Zayn Malik vs Louis Tomlinson
Sizce hangisi kazanır? Hadi bakalım bölümü okumadan tahminleri alalım :D○○○
"Şu koltukları da çekin."
Dans alanı açmak için tüm atıştırmaların ve içeceklerin dolu olduğu masayı çekmiştik ve neredeyse herkes bizimle, aslında az sonra yapacak olduğumuz 'dans savaş'ımızla ilgileniyordu.
Bir kaç çocuk da koltukları çektiğinde artık yeterince alana sahiptik.
Esmer çocuk bana yaklaşıp sırıttı.
"Herkesin içinde striptiz yapmanı keyifle izleyeceğim." dedi yalnızca benim duyacağım ses tonuyla çünkü henüz kimsenin bu iddiadan haberi yoktu.
"Asıl ben bu 'ben muhteşemim' tavırlarını o direkte nasıl devam ettireceğini merakla izleyeceğim."
"Hey, Brinkley'in bu evde iki aptal striptiz yapar diye bir direk bulundurduğunu zannetmiyorum." dedi önemli bir eksiği vurgulayarak.
"Ben sana bulurum." deyip göz kırptım alayla.
"Ah, o sana lazım olacak. Ama beni striptiz yaparken görmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum."
O ukalaca sırıtırken ben de bunun üzerine yüzümü buruşturdum.
"Hadi başlayın artık."
Açılan alanın etrafına toplanan -muhtemelen içinde Finn ve Lottie'nin de bulunduğu- kalabalıktan biri seslendiğinde diğer hepsi de bunu fırsat bilip "Dans! Dans! Dans! Dans!" diye ritim tutturmaya başlamıştı.
Esmer çocuk gülümseyip "daha önce kendimi tanıtmıştım ama aklında kaldığını zannetmiyorum. Ben Zayn." dedi elini uzatarak. Haklıydı, adını çoktan unutmuştum.
Elini tutup "Louis." diye karşılık verdim.
Etrafımızdaki küçük kalabalıktan biri çıkıp önümüzde durdu. Görünüşüyle bile enerji dolu ve eğlence arayan biri olduğu anlaşılıyordu. Hani şu cansız ortamlarda herkesi coşturan ve saçma fikirleri ile macera peşinde olan o uslanmaz çocuk. Heyecanla parlayan kahverengi gözleri eğlendiğinin habercisiydi. Başında iç içe geçirilmiş 3 parti şapkası vardı. Boynuna bol bir şekilde uzun mor püsküllü parti süsünü dolamıştı ve birde ucunda düdük olan bir kolyesi vardı. Onu nereden bulduğuyla ilgili en ufak bir fikrim yoktu. Kalabalığa döndü ve "Kuralları sayıyorum." dedi.
Bu iş hangi ara bu kadar kontrolden çıkıp gerçek bir dans savaşına dönüşmüştü?!
"Belirli bir tarz yok. Herhangi bir müzik açacağım ve devamlı değiştireceğim. Rap, hip-hop, sokak dansı... hepsini yapmaya çalışacaksınız."
Kalabalık keyif aldığını belli eden sesler çıkarttı.
"Hanginizin hangisinde daha iyi olduğunu biz seçeceğiz, alkış oylarıyla. Berabere kalırsanız son bir dans ayarlanacak."
Biraz duraksadıktan sonra kocaman gülümsedi.
"Ve yenen..." deyip kalabalığa yaklaşınca "gururla omuzlarda taşınacak." diyerek sözünü tamamladığı sırada koşup kenara çekilen koltuğun üzerine çıktı ve Zayn'le garip bakışlarımız eşliğinde kendini kalabalığın arasına attı. Yere düşüp kemiklerini kırmasını beklerken garip bir şekilde senkronize olmuş topluluk bu ilginç çocuğu taşıyordu.
"Aynen böyle." diye bağırdı çocuk halinden memnun olduğunu belli eden sesiyle.
Gözlerimi büyütüp kafamı olumsuzca sallayarak karşımdaki manzaradan uzaklaştım. Saniyeler sonra çocuk tekrar karşımızda belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOUCH THE SKY (LARRY STYLINSON)
Fanfic"Aşk ile nefret arasında ince bir çizgi vardır." derler.Peki bu teori kendini kardeşi gibi gören birine 4 yıldır umutsuzca aşk besleyen bir "İBNE" için geçerli mi? Bir tarafta hayatını boka çeviren sikik duyguları yüz...