" Soğukluğu Hisset ''
Elime aldığım 4.bardağı da fondip yaptım. Başımın ağrısı iyice şiddetlenmişti ve heryer bulanıklaşmaya başlıyordu. Kafamı kaldırıp dışarıya doğru baktığımda bit süliet gördüm. Gözlerimi kaç defa ovuştursam da karşımda ki şey bir türlü kayboylmuyordu. Şaşırtıcı olan ise yüzü belli değil. Tanrı aşkına bu bir oyun mu??!
"Anastasia! Neyin var?" diyerek dürten Katy'e zorlukla döndüm. "Dalmışım Katy...Birşeyim yok" diye tebessüm ederek "Eee? Neler yapalım çocuklar?" demem etraftaki gerginliğin yerini rahatlamaya bırakmak için yeterli oldu."Bence bir oyun oynayalım ne dersiniz?" dedi Arabell. Ona bakıp" Düşünüp karar verelim bakalım" dedim ve sırıtışıma engel olamadım.
Gece 3 civarı Londra'nın merkezinde bir bardayız. Amacımız kafa dağıtıp sohbet etmek.... En yakın arkadaşım Katy ve diğerleri Jackson, Arabell, Zedd ile 5 kişiyiz... Okulda onlarla takılıyorum ve çok kıyak insanlar.Yeni siparişlerimiz geldi ve içmeye koyulduk.Tekrar o tarafa kafam kaydığında sonunda gitmişti ve içimde tuttuğum korkuyu bir anda salıverdim.
"Hadi itiraf etmece oynayalım ne dersiniz? Foyaları ortaya dökelim gençler!" diyen varlık Katy'di. Benim en büyük sırrım bakire olmam ve bunu büyütmüyorum ama etrafımdaki insanlar genelde yadırgarlar...Hep bir ağızdan tepki versekte ısrarına karşı duramadık ve oynamaya başladık.
Şişe çevirmece gibiydi. Ucu kime geliyorsa bi fondip yapıp itirafta bulunuyordu. İlk çevirmede şişe Jackson'a geldi. Bir fondip yaptı ve "Auff bunu nasıl desem..." diyerek düşünmeye başladı. "Tamam buldum! İtiraf ediyorum..." meraklı bekleyiş içimizi kemiriyor " Jack söyle şunu!" diyerek pes ettim.
"Tamam. Benim 6.hissim çok kuvvetli ve ölüleri görebiliyorum" bende dahil olmak üzere masadakilerin yüzü tuhaf bir şekil almıştı."Tanrım! Sen ciddi misin?" bunu diyen Zedd'i ve altına kaçıracak durumda ... Ağzımdan tıskırma kaçsa da daha fazlasını engelleyerek " Bu konu üzerinde fazla durmayalım olur mu?" diyerek geçiştirmeye çalıştım çünkü böyle şeylerden çok korkarım. Oyuna devam ettik ve sıra bana geldi. Işıldamış gözler görüyorum... Yüzlerine bakarak histerik bir kahkaha attım. Bakire olduğumu söylemiceğim tabi ki de " Şuana kadar bir insanın kılına bile zarar vermedim" masa kahkaha attı " Seni cici kız Anastasia hahahahaha" diyen Arabell'e kötü bir bakış fırlattım. Ne varki bunda ?Ayrıca bir insana nedensizce zarar vermek oldukça saçma.
Oyunumuza devam ettik ve gecenin sonlarına doğru kör kütük sarhoş olduk. "Hey! Bell neden yüzün kaymış senin ahahahahah" kime ne dediğimi bilmiyordum. Bell kahkaha atıp "Asıl sana bak kızım üstün başın çorba gibi " Katy, Bell ve ben fazla kaçırdık.Zedd " Kızlar artık eve gitmeniz gerek " diye uyardı ve bizi bırakacaklarını söyledi. Fakat hava almak istiyorum çünkü içerdeki ortamın gürültüsü ve iğrenç havası beni boğmuştu.Zorla da olsa ikna ettim ve "İyi geceler gençler!" diyerek sağa sola savrula savrula dışarı çıkmayı nihayet başardım. "Vuhuuuuuuuuuu!" diye bağırdığımda herkez bana bakıyordu. Tanrı aşkına bunların dertleri ne?
Temiz havayı ciğerlerime doldurarak yürümeye devam ettim. Etrafıma baktığımda aracılık yapan bir grup erkek ve önüne gelene kur yapan bir çeşit sürtükten ibaret hiçbir insan yoktu. Yüzümü ekşittip "Bunlar ne iğrenç insanlar böyle? Auff" diyerek homurdandım. Yürümekte zorlansamda ilerlemeyi başarıyordum.Bir süre sonra etrafımda böcek sesleri ve bir kedi dışında hiçbir şey olmadığını fark ettim. Sırayla dizilmiş ,korku filminden fırlamış ;ve beni ürkütmeye yetecek kadar harabeye dönmüş evler vardı.
Kabul ediyorum! Şimdiden tüylerim diken diken oldu!. Korkumu yenmek için şarkı mırıldanmaya başladım. Bu arada da etrafa göz gezdirmiyorum değil...Hava fazla soğumuştu ve üzerimde sadece ince askılı, tek parça bir elbise vardı. "Gerizekalı Ana! Ne diye Zeddler ile gitmedin ki!" dedim ve kendime küfürler savurdum. Ellerimle omuzlarımı bir nebze ısıtmak için sıvazladım ve...O da ne!? Hayır tanrım... Arkamdan gelen sesler lütfen bir çeşit canlıya ait olmasın lütfen lütfen!!! Bütün duyu organlarım benim adıma çalışmaya başladı ve kulaklarım bir karınca kadar hassaslaştı. Gözlerim faltaşı gibi açık ve kalbimin ağzımda attığına yemin edebilirim. Arkamdaki ayak seslerini duymamla adımlarımda ki vitesi artırdım. Vücudumun içine doğru sıcak bir sıvı yayıldı. Hayır hayır bu 'Oxton' filminde ki gibi olamaz değil mi....(Kızı alıp kaçırır ve organlarını parçalar) Aklımda milyonlarca şey dolanıyordu ki kolumda bir soğukluk hissettim. Büyük eller kolumu sımsıkı sardığında ateş gibi olan vücudum kutuplara uzanmış gibi buz kesti. Tanrım! Bu ne kadar soğuk birşey böyle?....
İlk defa hikayeye başladım. Acemiliğime sayın :D +10 vote ve birkaç yorumda yeni bölüm gelir. Acaba bu el kime ait???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Died For Love
Fiksi PenggemarTek başınalık yalnızlık değildir. Tek başınalık kendinin tam olduğunu hissetmek anlamına gelir. Hiçkimseye ihtiyacın yoktur, sen yeterlisin. Ve bu; aşkın içinde gerçekleşir. Aşıklar tek başına olurlar...Aşkın ayrıcalığıyla sen içsel bütünlüğüne doku...