5.ENDİŞE

89 1 0
                                    

Medya Alex

Sabah uyandığımda Sarah çoktan işe gitmişti bende Bay Watsonı aramak konusunda hala kararsızdım ama arayacaktım başka çarem yoktu. Kartı elime alarak numarayı çevirdim. İkinci çalışta açtı.

"Alo kimsiniz"

"Merhaba Bay Watson ben Emily"

"Ahh merhaba Emily nasılsın?"

"İyiyim Bay Watson ben sizi teklif için aramıştım"

"Umarım kararın olumludur çok isterim bizimle çalışmanı"

"Ben düşündüm de sizinle çalışabilirim ama sadece bir süreliğine çünkü devamlı böyle bir işin altından kalka bileceğimi sanmıyorum"

"Tabi ki de istediğin zaman ara verebilirsin"

"Teşekkürler Bay Watson"

"Eee o zaman biletleri hangi güne alayım ne zaman hazır olursun"

"Bir hafta benim için yeterli bir süre burada birlikte kaldığım ev arkadaşımla da konuşmalıyım"

"Pekala Emily o zaman ben haftaya cumartesi için biletleri alıyorum. Görüşmek üzere..."

"Görüşürüz" diyerek telefonu kapattım.

Şimdi Sarah ve Alexe ne diyeceğimi düşünmem lazımdı. Onların şüphelenmemesi önemliydi yoksa kesinlikle başka bir adamla başka bir ülkeye gitmeme izin vermezlerdi. Bu işi hallettikten sonra onlara gerçeği anlatırdım. Üstelik 2 ay sonra Sarah'da mağaza işi için Amerikaya gelecekti orada yalnızda olmazdım hem de olanları anlatırdım. Akşam üstü Sarah ve Alex gelmişti. Alex iş çıkışı Sarah'yı almış olmalıydı. Akşam yemeği faslı bittikten sonra ikisini de karşıma aldım.

"Çocuklar sizinle bir şey konuşmam gerek"

"Tabi seni dinliyoruz Emily" diye karşılık verdi Sarah. Alex ise alaycı bir tavırla

"Tanrım hadi çok heyecanladım şuan Emily çıkar ağzındaki baklayı"

"Tamam peki anlatıyorum. Geçen hafta annemin uzaktan bir akrabası aradı ve beni daha önce hiç görmediği için tanışmak amaçlı Amerika ya çağırdı bir kaç ay onunla kalmam için rica etti"

"Ben annenle baban öldükten sonra kimsenin olmadığını düşünmüştüm yani sonuçta sen yetimhane deyken kimse gelip sahip çıkmamıştı sana şimdi noldu da seninle tanışmak istiyor." dedi Alex. Sarah ise

"Kimmiş Neyin nesi gidecek misin oraya"

Ahh tanrım teker teker gelin diye geçirdim içimden.

"Çocuklar önce bir sakin olun bende tanımıyorum sadece annemin uzaktan bir akrabasıymış ama sanırım vicdan yaptı yıllar sonra"

"Tabi sende reddettin onun bu teklifini değil mi seni onca yıl arayıp sormayan biri için kalkıp oraya gitmeyeceksin"

"Aslında bakarsan Alex gitmek istiyorum. Sonuçta ailem o trafik kazasında öldüğünden beri hiç onları hatırlatacak bir insanla tanışmadım"

"Saçmalama. Çıldırdın mı sen? Neden bu kadar yufka yüreklisin ki?

"Lütfen Alex onu görmek, oraya gitmek istiyorum bu kararı kendim verdim arkasındayım. Sen bir şey söylemeyecek misin Sarah"

"Tatlım bak aslında Alex haklı ama dediğin gibi bu senin kararın oraya gitmek istiyorsan git ama orada kimsenin seni üzüp incitmesine izin verme. Değil mi Alex.

"Evet. Sarah doğru söylüyor biz her zaman senin yanındayız. Başın sıkıştığında hemen ara koşar geliriz biliyorsun" diyerek yüzümü kavrayıp alnımdan öptü.

"Tabi ki biliyorum zaten 2 ay sonra Sarah da orada olacak" deyip sırıttım. Alex kaşlarını çatarak

"Heyy benim neden her şeyden en son haberim oluyor. Şuan aşırı dışlanmış hissediyorum kendimi."

"Saçmalama Alex biz bir aileyiz tabi ki sana da söyleyecektik" deyip Sarah ile Alexe kocaman sarılıp yanaklarını öptük.

Aradan bir hafta geçmişti zaman nasılda hızla akmıştı... Bavulumu kapıya çıkarırken Alex hızla elimden bavulu kapıp taksinin bagajına yerleştirdi. Onlarla vedalaşmak çok zordu. Onlar benim dostum, ailem, her şeyimdi. Üstelik onlara yalanda söylemiştim. Umarım gerçeği öğrendiklerinde bana fazla kızmazlar.

"Emily emin misin seninle hava alanına gelmemizi istemediğine"

"Elbette eminim Alex burada vedalaşmak daha kolay olacak sizinle"

"İyi ya işte belki gitmekten vazgeçersin ne güzel" diyerek sırıttı.

"Çok komiksin" diyerek tebessüm edip ona kocaman sarıldım.

"Bebeğim iki ay sonra yanındayım bekle beni" dedi Sarah deyip yanaklarımı sıkıp sımsıkı sarıldı

"Sabırsızlıkla bekliyorum. Sizi çok seviyorum." Deyip taksiye atladım.

Hava alanına ulaştığımda Bay Watson beni bekliyordu. Birlikte ilerleyip kontrollerden geçtikten sonra koltuklarımıza oturduk ve uçağın kalkmasını bekledik.

"Heyecanlı mısın"

"Hemde çok ilk kez uçağa biniyorum."

"Ciddi misin sen?" deyip tebessüm etti.

"Sanırım evet" diyerek gülümsedim.

"İyi hadi bakalım"

Pilot konuştuktan bir kaç dakika sonra kemerlerimizi bağladık daha sonra uçak havalandı. Camdan dışarı baktığımda her şey küçücüktü. Evler, arabalar, insanlar şimdi ne yapacağımı bilmiyordum. içimde korku endişe umutsuzluk her şey vardı bu işin altından kalkabilecek miydim? Hiç tanımadığım bir adamın teklifini kabul etmiştim.

Beni Çok SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin