Kapı çaldığında, Alpar yerinden kıpırdamadı. Hazır değildi belki de, "istersen söylerim gider oğlum."
"Hayır, gitmesin." Kalktı ve kapıya ilerledi. Bende peşinden ilerledim.
Kapıyı açtı ama onu içeri almadı.
"Bahçeye geçelim" dedi, ve önden ilerledi.Yemin ederim onu eve almadığımı bilmiyordu. Annesinin oğlu, gurur duydum seninle.
"Alpar ben" dedi, direkt gözlerinin içine bakıyordu. Küçük adımlarla gidip oğlumun yanına oturdum.
"Erim bende oğlum. Çok büyümüşsün. Tıpkı annene benziyorsun.."
"Ay çok şükür"
İkisi de bana döndü. Sesli söylemiştim sanırım. Önemli değil, iyi ki bana benziyor."Ne bakıyorsun Erim? Sana benzeseydi ne olacaktı?"
Erim bana cevap vermedi. Tekrardan oğluma döndü ve konuşmaya başladı. "Yemin ederim ne isteyerek ayrıldım annenden, ne de senden haberim vardı. Sen bebek iken öğrendim ama, yüzüm yoktu seni görmek istemeye. İstesem bile, izin vermedi ki annen"
"Sorun, ne annemle ayrılman ne de beni görmeye gelmemiş olman. Sorun, annemden ayrılma şeklin. Bak, ben bu yaşıma kadar sevgiyle büyütüldüm. Her şeyden güçlü olduğunu iyi bilirim. Ne olmuş olabilir de sen o komodine para koyma cüretinde bulunabilirsin?"
"Ben, açta açıkta kalsın istemedim. İhtiyacı olur diye düşündüm."
Alpar güldü, öyle bir güldü ki ben şu ana kadar onun böyle yapmacık ve sinirli bir kahkahasını hatırlamıyordum. "Açta açıkta kalmasın istiyorsan gitmeyecektin efendi! Hadi gittin, gidecektin. Yüzüne söylemeye mi korktun? Bundan mı utandın? Nerede senin insanlığın?"
"Haklısın, ama gençtim o zaman. Akıl edemedim. Toydum henüz."
"Bak, ben daha 17 yaşındayım ama ben akıl edebiliyorum bu yaptığının ne hissettirebileceğini. Sen bu yaptığınla annemden ailesini dayımdan da hayalini çaldın. İnan kendim umurumda bile değilim ama, senin şerefsizliğinin faturası çok ağır oldu. Haberin olsun."
Erim ağlamaya başladı. "Yıllardır bunun vicdan azabı ile yaşıyorum. Affedilmem biliyorum ama bir umut oğlum. Bir umut belki telafi ederim"
"Bana oğlum deme, tek bir sprem seni baba yapmaz"
Erimin ağlaması şiddetlendi. "Gitmek zorundaydım. Annem intihar etmişti Alpar. Sırf Veda ile birlikteyim diye canına kıymaya kalkmıştı. Sabah haber aldım, hastaneye gittim. Geri dönemedim çünkü öldürürdü kendini."
Alpar şokla ona bakıyordu. İntihar olayının detayına inmemiştim ve o bunu tahmin etmiyordu.
"Anneme niye hiçbir şey söylemedin peki?"
"Söyleyemezdim ki, utandım. Annem senden nefret ediyor, o kadar nefret ediyor ki senle ayrılmazsam canına kıyacakmış, diyemedim. Hatalıyım biliyorum, çok hatalıyım. Masum değilim ama o kadar da suçlu değilim."
Alpar yutkundu. Ayağa kalktı ve elimden tuttu. "Anlıyorum, benimde annem böyle bir şey yapsa bende ayrılırdım sevgilimden. Ama bil ki, senin gibi ayrılmazdım."
Erim de bizimle birlikte ayağa kalktı. "Gidecek misin?"
"Evet. Elveda."
"Alpar, yalvarırım oğlum elveda deme bana. Görüşürüz diyelim. Belki görüşürüz?"
"Elveda, Erim bey."
Beni de çekiştirerek eve sokarken son gördüğüm yerde hıçkırıklarla ağlayan Erimdi.
Ona üzülmüştüm, çok üzülmüştüm.
"Elveda demeseydin ya oğlum."
Bana döndü bakışları. "Onunla görüşerek sana ihanet edemem anne"
Ellerimi yanaklarına koydum. "Sen, benim biricik oğlumsun. Bana ihanet falan etmiş olmazsın. Baban o senin, baksana nasıl ağlıyor.."
Camdan dışarı baktı. Yutkunduğunu işittim, gözlerini benden kaçırıp mırıldandı. "Hayır anne, istemiyorum. Sana neler yaptı. Onu düşünme sen! Üzülme ona!"
"Ben acımasız biri olmayı pek beceremedim oğlum. Üzüldüm yine ona, kaç yaşında adam, nasıl çöktü. Sürekli görüş, sıkı fıkı ol demiyorum ki sana ben. Ayda bir bile olsa görüş ama. Baban o senin. 15 yıl, belki bir umut beni ister diye bekledi o. Ara ara geldi, ne zaman anlatacaksın diye sordu. Zaman zaman fotoğrafını istedi, verdim. O da bir baba, beceriksiz ve kötü bir baba olsa bile baba işte."
Bana sarıldığında başını kendime bastırdım. "Anne, ama ya kırarsa seni yine?"
"Beni bundan sonra kıramaz o, beni kıracak kadar yeri yok hayatımda. Seni kırmasın yeter oğlum. Kırmaz da zaten, yıllarca gördüm ben gözlerindeki hasreti. Bir kez olsun sarılmamıştı sana ama gelmiş, kokusunu özledim, demişti bana. Seni seviyor."
"Gideyim mi yanına?"
Gülümsedim. "Git, onu sevmiyorsan bile git oğlum. Kimse ağlamasın senin yüzünden."
"Benim yüzümden ağlamıyor ki, kendi istedi bunu"
"Biliyorum, hatasının sonucu bunlar. Ama yine de tercih senin. Bil ki, gidip ona sarılsan şimdi, ben asla darılmam sana."
Alnımı öptü ve bahçeye çıktı. Pencereyi açıp dinlemeye koyuldum. Onun yanında çöküp omzuna dokundu önce.
"Elvedalardan sıkılırım ben, görüşürüz diyelim mi?"
Erim o an, ona öyle bir sarıldı ki, ne yapmış olursa olsun yıllarca onu oğlundan mahrum bıraktığım için ben utandım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vedalarda Buluşalım |texting
Short Story05*********: Herkese hoşçakal, ama sana elveda sevgilim 05*********: Çünkü, sen bensiz hoş dahi olma