Bu bölüm sevgili OtreraOfficial 'a ithafen yazılmıştır. Medyada ki şarkıyı dinlemeyi unutmayınız.
.
.
.Zaman durmuş beraberindeki her şeyi içine alarak dondurmuştu. Şimdi kesselerdi bileklerini kanı akmaz, canı acımazdı. Şimdi aldığı bütün soluklar ciğerlerine ulaşmıyor sadece burnundan geçip öylece kalıyordu. Kulaklarındaki uğultu onu içine çekiyordu, Emir şoka girmişti.
Karşısında ona kararlı gözlerle bakan genç kız hoşlandığını söylemiş onu bilinmezliğin içine itmişti. Sevdiği adamın kız kardeşiydi, çalışanıydı, ondan küçüktü ve Can belli ki ona bir şeyler hissediyordu. Omuzuna dokunulunca düştüğü yerden hızlıca kalktı ve ona endişeyle bakan bir çift gözle karşılaştı.
"Azra," dudakları birbirine dikilmiş bir kumaş parçasının ayrılışı gibi açıldığında ağzından bir tek onun ismi çıkabilmişti. Azra duruşunu düzeltip ona gülümseyince Emir oturduğu koltuktan kalkıp odanın içinde turlamaya başladı.
"Ben, ben seni şaşırttığımın farkındayım," dedi Azra. Emir yavaşça ona döndü, kararlı sağlam bir dik duruş vardı karşısında ve kesinlikle ciddiydi.
"Azra, bak nasıl söyleyece-" ona doğru atılan genç kızla cümlesi yarım kaldı. Azra hemen ona yaklaştı ve önünde durdu.
"Biliyorum ben senden büyüğüm, abinin arkadaşıyım ve patronunum diyeceksin. Ben hepsini göze aldım. Reddedilebilirim, ama bu sana olan duygumu hatta duygularımı değiştirmeyecek. Senden hoşlanmaya devam edeceğim."
Emir sıkıntılı bir nefes aldı ve konuşmak için ağzını açmıştı ki telefonu çalmaya başladı. Ekranda beliren isim; tam karşısında dikilen kadının abisiydi, sevdiği adamdı. 'zamanlaman harika(!)' diye geçirdi içinden ve telefonu meşgule atıp cebine attı.
Hala ona bakan Azra'ya döndü tekrar, onu incitmek istemiyordu. Zihninde Savaş'ın iki yıl önce söylediği cümle yankılanmaya başladı....
- 2 yıl önce Alaçatı -
Sıcak rüzgar derilerine nüfuz edip onları bunaltmaya devam ediyordu. Şezlonga uzanmış geldiği tatilin keyfini çıkarmaya çalışıyordu Emir. Gözündeki güneş gözlüğünü çıkarıp bir ucunu iki dudağının arasına aldı ve hemen önünde denizden çıkan sevgilisinin ona doğru gelişini izledi. Dudaklarında beliren tebessüm kalbindeki aşkın yansımasıydı, iki yıl önce olan o malum kazadan sonra onu çok sık göremez olmuştu ve bu tatile de zorla getirmişti.
Hemen yanındaki şezlonga oturan adama yaklaştı ve dudaklarını henüz ıslak olan omuzlarına bastırdı, tuzun o baskın tadı hemen yayılsa da dudaklarına o tat da sevgilisinin izi vardı. Savaş omuzunun üzerinden ona bir bakış attığında gözleri kesişti ve Emir dudaklarını onun dudaklarına bastırmak için öne atıldı. Sevgilisi kafasını çevirince dudakları onun ıslak ve tuzlu saçlarıyla buluşmuştu ama bu onun için sıkıntı değildi, her zamanki soğuk Savaş'tı işte.
Dudaklarını büzüp ona ters bir bakış attıktan sonra kalktığı yere tekrar oturdu, bulundukları alan sessiz sakin bir yerdi ve onlarda gözden uzak bir yer seçmişlerdi. Aksi taktirde yan yana yürümeleri bile garip karşılanıyordu, homofobik insanlar beynini kapatıp öyle konuşanlardı.
"Aklın hala Azra da değil mi?" dedi sevgilisinin güzel yan profilini izlerken. Savaş, Emir'in onun için getirdiği havluyla kurulanırken bir yandan da onun için getirilen kokteyli yudumluyordu. Evet aklı kız kardeşindeydi, Azra on sekiz yaşına yeni girmişti ve karşısındaki adam yüzünden onu yalnız bırakmak zorunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ
General Fiction"Elinde tuttuğunu sandığın şey içine sürükledi şimdi seni. Işık olduğunu sanmıştım ama burası zindanın ta kendisi." 15/05/2021