Beni Çok Sev

11.BAR

  Every time we lie awake
Uyanık yattığımız her sefer 

After every hit we take
Aldığımız her darbeden sonra 

Every feeling that I get
Hissettiklerime bakıyorum   

Sabah burnuma dolan muhteşem kokusu ile gözlerimi araladım. Cannor bir bacağını bacağımın arasına atmış ve yüzünü boynuma gömmüş uyuyordu. Nefesi şakaklarıma değerken neden bilmiyorum ama bu beni güvende ve harika hissettirmişti. Ağırlığını verdiği için aslında biraz omuzum ağrıyordu fakat bundan şikayet etmedim. 

Uyuduğu için biraz cesaretlenerek ellerimi saçlarına doğru uzattım. Hafifçe okşadım onları... Çok yumuşaktı, vanilya kokuyorlardı... Birden içimde daha önce hissetmediğim duyguları hissettirmişti bu bana. Bunları düşünürken birden kıpırdandı ve beni düşüncelerimden kopardı. O sırada ellerimi saçlarından çekerek hemen gözlerimi kapadım. O ise başını boynumdan çekmişti ve kıpırtılardan anladığım kadarıyla geriniyordu.

"Boşuna numara yapma uyumadığını biliyorum margarita" diyerek beni kısa süreli bir şoka maruz bıraktı. İçimden kendime bir kaç küfür savurarak gözlerimi araladım. Yüzümde hemen yoğun bir sıcaklık hissettim, kesin kızarmıştım. Lanet olsun. Ayrıca bana neden margarita diye seslenmişti o?

"Şey bende tam kalkıp kendi o dama gidecektim." diyerek hemen bir yalan uydurdum.

"Ya tabi o yüzden saçlarımla oynuyordun zaten" 

"Oynamıyordum... Sadece seni rahatsız etmeden kalkacaktım. Biraz kıpırda diye saçlarınla oynadım. Hem o kadar ağırsın ki kalkamadım yani"

"Bu yalan konusunda bence kendini biraz daha geliştirmen gerekiyor Emily. Yüzün kıpkırmızı ve dudağını ısırıyorsun..." diyerek duraksadı ve gözü dudaklarıma kaydı. Elini çeneme koyup alt dudağımı dişlerimin arasından kurtardı ve gözlerime bakarak tekrar konuştu.

"Isırma..." Sertçe yutkunup geri çekilerek yataktan kalkıp kapıya yöneleceğim sırada kolumdan tutup nazik bir şekilde kendine çevirdi. Bakın burada söz konusu Cannor ve naziklik.

"Bunu hep yapalım mı? Hemen hayır deme sakın, kötü bir amacım yok sadece geceleri birlikte uyusak... Bana karşı nazik olmak zorunda falanda değilsin. Sen varken rahat ve huzurlu uyudum."

"Şey... Bu doğru değil."

"Biliyorum bu senin sınırı aşar... Fakat benden farklısın ama bana iyi geldin."

Onun bu sözleri ile kalbimin atışı hızlandı kendimi iyice çıkmazda hissetmeye başlamıştım, bu kalp bana aitti neden ona karşı böyle hızlanıyordu ki. Ama hayatımın geri kalanını insanlardan korkarak geçiremezdim. Eski Emily olsa hiç düşünmeden reddederdi. Bana nolmuştu böyle? Beynim asla derken kalbim bu hakkı ondan almamamı söylüyordu. Ve ben bu güne kadar mantığıyla hareket eden Emily Seyfried duygularına yenik düştü. Ama tabi ki bunu avantaja dönüştürerek karşılığında bir şey isteyecektim.

"Pekala ama bir şartla."

"Neymiş o" Kaşları havaya kalkmış bir şekilde şüpheyle hafifçe beni süzüyordu.

"Senden beni bara götürmeni istiyorum" Aslında beni bırakmasını isteyecektim ondan ama ne yazık ki asla böyle bir şey yapmayacağını biliyordum. O yüzden bende böyle bir şey istemiştim, en azından bir eğlence benimde hakkımdı haftalarca dışarıyı camın arkasından izlemekten fenalık geçirebilirdim.