Başlangıçta...

28 1 0
                                    


Geçen altı ayda ne acısı geçti ne de intikamını alabildi. Götürüldükleri madende her geçen gün daha beter hale gelen hayatlar vardı artık onlar birer köle sermayesiydi. Her gün bir ceset ekleniyordu bunların arasına. Her gün çektikleri acılara daha fazlası ekleniyordu. Kiminin bünyesi artık dayanamıyordu. Jack'inse tek dayanağı bir gün almayı beklediği intikamıydı. Dayandığı bütün her şey hatta; hayatta olduğunu hissettiren tek şey vardı intikam. Bütün duygularını manipüle eden tek duygu vardı artık onda ,intikam , daha önce asla bu kadar yük taşımak zorunda kalmamıştı.

Her gece uyumadan önce ince hesaplar yapmaya başladı. Bir şekilde bu bataklıktan çıkacaktı, hem de yanındakilerle beraber ve ona bunları yaşatanlar bunların hesabını verecekti. Önce güçlenmesi gerekiyordu fakat sadece onların işlerine yarayacak kadar yemek veriliyordu. Ne eksik ne de fazla...Ayrıca düşünmesi gereken çok önemli detaylar vardı; içerideki adamların sayısını biliyordu ,hangisi silahlı biliyordu ama dışarıdakileri bilmiyordu. Bir kere madenin girişinde eli silahlı bir adam görmüştü ve sadece onunla sınırlı olmayacağını biliyordu muhakkak daha fazlası vardı. Elinde bir silah yoktu eline silah geçirmesi gerekirdi ayrıca ona yardımcı olacak müttefikler. Kendi koğuşundaki Austin ondan önce buradaydı onu bu plana dahil etmeliydi belki de onun müttefikleri olabilirdi. Mutfağa geçişin bir yolunu bulmalıydı , yemek görevlisi adam yaşlıydı kolayca haklanabilirdi ama haklamak önemli değildi onunla pazarlık yapıp , onu ikna etmek daha uzun ve verimli bir yol olurdu böylece gizlice yediklerinin miktarlarını artırabilirdi. Ama ona ne ile ödeme yapacaktı işte bu bir muammaydı. Bunca bilinmezliği ne olursa olsun çözecekti.

-Hey adamım Austin , şiiişşşttt uyudun mu ?

-Hayır jack ne oldu?

-Seninle konuşmam gerekiyor.

-Jack şu an olmaz ! Birazdan nöbetçi kontrole gelecek ayakta olursak arıza çıkarabilir yarın iş başındayken konuşalım dostum.

Ertesi gün öğle arasında yemek molası için oturduklarında Jack usulca yeni dostu Austin'e yaklaştı.

-Buradan kaçmamız lazım.

-NE !

(Tepesinde dikilen adamları görünce gözlerini kaçırdı , farkında olmadan yüksek sesle cevap vermişti.)

-Saçmalık bu , anında leşimizi yere serebilirler , ya da belki haklısındır ceset olarak buradan çıkarız ? Çok hoş olurdu değil mi ?

-Şşşşşştttt sessiz ol ! Dostum vaov hey dur kimse ölmeyecek buradan çıkacağız ama önce bize sıkı bir plan ve birazda yandaş lazım bulabilir miyiz? Kendi safımıza birilerini daha çekersek bu iş daha kolay olur.

-İyi ama bize kim yardım eder ? Senin geride bıraktığın birisi olmayabilir, buradaki insanların çocukları eşleri ellerinde ve sırf bu yüzden bile kimse bize yardım etmez.

- Peki ya onları da kurtarırsak ?

- Nasıl ?

- Hey siz ikiniz sesiz olup tıkının işler sizi bekliyor. Hey patron ! burada erkek görünümlü iki kadın var aahahahah ,hadi beyler erkek olduğunuzu ispatlamak için iş başına !

(Elinin tersiyle ellerinde duran yemek çanaklarını yere savurdu , kalan yemeklerde mideleri yerine toz toprağa bulanmıştı.)

O gün Jack ve Austin bir daha yan yana gelmediler diğer türlüsü ikisi içinde dikkat çekiciydi ,burada insanların kişisel ilişki kurmalarını istemiyorlardı. Jack ise etrafı gözetliyor kafasından hesaplar yapıyordu. O gece yine kafasından olasılıkları geçirirken bir ses duydu ve anında ağzını bir el kapattı, bir kaç kişi üstüne çökmüştü hareketsizdi bağırması ise imkansız. Hepsi de tanıdığı yüzlerdi. İçlerinden birisi;

-Benjamin hızlı olun nöbetçiler gelmeden bitirin !

Edison Jack'e baktı ve;

-Kafanda ne planlıyorsan Austin'i bu işe bulaştırma ! Saçma sapan kaçma planlarına sakın bir daha onu dahil etme ! Eğer onun başına bir şey gelirse seni kendi ellerimle öldürürüm. Ve bir daha Austin'e yaklaşma yoksa bütün kemiklerini kırarım.

Jack'i serbest bırakıp gittiler. Kahretsin bu da neydi böyle ! Demek Austin içten içe ona inanmış ve planı için onlarla konuşmuştu. Jack planladıklarından vazgeçecek değildi, bir şekilde o gruba girmenin yolunu bulmalıydı. Bu insanların kölelikle yetinmelerini anlamıyordu. Aslında kilit nokta onun gerisinde kimse yoktu diğerlerininse bu haydutlara boyun eğmek zorunda oldukları aileleri ve onlara kavuşma umutları vardı. Onlar bir gün bu bedelin bitip ailelerine kavuşacaklarına inanıyordu. Onları bu yüzden suçlayamazdı. Artık bu işte yalnızdı. Tek başına kalmış olsada vazgeçmeye niyeti yoktu . Jack tipik yaralı aslan gibiydi ölmeden önce bitirmesi gereken işler vardı ve onları halletmeden de ölmeye niyeti yoktu. Ne olursa olsun başaracaktı, ya da en azından denerken ölecekti. Bunun önemi yoktu, ölmesinin. Bu şekilde kapatılmış hayvan gibi yaşamak istemiyordu.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin