BÖLÜM BİR

1.4K 86 30
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Keşif birliğinin üssünde sıradan bir gündü. Aynı yüzler, aynı sohbetler, aynı sessizlikle ve aynı cesetler...

Sabahın erken vakitleriydi. Klasik olarak yine sadece kaptan Levi uyanıktı. Zaten sevmezdi uykuyu. Penceresinden dışarı baktı. Bir at bu tarafa geliyordu. Üzerinde ise bir kadın.

Atının üzerinden indi, diğer atların yanına bağladı ve topuz olan saçlarının beline kadar dökülmesine izin verdi. Ama birşey fark etti Levi. Sağ gözünü saçlarıyla kapatmıştı. Neden?

Genç kadın tam içeri girecekken 6-7 kişilik bir grup onu karşıladı. Gözlüklü kadın, sanırım hange zoe ona sorgularcasına baktı.

Sadashi hepsinin yüzlerine tek tek baktı. Yeni uyandıkları belliydi. Tekrar en öndeki kadına çevirdi bakışlarını.

" Sadashi İshigami. Yeni yüzbaşıyım. "

"Anlıyorum. Hoşgeldin, ben hange. Hange zoe"

İki genç bayan tam el sıkışacakken tok bir erkek sesi duyuldu.

Levi Ackerman...

Genç kadın karşısındaki adamı görünce donakaldı. Dili güzelliği karşısında lal oldu. Gözleri ondan başkasına kör oldu. Yıllar önce gördüğü o genç artık büyümüştü. Neydi bu şimdi..?

"Yüzbaşı, saçınızı gözünüzün önünden çekmenizi emrediyorum. Hemen."

Şaşırmadı sadashi. Levi'ın gözünden kaçmasını düşünmemişti zaten. Sadece biraz erken oldu.

Genç kadın elini saçına daldırdı ve geriye attı grimsi sarı saçlarını. Herkes korkmuş gözlerle ona baktı. Sağ gözünün yarısı griydi. Üstelik yaklaşık 3 metrelik bir devin ısırığı tam da sağ gözünün üzerindeydi.

Kehribar rengi gözlerini -ve gri- yüzünde mimik oynamayan adama çevirdi. Yavaşça ona yaklaştı genç adam. Ve sadece onun duyabileceği şekilde konuştu;

"Hoşgeldin Ishigami. Umarım..."

Genç kadın yavaşça selam verdi önünde duran adama. Ama yakınlığı yüzünden bozuk bir ritim tutmuş kalbinin sesini duymasını istemiyordu. Genç adamı görünce böyle heyecanlanmasının sebebini anlamıştı sadashi.

Vurulmuştu işte o koyu mavilere, yine ve yeniden, boşluğuna düşmüştü genç adamın gözlerindeki gökyüzünün en derinliklerine.

∆ ∆ ∆

Uyku tutmamıştı genç kadını, kuruyan damağını ıslatmak için birkaç kez yutkundu ama damağındaki kuruluğu gideremedi. Aşağı inip bir bardak su alacaktı.

Aslında masanın en başındaki sandalyeye oturmuş, bir yandan çayını içerken, diğer yandan kitabını okuyan bir Levi beklemiyordu.

Göz göze geldiklerinde başıyla selam verdi genç kadın. Sonra gözlerini onun üzerinden çekti ve suyunu içmek için çeşmeye yöneldi. Üzerinde gezinen bir çift göz hissetti sadashi. Bardağı bıraktığı anda kulaklarını o kutsal ses doldurdu.

"Nasıl oldu?"

Genç kadın boş ifadelerle Levi'ın suratını inceledi. Aynı şeyi de genç kadına yapıyordu Levi. Cevap vermedi Sadashi.

"İyi geceler, kaptan Levi"

Herhangi bir cevap beklemeden odasına yöneldi genç kadın. Konuşmayı pek sevmezdi. Özellikle de kendi hakkında.
Yatağına girdi ve bütün gece boyunca tavanı izledi genç kadın. Göz altları morardı, o güzel lacivert incileri düşündü. Hiç gitmedi gözünün önünden. Nasıl giderdi ki o dünyanın en eşsiz gökyüzü, o parlak irisler, gitmezdi...

ᴡɪɴɢꜱ ᴏꜰ ꜰʀᴇᴇᴅᴏᴍ 自由の翼 |  ᴸᵉᵛⁱ ᴬᶜᵏᵉʳᵐᵃⁿ -𝐄𝐍𝐃𝐄𝐃-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin