.
Geri dönüş vakti geldiğinde herkes hazırlanmaya başladı. Herkesin içinde bir huzursuzluk vardı. 2 gün önce binbaşı Sadashi'nin öldürdüğü dev herkesin aklına kazınmıştı.
Sağ kanattan gelen yeşil işaret fişeğini gören genç kadın ateşleyicisini kaldırdı ve yeşil dumanı havaya yolladı. Ama bir sorun vardı. Hange'nin tarafından herhangi bir işaret gelmemişti.
Bunun üzerine Levi ve birliği Eren'i ortaya doğru çekti. Genç adam birliğine birşeyler anlatıyordu. O sırada kırmızı dumanı gördü Sadashi. Fazla yakından ateşlenmişti. Bir anormal bu tarafa geliyordu.
Hızlanan yağmur işlerini zorlaştırdı. Hem ıslanıyor, hem görüş alanlarını kısıtlıyordu.
Herkes anormal devi beklerken hange'nin birliği geldi. Yağmur ilerlemelerin zorlaştırdığı için kısa bir mola verdiler ağaçların altında.
Herkes atlarıyla ilgilenirken genç kadın sarsıntı hissetti. Acemilerden bir kızla göz göze geldi. Sasha ve sadashi aynı anda konuştu.
"Bu tarafa bir dev geliyor"
Genç kadın askere döndü.
"Sasha, arkadaşın Eren'in yanına dön. Ben hallederim."
"Emradersiniz binbaşım!"
Genç kadın ona yaklaşan deve baktı. Bu devi 2 kez görmüştü. Donakaldı genç kadın. Sinirleri öyle bir yükseldi ki o devi kısacık bir sürede parçalara ayırdı.
Genç kadın tehçizatını çalıştırdı ve devin etrafında dönerek vücuduna sarmal bir kesik attı. Dev tam onu tutacakken dönerek ellerini vücudundan ayırdı. Dev ağzını açıp onu yemeye çalışıyordu. Bıçaklarını dudak bitimlerinden geçirerek kafasını, çene kısmının yukarısını vücudundan ayırdı. Genç kadın kancalarını ensesine taktı ve sırtından ayak topuklarına kadar derin bir kesik attı. Devin vücuduna onlarca kesik attı. Ardından tekrar ensesine çıkıp derin bir kesik attı.
Ama bir ses duydu genç kadın. Yerde buharlaşan devin ensesine birkaç bıçak darbesi attı. Gözleri değşetle açıldı genç kadının. İçinde bir adam vardı ama çoktan ölmüştü.
Herkes şahit olmuştu binbaşının öfkesine. Şaşkın bakışlarını onlara doğru gelen kadına çevirdiler. Uzuvları kopmuş birisinin saçından tutup sürükleyerek getirdi ve kaptan Levi'ın önüne bıraktı.
"Bu ne binbaşı?"
"Devin içinden çıktı kaptan."
Onu bir yük arabasına bırakıp yola devam ettiler. Yolda bir saldırı daha oldu. Askerlerin yarısı ölmüştü.
Genç kadın bölüğündeki askerlere döndü.
"Sakın ölmek gibi bir hataya düşmeyin. Devin ellerinden kaçının ki sizi yakalayamasın. Eğer ensesine ulaşamazsanız takım olarak çalışın. Ama sakın ölmeyin! Eğer ölürseniz sizi toprağın altından çıkartır ve bir parçanızı bile bulunmaz hale getiririm!"
Herkes bir ağızdan "emredersiniz!" Diye bağırdı ve harekete geçti.
Genç kadın ve Levi sırt sırta devleri öldürdü. Levi'ın dönerek yaptığı hareketler ve Sadashi'nin zikzak hareketleri onları çok uyumlu yapıyordu.
Levi devin vücuduna sarmal hareketlerle kesikler atarken, Sadashi devin arkasındaki ani yükselişiyle zikzak şeklinde hareket ederek onu öldürüyordu.
Levi'ın ilk defa takım olarak çalıştığını hesaba katarsak ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha görmüştü herkes. Uyumluydular işte.
∆ ∆ ∆
Tekrar sur Rose'a döndüklerinde herkes bitap haldeydi. Hange, Sadashi ve Levi masaya oturup Erwin'i beklediler. Genç kadın ona bakan koyu mavilere döndü. Bir şey söylemek istiyordu.
"Düşündüğümden çok daha iyiydin aptal sarı."
Genç kadının kalp atışları hızlandı. İçinde bir hareketlenme hissetti. Kan akışı hızlandı. Ama yüzüne mimik dahi kondurmadan sadece başıyla onayladı onu.
Erwin geldiğinde olanları özet grçtiler. Ama genç kadının kafasında farklı şeyler vardı. Ne acınılasıydı sevmek ama karşılık alamayacağını anlamak, düşünmek, hissetmek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴡɪɴɢꜱ ᴏꜰ ꜰʀᴇᴇᴅᴏᴍ 自由の翼 | ᴸᵉᵛⁱ ᴬᶜᵏᵉʳᵐᵃⁿ -𝐄𝐍𝐃𝐄𝐃-
Non-FictionAdamın gördüğü tek şey güneşten parlak, alevler gibi yanan kehribar irislerdi. Kadının gördüğü tek şey bütün gökyüzünü kıskandıracak yıldızlardan daha parlak koyu, gece mavisi irislerdi. Ve geri kalan her şey aciz bir karanlıktan ibaretti onlar iç...