twenty forth

1.7K 171 81
                                    

"Hadi, uyuşukluğu bırak ve yerine geç." Yoongi yeni aldığı fotoğraf makinesinin ayarlarına kısa bir bakış atmadan önce kendini kamera arkasındaki koltuğa bırakmış olan Taehyung'a seslendi. Bu koltuğu o kadar seviyordu ki küçük olan, bulutların içerisinde uzanıyormuş gibi hissediyordu. Yoongi'nin sesini duyduktan sonra gözlerini aralamış ve mızmızlanarak yerinden kalkmıştı. 

"Uykusuzluktan ölmek üzereyim hyung." Yoongi avuçlarının içerisinde tuttuğu kameradan gözünü ayırıp küçük olana baktı.

"Dün gece o kadar geç uyumasaydın, bu senin hatan." Yoongi'nin siyah saçlarının altına gizlenmiş olan kaşlarının çatıldığını gören Taehyung'un dudaklarının arasından minik bir kıkırtı yükseldi ve stüdyoda yankılandı. Ellerini yüzüne götürüp gözlerinin ovaladı ve saçlarını karıştırıp kendine gelmeye çalıştı. Bu sırada Yoongi gözlerini ondan çekmemiş ve küçüğün kendine gelme çabasını keyif alarak izlemişti.

Geçen gün Namjoon'nun onun fotoğrafı altına yaptığı yorum o sırada aklına düştü.

Şaheser.

Kesinlikle, şaheser gibiydi. 

Mimikleri, gülümsemesi, bakışları, kıkırdaması, kahkahası...hepsi teker teker o kadar sıra dışı şekilde güzeldi ki Yoongi anlam veremiyordu. Bunu gören, hisseden sadece o olmalıydı, değil mi? Diğer türlü aklını kaybetmekten korkuyordu. Aklına doluşan düşünceler onu boğmadan önce kafasını iki yana salladı. 

Kes şunu dedi içinden, kes yoksa kendini alamayacaksın ondan.

Bunun için oldukça geç kalmıştı ama o bunun hiç farkında değildi. Yoongi kendini ona tamamen kaptırmaktan korkuyordu ama bundan kendini alamıyordu da. Taehyung'un bir sevgilisi vardı. Kendisini ondan uzak tutmak için en büyük neden buydu. 

Yoongi gözlerini tekrar kameraya çevirirken Taehyung söylendi.

"Haklısın hyung, ama dün gece Bogum bende kaldı ve-" 

"Her neyse," Yoongi işini bitirmiş, fotoğraf makinesinden kafasını tekrar kaldırıp az önceki bakışlarından tamamen farklı olarak bomboş gözlerle Taehyung'a bakmıştı. "sevgilinle olan müstehcen anılarını dinleyecek değilim." 

Taehyung, Yoongi'nin sözünü kesmesi ve ani çıkışı sonrasında sırıtarak dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. Bu hoşuna gidiyordu. Hatta o kadar hoşuna gidiyordu ki çıldırabilirdi. Yoongi, Bogum ile ilgili konu açıldığında hep bunu yapıyordu. Kıskandığı o kadar belliydi ki. 

Bu oyunu daha ne kadar sürdürecekti bilmiyordu ama emin olmak istediği bir şey vardı. Eğer Yoongi onu kıskandığını kabul ederse onun hislerinden emin olabilecekti. Ama onun, kendi hislerine karşı bu denli dirençli olması Taehyung'u kızdırıyordu. Kabullense ne olacaktı ki? hiçbir şey kaybetmeyecek hatta Taehyung'un kalbini kazanacaktı.

"Başlayalım." Yoongi, elindeki fotoğraf makinesi ile birlikte Taehyung'a yaklaşırken saç rengi seçiminin ne kadar da doğru olduğunu bir kez daha düşündü. Taehyung geçen gün ona saçlarını boyatacağını söylediğinde koyu kahverengi, siyah arası bir rengin onda nasıl duracağını düşünmeden edemiyordu. Yoongi'ye fikrini sorduğunda ise fotoğraftaki duruşunu bahane ederek bunu öne atmıştı. 

masterpiece ❆ taegi ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin