23.09.2037
Alpar, 17 yaşında iken"Oğlum, oy kurban olurum sana ben!"
Boynuma sarılıp öptü. "Kurban olma, benim için kendini feda edersen çok üzülürüm."
"Senin için neler feda etmedim ki? Canım neymiş?"
Neler feda ettiğini bilmiyordum, ama bana çocukken söz verdiği yaştaydım artık. 17 olmuştum ve her şeyi anlatma zamanı gelmişti annemin.
"Anlatacak mısın bugün?"
Sıkıntılı bir nefes verdi. "Anlatacağım söz, ama Alper gelsin. Yemek falan yiyelim önce.."
"Kaçıyorsun anne!"
"Çok mu belli ettim?" Gülerek onayladım.
Anneme benziyordum ve annem bundan çok memnundu. Aman, birde babana benzeseydin uğraşamazdık gerçekten, derdi. Babamın yaşadığını biliyordum, fotoğrafını da görmüştüm hatta. Ama neden annemin ondan nefret ettiğini bilmiyordum.
Babamın eksikliğini hissettiğim çok olmuştu. Ama dayım ne zaman babamı istesem yanımdaydı. Babamdan daha çok babaydı bana. Belki de onun sayesinde bu kadar az hissetmiştim eksikliğini.
Bazen dayım, senin baban beter olsun oğlum, anneni zamanında çok ağlattı, derdi. Tanımasam bile çok kızardım babama, annemi ağlattığı için.
"Biz babanla ben henüz 19.5 yaşında iken tanıştık. Hava yağmurluydu ve ikimizde derse geç kalmıştık. Aynı üniversiteye gitmiyorduk, otobüste karşılaştık. İlk diyaloğumuz şeydi; bir bahçelievler gönderir misiniz? Zamanla hep otobüste karşılaşmaya başladık. Arkadaş sonra da sevgili olduk. Çok seviyorduk birbirimizi biz Alpar. Ona o kadar aşıktım ki.. O da beni seviyordu tabii. Bir gün, onun evinde iken.. Beraber olduk biz. Senin dünyaya gelmen için atılan ilk adımdı bu ve ikimizin de henüz haberi yoktu. Sabah uyandığımda, baban yanımda değildi oğlum. Komodinin üstünde biraz para ve buzdolabına yapıştırılmış bir not vardı sadece. Geri gelmeyeceğim ama sen hoşçakal yazıyordu o notta. Gecelerce ağladım oğlum ben, gecelerce. Beni bir fahişe yerine koydu diye o kadar çok ağladım ki. Sonra seni öğrendim, toparlanmak zorunda hissettim kendimi. Annemle babam sırt çevirdi bana, evlenmeden hamile kaldığım için. El aleme ne deriz, dediler. Yalnız, dayın kaldı yanımda. Arjantin'de idi o zaman, kalktı geldi hemen. İstifa etmiş meğer, dayın bizim için hayallerinden vazgeçti, ben senin için ailemden vazgeçtim oğlum. Bunu hiç unutma tamam mı? Yine olsa yine vazgeçerim. Sen bana ne yaparsan yap oğlum, üzsen de kırsan da ağlatsan da ben günün sonunda senin için senden bile vazgeçerim. Canım neymiş ki?"
Uzanıp gözyaşlarımı sildi annem. "Ağlama canımın içi, baban da annesi için gitmiş zaten. Çok sonra öğrendim. Annesini seçmek zorunda kalmış. Gidiş şekli yanlıştı ama nefret etme ondan olur mu? Yüreğinde nefrete ve kine yer olmasın oğlum. Ben seni severek büyüttüm, severek büyümeye devam et."
"Anne, bunu sana nasıl yapar?"
Beni kendine çekip başımı boyun girintisine soktu. Hep yaptığı gibi, ağladığımı görmemek için sarıldı bana.
"Sen bir başkasına yapma, olur mu? Şimdi söyle bana. Babanla tanışmak ister misin?"
Başımı kaldırıp ona baktım. "Ne?"
"Babana sözüm var, sen bir buçuk yaşında iken mesaj atmıştım ona. Hem seni haber vermem gerekiyordu, hakkıydı çünkü. Hemde ayaktayım, yıkılmadım ben Erim, demem lazımdı. Onunla vedalaştığımız gün söz verdim, eğer ona her şeyi anlattığımda seni görmek isterse, sana ilk ben ulaşacağım dedim."
Bakışlarımı kaçırdım. Evet demek gibi bir seçeneğim yoktu, anneme bunu yapamazdım.
"Ben üzülmem Alpar, kocaman oldun. İstediğin kararı ver.""Bir kez de ben vedalaşayım mı anne?"
Gülümsedi. Kocaman gülümsedi ve telefonunu çıkardı.
WhatsApp'a girip Erim yazan isme tıkladı. Önceki mesajları açılırken, annemin yazdığı mesaja baktım.
Veda: tekrar, vedalarda buluşalım mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vedalarda Buluşalım |texting
Short Story05*********: Herkese hoşçakal, ama sana elveda sevgilim 05*********: Çünkü, sen bensiz hoş dahi olma