Acaba wattpadde bir çeşit clickbait mi yapıyorum şu an çünkü kitap baya okunma gözüküyor ama aslında bununla beraber üç bölüm var ve asla o kadar okunma etmiyor toplamları neden böyle olduğunu merak edenler varsa açıklayayım bölümlerin eski versiyonları taslakta kontrol etmek istediğim şeyler olduğu için silmedim ama zamanı gelince sileceğim yani okunma sorunu düzelecek
Böyle şeylere şahsen ben çok takıldığım için belirtmek istedim şimdi susup bölümle sizi baş başa bırakıyorum
Hepinize iyi okumalar ♥️
İçinde bulunduğumuz evrende bir sürü güçlü varlık olduğunu söylemek yanlış olmazdı. Tanrılar, güç sıralamasında Tanrıların üstüne gelen Üst Irk, Üst Irk'ın da üstüne yerleşen Elitler ve en tepede de hepimizi içine alan Sollifable vardı.
Elitler bu güç zincirine sonradan dahil olan ve yeri geldiğinde Sollifable'a denk olan varlıklar olduğundan onlardan tamamen başka bir grup olarak bahsedilirdi, güç zincirinde olsalar da diğerleriyle başka hiçbir zincirde kesişmiyorlardı.
Bu yüzden Elitleri şimdilik kenara koyuyordum.
Evrenin Sollifable'ın ta kendisi olduğu, Sollifable'ın yarattığı varlıklara Üst Irk denildiği ve Üst Irk'ın da çocuklarına Tanrı denildiği... evet önemliydi ama çok da ilgimi çeken bir hikaye değildi.
Evren şöyle olmuş, sonra uzay gelmiş falan filan hikayelerini dinlemek güzeldi, bunlar kulağa ne kadar gerçek gibi gelmese de çok uzak bir geçmişte- içine zamanın varlığından öncesi bile girebildiğinden geçmiş demek belki doğru değildi- böyle şeyler yaşanmıştı.
İnsanların ortaya çıkışı bunlara kıyasla çok sonraydı ama bir şekilde ortaya çıkmıştık, bu da beni çok ilgilendirmiyordu. Hayır, beni ilgilendiren şey insanlığın da doğuşundan sonra ortaya çıkmış büyüydü ve büyünün gelişiyle birlikte insanlığın başından beri aslında orada olan- ateş tam başından beri sayılmazdı ama detaylar önemli değildi- elementlerin kontrol edilmeye başlanmasıydı.
Tamam bazı elementler ilgili tanrılar tarafından element kullanma yeteneğine sahip insanlara öğretilmişti ama bunun kapısını açan büyüydü.
Büyüden nefret ediyordum. Elementlerden de, Tanrılardan da, Üst Irk'tan da, Elitlerden de, Sollifable'dan da...
Beni bu lanet olası okula getiren nedenlerin kapısını tek tek açan her bir varlıktan nefret ediyordum.
Enerjiyi kontrol edebilmeye başlayıp büyüyü ortaya çıkaran heriften ayrı bir nefret ediyordum. Ne vardı da evinde, ya da o dönem otun üstünde, oturup boş boş bulutlara bakmamış da gitmiş saçma sapan şeylerle uğraşıp büyüyü ortaya çıkarmıştı?
Felsefeye adını ilk yazan kişi olabilecekken gidip tüm evrenin dengesini değiştirmişti. Üstüne gidip Üst Irk'tan biriyle bir sürü çocuk yapıp yeni tanrıları ortaya çıkarmış eski tanrılar tarafından tamamen nefret edilecek çok güçlü bir soyun başlamasını sağlamıştı.
Onun çocukları da kalkıp bu aptal okulu yapmıştı. Hepsinden nefret ediyordum, hepsinden.
Battaniyeyi çeneme kadar çekip tüm nefretimi yansıtan gözlerle odanın duvarına bakarken saatlerdir hepsine lanetler ediyor, bir yerleri yakmamak için kendimi kontrol etmeye çalışıyordum.
"Julia?" dedi kapıyı kibarca çalan kişi benim şiddet ve kan içeren düşüncelerimi bölerek.
Aşırı cana yakın insanlardan da nefret ediyordum.
Okul sınırlarına girdikten sonra bir tur daha Sindy Berry'i ve önemli gibi duran ama benim için zerre önemli olmayan birkaç öğretmenin konuşmasını dinlemiştik: Ateş Başkanı benim, Karanlık Başkanı bu, yok Su Başkanı şu... çok da lazımdı sanki. Ateş'in işleriyle uğraştığını söylenen kadın sarhoşluktan ayakları üzerinde zar zor duruyordu, saçma sapan konuşup bir de zorla kendini dinletmiş hayatımdan zaman çalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA ATEŞ
FantasyMystic, büyü yeteneği olanlar ve element kontrolcülerine eğitim veren tarihi yüzyıllara dayanan bir okuldu. Yüzyıllar öncesinde bizzat bu iki soyun atası olan büyücü tanrılar tarafından kurulan bu okulun ne yeri ne de nasıl işlediği diğerleri tarafı...