Sabah gün aydınlanmaya doğru kapı açıldı Devil Is Son elinde bir torba ile geri dönmüştü.
-Günaydın gençler , nasılsınız ? Ne o keyfiniz yok gibi aaa tabi bahçede hava alamadınız, öyle değil mi ? Üzgünüm benim hatam çıkışları açmayı unutmuşum. Neyse ee karar verdiniz mi ?
-Evet bundan başka yolumuz olmadığı için. Fakat dünden beri merak ettiğimiz bir şey var bütün bunların karşılığında biz ne yapacağız ? Bizden asıl istediğin nedir ?
- Tanrıya şükür bir an için bu konuya hiç değinmeyeceğinizi düşünmüştüm. Burada asıl mesele bu ama korkmayın , üstesinden gelemeyeceğiniz bir şey istemeyeceğim. Bilirsiniz yaptıklarımın karşılığında sadece küçük bir teşekkür .
- Nasıl bir teşekkürden bahsediyoruz ?
-Sakin ol evlat ! Bakın ben eskiden sadece büyücülerin yaşadığı bir kasabada yaşıyordum. Ne yazıktır ki buranın bazı sıkıcı kuralları vardı. Örneğin güçlerimizin en eğlenceli olan kısmı kara büyü gibi ve ben bu kurala uymayı reddettim işte bu yüzden atalar konseyi beni bir daha kasabaya giremeyeceğim şekilde postaladı. Geri dönmem imkansız aynı zamanda bu küçük düşürücü hareketlerine bir misilleme ile karşılık vermek istiyorum. Onların güçlerine ihtiyacım var. Ben o kasabaya yaklaşamıyorum elimde olan güçten dolayı hemen anlaşılıyor. Sizin gibi canlı kanlı normal insanlar zaten giremez, onlara da yasak. O yüzden sizler oraya girip benim dediklerimi yapacaksınız. Oldukça basit...
(Edison sabırsızlanarak araya girdi.)
- Peki insanların dahi giremediği kasabaya biz nasıl gireceğiz ?
-Bekle biraz 'normal insanlar 'dedim , sizler teklifimi kabul ettiğiniz anda artık hiç bir şey normal olamayacak kadar anormal olacak. Bakın size hırpalandığınız, acımasızca sürüklendiğiniz bu bataklıktan çıkmak için güç lazım bana da ;o büyücülerin güçleri. Böylece ortak çıkarlarımız için ittifak olacağız. Sizi temin ederim yeni hayatlarınız tahmin ettiğinizden de güzel olacak. Hem bataklıktan çıkıp üstüne bir de ölümsüz olmak istemez miydiniz ?
Jack ve Edison duyduklarını sindirmeye , anlamaya çalışıyordu. İkisi de aklının bir ucundan bu güce sahip olmayı diliyordu sadece her şey rüya gibi geliyordu , gerçek olması mümkün olmayan düş... Jack sefil ve perişan geçen hayatını düşündü. Hayat ona ve onun gibilere adil davranmıyordu. Güzel anıları o kadar azdı ki... Bu dünyanın hep karanlığını yaşamış , hiç bir güzelliğini keşfedememişti. Oysa ki çok bedel ödemişti. Neden mutluluğu hak etmemişti ? En ihtiyaç duyduğu anda Tanrının ona kapılarını kapatmıştı , terkedilmişti. Belki onun da sırf bu sebeple bile olsa şeytan ile anlaşması makuldü.
- Ben varım haydi yapalım şunu !
-Sen Edison hazır mısın ? Austin için bu bedeli ödeyecek misin ?
- Aslında kafamda bir kaç sorun var. Ölümsüz olmaktan bahsettin ben tek başıma ölümsüz olmak istemiyorum. Austin ve diğerlerinin de ölümsüz olmasını istiyorum. Yoksa işin ucunda benim kellem dahi olsa ben yokum !
- Dur bir saniye, diğerleri dediğin kaç kişiden bahsediyoruz ? Yüzlerce kişiye bu gücü vermem imkansız.
-Hayır sadece beş kişi Jack ve ben dahil toplamda sadece yedi kişi. Dediğim gibi diğer türlü beni öldürsen de kabul etmem.
Devil Is Son elini alnına koydu düşündü, yedi kişi... Bunu yapabilir miydi ? Bir şekilde yapması gerekiyordu, daha da güçlenmesi için buna ihtiyacı olacaktı. İnsan olmayan yedi kişilik ordu bu işleri daha hızlı halledebilirdi , ne kaybedebilirdi ki emrine amade yedi AVCI.
-Pekala kabul. Önce onları kurtarmalıyız öyle değil mi ? Görünen o ki bunun içinde bir plan yaptınız değil mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVCI
Teen FictionElisa ve Jack... Ne yaparsan yap aşktan kaçamazsın !Bir tesadüf , bir büyü, bir yalnızlık ... Her şey aşka susamıştı ve bütün kaçışlar ona dönmek demekti.