02

602 77 56
                                    

Üzerine sade ve düzgün bir şeyler giyinip telefonuna gelen mesaj için aşağıya indi. Havalı bir jeep aracın önünde bekleyen tıpkı araç kadar gösterişli duran kişinin Mingyu olma ihtimalini düşünmek istemedi. Ancak onu gördüğü gibi gülümseyip yaklaşan çocuk gerçekten oydu.

Lanet olsun! Böyle bir şeyden ancak tek gecelik ilişkiyle çıkamayacağını bilmeyen arkadaşına içinden bir kez daha lanet okudu.

"Selam."

Gülümsemek için zorladı kendini. Fazlasıyla gergindi. Daha sakin ve daha kendi gibi birini beklemişti.

"Selam."

Gergindi hatta çok gergindi. Tanrım birileriyle görüşmeyeli bırakalı ne kadar zaman olmuştu. Dur tahmin etmesi zor değildi. Tamı tamına Soonyoung'tan beri. Onun için açılan kapıdan içeri girdi. Yolculuk başladığında biraz daha gevşemiş, durumu iyice kabullenmişti.

"Seungkwan biraz senden bahsetti. Fazlasıyla başarılı biri olmandan etkilendiğimi söylemem gerek."

Buradan açılan konu ile birazcık olsun sohbet edince gerginliğini iyice attı. Onun gibi başarılı bir üniversite hayatı olan biriyle buluşmak muhabbetin çok çabuk sarmasını sağlamıştı.

Kendisi gibi çift anadal yapmıyordu ancak okuduğu bölümü derece ile bitirmek üzereydi. Soonyoung gibi zenginliği içinde boğulmayıp başarılı bir kariyer peşindeydi. Onunla aynı şartlarda olan tam tersi kişilikli biriydi.

"Bir ev arkadaşın olduğunu duydum."

Seungkwan'ın buraya kadar nasıl anlattığını bilmiyordu ancak bunun için onu pataklamak istiyordu. Oldu olacak ona olan hislerinden de bahsetseymiş.

"Evet, uzun süredir birlikte yaşadığım biri var."

Ona arkadaşım demeye yüzü yoktu. Ne hissettikleri arkadaşçaydı ne de şu an ki ilişkileri arkadaş gibi durmuyordu. Mingyu ev arkadaşının da kendisi gibi başarılı biri olacağını överek onu gözünde büyütürken buna içinden gülmek istedi.

"Doğruyu söylemek gerekirse o bu konuda senin tam tersin."

Bu konunun kapanmasını büyük bir hevesle beklerken daha büyük bir soru belirdi.

"Böyle iki farklı kişi nasıl aynı eve çıkmayı başardı?"

İşte bu tam fiyaskoydu. Aynı sınıfta oldukları için diyip geveledi. Tam olarak yalan söylemiş sayılmazdı. Karşısına geçip onunla kalabileceğini söylediğini hatırladıkça utanıyordu. Ev aradağını bilerek cesurca bu fikri götürdüğüne inanamıyordu ancak kabul etmesini de hiç beklememişti. Sonuç, koca bir hüsran.

Seungkwan onun neyi sevip neyi sevmediğinden fazlasıyla ayrıntı vermiş olmalı ki kendini severek geldiği restoranın önünde görmeyi beklemiyordu. Birisinin onun için böyle çabası da tuhafına gitmediğini söyleyemezdi.

Şimdiye kadar hep kendisi onun için çabalamıştı. Şimdi onun yapmasını isteyeceği şeyleri başkası yapıyordu. Neden bu durumdan rahatsızdı? Neden onu aldatıyor gibi hissediyordu?

Hayır, ona değilde hislerine ihanet ettiğini biliyordu. Kendine ve kendi benliğine ihanet ediyordu. En çok da kendisine bu kadar incelik yapan Mingyu'ya ihanet ediyordu. Başta bundan rahatsız olmasa da beklediğinin aksine iyi ilerleyen gece yüzünden kötü hissediyordu.

Siparişi verip yemeklerini yerken Mingyu'nun bahsettiği anılarını büyük bir hevesle dinledi. Bunun içindeki suçluluk duygusunu bastırabileceğini düşünse de işe yaramadı. Jihoon boğuluyor gibi hissediyordu kendini.

Not Alone | SoonhoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin