi anlaşılması zor biriydim.."aslında kurtarman hata şuan sana sövmem gerekiyordu" kahkaha atıp bana baktı "hasta mısın kızım sen" gülümsedim evet onca saat sonra gülümsetebilmişti beni "çok mu belli oluyor"
Hiçbişey demeden elimdeki telefonu alıp bişeyler yazdı sanırım numaramı almıştı "heey napıyorsun" havalı bir tavır takınıp sanırım bana ödemen gereken bir borcun var tekrar görüşücez
kolumdan tutup kaldırdı hadi bin evine götiriyim " istemiyorum" "bu halde bi yere gidemezsin bin" aslında haklıydı dokunsalar düşücek gibiydim ama yinede binmicektim "numaramı aldın şimdide evimimi öğreniceksin" Gözlerini devirdi "anlaşıldı" deyip beni kucaklayıp arabaya bindirdi bağırsamda aldırış etmedi arabasından belliydi zengin olduğu benimle neden bi telefon için tartışmıştı ozaman.
zorlada olsa binmiştim "evin nerde" gülümsedim "söylemicem" tamam benim eve götürürüm ozaman deyip sürmeye başladı "sinir bozucu birisin" deyip hemen hızlıca evi tarif ettim. bakmamaya çalışsam da yandan yandan onu kesiyordum yakışıklı biriydi zengindide hem hayatımı kurtarmış hem de bana yardım etmişti keşke Key de onun gibi biri olabilseydi insanların kalbini kırıp sonra pişman oluyordu. Ben şimdi durduk yere bu ikisini neden karşılaştırıyordum
Bir süre sustuktan sonra bana baktığını fark ettim bana baktığı için bende bakmıştım bir süre göz gözeydik gözleri o kadar yoğundu ki içinde kaybolduğumu hissettim bi an büyü bozuldu önüne döndü tamda bu anda dönülür mü filmlerde bu anlarda yaklaşıp öpüşüyorlardı ya ne diyorum ben bende önüme döndüm
sessizlik bozuldu "adın ne" ona döndüm "sulli" "evine yaklaştık" ne yani o söylemicek miydi ? gözlerimi devirdim "bana birşeyler soruyorsun sen hiçbirşey söylemiyorsun adını söylemicek misin ?" sulli nabacaksın adamın adını ya evimin önüne gelmiştik o ise cevap vermiyordu.
Arabayı durdurdu "görüşürüz sulli" dedi bense "uyuz" deyip arabadan indim arabanın camını aralayıp "Min ho adım minho" sırıtıyordu "tekrar görüşücez"deyip havalı bir el işareti yapıp gitmişti. bense pis pis sırıtıyordum ulan demin ağlıyordun onunlayken keyin söylediği sözlerini nedense unutmuştum neyse şimdi hatırladığıma göre eve gidip deprasyona girebilirdim.
Bulduğum en acıklı şarkıları açıp ağlamaya çalıştım ama nedense içimden ağlamak gelmiyordu keyin söylediği herşeye Lunaya anlatmıştım sonra Minhoyla karşılaştığımı falan filan akşam olmuştu yatağıma uzanmıştım keyin o söylediklerini aklıma getiriyordum ama nedense umrumda değil gibiydi ağlamak yerine gülümsüyordum Acaba Minho arar mıydı ? tekrar görüşebilir miydik ?
Gece gece saçmaladım biraz sabah daha düzgün bi bölüm yazmayı planlıyorum :D :D 12 vote gelince yeni bölüm paylaşıcam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP AĞRISI
Chick-LitTesadüfen karşılaşan SULLİ ve MİNHO unutamadıkları eski aşklarının üstelerinden birlikte gelirler ve zamanla birbirlerine aşık olurlar bu iki gencin önüne bir sürü engel çıkmasına ramen birbirlerinden vazgeçmez ve hayata tutunurlar taki o güne kadar...