Zaman önceki bölümlerde olduğu gibi geçiyordu. Yani kötü ve sıkıcı. Ben de o okulda her ne kadar canavara dönüşmeye başladıysam da bunu hiç istememiştim. Mesela insanlarla arkadaş olamamıştım. Hep hayvanlardı arkadaşlarım. Bir tavşanım,kedim ya da köpeğim olsun isterdim hep.
Hatta o zamanlar evcil hayvan günleri olurdu okulda. Hayvan götürmeyen tek kişi ben olurdum. Bu yüzden okşayabildiğim tüm hayvanları okşardım.
O zamanlardan beri benim onları sevmem gibi hayvanlar da beni seviyordu. Hatta öyle ki şu anda bile başka bir çocuğa hırlayan köpek ya da tıslayan kedi bana gelince çok ponçik dost canlısı oluyordu.
Ben onları her zaman sevemiyordum çünkü bazen gerçekten fazla müsait olamıyordum. Ama sevdiğim zamanlar da oluyordu. Bir gün bunu anneme sordum. Annem "Hayvanlar onları sevebilecek onlara zarar vermeyecek insanları kokularından tanırlarmış.Seni de bu sebeple seviyorlar."dedi.
Bu sene 15 yaşındayım bu sene bile hâlen daha bazı hayvanlarla insanlarla olduğumdan daha iyi geçiniyorum.
Dediğim gibi okulumuzda evcil hayvan günleri olurdu o zamanlar. Ben de okşayabildiğimi okşar sonra tavşanların yanına giderdim.Kimse hayvanlarını okşamama kızmıyordu. Çünkü neden kızsınlar ki? Sonuçta o günün etkinliklerinden biri de buydu. Evcil hayvan günlerinde bahçe hayvan dolardı. Tavşanlar,kediler,köpekler...
Bir sürü hayvan olurdu.Okulda en sevdiğim zaman babamın gelmesi dışında bu zamandı. Mesela tavşanlar benimmiş gibi hissederdim hep. Ne de olsa onları bu kadar seven tek kişi bendim. Hatta onlara ağaçlardan kopardığım yaprakları yedirirdim. Okulumuzdaki hayvanlar tavşanlarla sınırlı değildi. Ayrıca anasınıfı bölümündeki balıklar, iki keçi, iki köpek, güvercinler ve bir kaplumbağa da vardı. O köpeklerden biraz korkardım. Benden uzunlardı ve çok agresiflerdi.
Bir keresinde zorbalarımdan biri topumu köpeklerin yanına atmıştı. Güvenlik görevlisi topumu alana kadar ağlamıştım. Çünkü köpeklerin topumu patlatmasından korkmuştum.
Ama bir gün o köpeklere karşı duygularım değişti. Bir gün onların olduğu bahçenin yanından geçiyorduk maksadımız çiçeklerin yanına gitmekti. Herkese hırlıyorlardı ama bana hırlamadılar hatta gülümsediler. Ben de gülümsedim ama hâlâ biraz korktuğum için onları sevemedim. Sonra keçilerin yanından geçip tarlaya geldik.
Bir gün ben anasınıfındayken sadece anasınıfının görebildiği bir bahçe vardı oraya gittik. Orada bizi beyaz bir oğlak karşıladı. Herkes onu sevmeye başladı. Ben de dahil herkes. Sonra oğlak sırayla onu seven herkesi dürtmeye başladı. Bu rahatsız olduğu anlamına geliyordu.Beni dürtmedi. Sonra ondan ayrılıp o bahçedeki kaplumbağanın yanına gittim. Kaplumbağa beni görünce yanıma geldi ve onu sevmeye başladım. Tavşanlar dışında ikinci en iyi arkadaşım oydu.
Şimdi hayvanlarla bu kadar iyi anlaşltığım için veteriner olmak istediğimi düşüneceksiniz ama ben ünlü bir aktris olup bütün zorbalarıma ne kadar değiştiğimi göstermek istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tombul Kız ( Tamamlandı )
Non-FictionİLK KİTABIM OLDUĞU İÇİN YAZIM HATALARI OLABİLİR, LÜTFEN BUNU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK OKUYUN Daha bitmemiş olan okul hayatımda şu ana dek her zaman mutlu olduğu, dersleri sevdiği ve hiç dışlanmadığı sanılan; önde oturan o şişko kızdım. Gerçi hâlâ da...