Kitaba başlamadan önce lütfen aşağıda yazdıklarımı okuyunuz.
Bu kitabın bölümlerini yayımdan kaldırmamın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti o zaman dilimi boyunca bir sürü şeyin değiştiğini bazılarınızın gittiğini bazılarınızın beklemeyi bıraktığını biliyorum. Sorun yok bunda kimse kimseyi bekleyecek değil, az bir zamandan da bahsetmiyoruz sonuçta ama eğer ki gitmediyseniz hala buradaysanız- sizi çok sevdiğimi biliyorsunuz değil mi harikasınız her biriniz- başlamadan önce sizden birkaç ricam olacak:
Lütfen ve lütfen önceki versiyon hakkında yorumlar yapmayın çünkü giderken de dediğim gibi asıl değiştirdiğim şey Kara Ateş değil Artemis'in Kızı'ydı işleyiş olarak Kara Ateş'te birkaç olay dışında çoğu şey aynı kalacak o yüzden sizden önceki versiyondan bahsetmemenizi rica ediyorum daha önce Artemis'in Kızı'ndan gelenlerin yorumlarından çoğu kişi spoiler yemişti.
Tabii her şey aynı kalacak da değil bazı sahneleri çıkartıp yeni sahneler ekleyeceğim önceki versiyonda eksik ya da karışık anlattığım olaylar ve kişilere daha çok önem vermek istiyorum.
Merak ettiğiniz bir şey varsa her zaman bana yazabilirsiniz, Wattpad mesaj yeri berbat biliyorum ama gördüğüm an size geri dönüş yaparım.
Spoiler tarzı yorumlar gördüğümde sileceğimi de belirteyim.
Ve son olarak giderken söylemiştim ama hatırlatmak için bir daha yazayım kitap ilk versiyonda Yunan Mitolojisi üzerineydi, Yunan Mitolojisi çok sevsem de istediğim yazma özgürlüğünü bana vermediği için kitabı Yunan Mitolojisinden çıkarttım umarım bu yeni yarattığım evreni beğenirsiniz.
Başka diyecek bir şeyim kalmadığına göre...
Başlayalım mı :)
İlerlemek çok zordu.
Diz kapağına yaklaşan karda her adım attığında vücuduna ağrı yayılıyor hissettiği sızlamalar katlanılmaz bir seviyeye yaklaşıyordu, hava şu an yağışlı değildi ama esen rüzgar o kadar güçlüydü ki bedenini geriye itiyormuş gibi hissediyordu.
Rüzgarın yeri göğü inleten gürültüsü ve hızıyla acı verici bir hale dönüşen soğuk, ayaklarının kar yüzünden uyuşması ve gökyüzünde bulutlar yüzünden ayı geç tek bir yıldızın bile görülmemesi durmak için kendisine verilen bir sürü nedenden sadece birkaçıydı.
Hayatı boyunca her zaman bu seçimi yapmak zorunda kalmıştı zaten. İlerlemek çok zor olduğunda her şeyi bırakıp durmak isteyen o ses kendisine acı dolu hayatından çıkış için sunulan tatlı bir kapıydı sanki. Her şeye rağmen Maria o tatlı kapıyı hiç seçmemişti.
Şimdiyse o ses her zamankinden güçlüydü, o kapı çok daha cazip duruyordu. Hayatı boyunca hiçbir zaman bu kadar çok durmak istememişti ama artık gerçekten de bırakma fikri gözüne çok daha güzel ve kolay geliyordu.
Aynı zamanda da hiçbir zaman olmadığı kadar imkansız ve uzaktı da bu kapı ona. Beyazlığıyla her yeri kaplayan karın soğukluğuna kendini bırakmak ve kulaklarını uğultusuyla dolduran sert rüzgarların ninnileri eşliğinde uyumak çok güzel olurdu. Bu güzelliğe rağmen asla yaşanmayacak bir şeydi ama.
Maria duramazdı, Maria bırakamazdı, Maria ne kadar zor olursa olsun ilerlemeye devam etmek zorundaydı.
Kolları arasında üzerine büyük gelen kabanının içinde kaybolmuş oğlu varken durmak kabul edilemezdi.
Tek başına değildi.
James vardı ve bu devam etmek için elinde olan tek nedeni olsa bile durmak için sahip olduğu tüm nedenlerden çok ama çok daha güçlüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA ATEŞ
FantasyMystic, büyü yeteneği olanlar ve element kontrolcülerine eğitim veren tarihi yüzyıllara dayanan bir okuldu. Yüzyıllar öncesinde bizzat bu iki soyun atası olan büyücü tanrılar tarafından kurulan bu okulun ne yeri ne de nasıl işlediği diğerleri tarafı...