Üç

729 65 50
                                    

Jm: Ne demek istiyorsun?

Th: Diyorum ki
İstediğim parfüm değil
Senin kendi kokun

Jm: Nasıl olacakmış o?

Th: Bir yan yana gelebilsek göstericem.

Jm: ?

Th: Nasıl olacağını yani.

Jm: Biraz bahset o zaman

Th: Senin kendi kokun bana anlık olarak bir şeyleri hatırlattı. Şeftali aromalı şeker gibi  kokuyorsun.
Ama emin de değilim
Emin olmam lazım.

Jm: Bu yüzden bana yakınlaşmana izin mi vereceğim?

Th: Oradan tacizci sapığa mı benziyorum?

Jm: -_-

Th: Şunu atıp durma Jimin-shi.

Jm: Neyse gidiyorum ben işim var

Th: Nereye ya

Jm: Baybay

Th: Öyle olsun
(14.23)
________

Taehyung derslerinin çakıştığını bildiği için öğleden sonra ilk defa okula istekle gidiyordu. Tam amfiye gireceği sırada profesörün önünde durmasıyla duraksadı.

"Bunları rica etsem fotokopi odasına götürebilir misin Taehyung-ah?"

Al işte.. Profesörler terslemeye gelmezlerdi. Taktı mı tam takıyorlardı. O yüzden hiç zıttına gitmeden kafa sallamış ve uzattığı dosyaları almıştı. Arkasını döner dönmez göz devirip iki kat aşağıdaki odaya inmişti. Tam Jimin'le çakışan dersine gireceği zaman bir de.. Hayat yine yüzüne gülmüyordu.

Odanın önüne geldiğinde kapı kulbunu bir kaç defa çevirmenin sonucunda zar zor açabilmişti. İçinden kısa bir küfür edip bunu bildirmeyi kafasının köşesine yazdıktan sonra içeri girmişti. Ama ayak ucunda yukarıdaki raflara uzanmaya çalışan bir adet Jimin görmeyi beklemiyordu. Yanına ilerleyip uzanmaya çalıştığı şeyi tutup aldı. Aralarında bir kaç santim olmasından yararlanıp yine hafifçe kokladı. Ama aldığı koku ile yüzünü buruşturdu. Bu onun kokusu değildi. Jimin anında dönüp kaşlarını çatarak ona baktı. Onu görünce kaşları düz bir hal aldı ve tek kaşını kaldırdı hafif. Sonra elindekini tek hateketle kaptı ve ona döndü tekrar. "Ne işin var burada?"

Elindeki dosyaları Jimin'e gösterdi. "Profesör gönderdi. Senin ne işin var?"

Jimin omuz silkip elindeki kutuyu gösterdi. "Beni de profesör gönderdi."

"Profesöre teşekkür etmeliyim." der yüzünü hafif süzüp.

"Ne?"

"Yok bir şey." deyip derin bir nefes verdi. Jimin yanından geçip gireceği sırada kolundan tutup olduğu yere hafifçe geri çekti. Jimin kolundaki eline sonra da Taehyung'a baktı sorarcasına.

"Kokunu mu değiştirdin?"

"Beni mi kokladın sen?"

"Evet, az önce. Arkadayken."

"Köpek misin sen, herkesi kokluyor musun böyle?" Taehyung kendini tutamayıp güldü. Kafasını iki yana salladı.

"Herkesi değil."

"Ne istiyorsun Taehyung. Mesaj attığında da saçmaladın zaten hiçbir şey anlamadım."

"Yarın duş jeli kullanmadan duş alıp gelsen olmaz mı?"

"Sapık mısın amına koyayım? Bi siktir git." deyip kolunu çekmişti bile. "Sana mı soracağım ne kullanacağımı?"

"Niye kızıyorsun?" diyen Taehyung ona doğru bir adım atmıştı. Jimin hafif gerileyip yine kaşlarını çatmıştı. Jimin elini Taehyung'un alnına koymuştu. "Yoo, ateşin falan da yok. Hasta mısın sen?"

"Niye hasta olayım?" Taehyung sırıtıp alnındaki elini tuttu.

"Paso saçmalıyorsun çünkü. Şirket olayı da yalandı değil mi?"

"Hayır, yalan borcum mu var sana? Telefonundan bakabilirsin hatta."

"Telefonum çantamda, o da amfide kaldı." dedi Jimin dudaklarını birbirine bastırıp.

"Benimkinden bak o zaman."

"Ver telefonunu bakayım?"

"Al." Jimin göz devirdi. "Nerede?"

"Cebimde." Jimin derin bir nefes verip tekrar gözlerini baydıktan sonra elini arka cebine uzatmıştı. "Alamayacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun." Elini soktuğu cebi yüzünden hafif ona yaklaşmıştı. Taehyung hafif dilini şıklattı. "I-ıh, yanlış cep."

Jimin boş olandan çıkarıp elini diğer cebine koyduğunda Taehyung farkettirmeden elini Jimin'in arkasındaki rafa dayamıştı bile. Kafasını hafif yana eğip onun kaşlarını çatmış bir şey arayan yüz ifadesini izliyordu. Jimin bulduğunu belli eden bir zafer ifadesiyle cebindeki telefonu çıkarıp onun gözünün önünde tutmuştu. "İşte." Tam mutlu bir şekilde Taehyung'a gösterecekken yanındaki onu sıkıştıran koluna sonra da dibindeki Taehyung'a bakıp duraksamıştı. Bir şey demeden yutkunup telefonu açmıştı. Kilitli olduğunu görünce hızlıca Taehyung'a döndürüp yüz kilidini açmış ve sırıtarak Taehyung'a baktıktan sonra tekrar telefona dönmüştü. Arama motoruna girdiğinde telefonu ikisinin de görebileceği şekilde tutup şirketin adını yazmıştı. Yazar yazmaz çıkan şirketi görünce Taehyung memnun yüz ifadesiyle ona bakmıştı.

"Ee, ikna oldun mu?"

_______

Jm: Sana inanamıyorum ya?! Neden sınıfa girerken elini belime koyduğunu sorabilir miyim acaba???

Th: :)
Kızdın mı?

Jm: Kızdım mı mı? Sence?
Herkes yanlış anladı kesin.
Hepsi senin yüzünden.
Uzak dur benden bundan sonra
Kısmetimi de kapatıyorsun zaten
Herkes seni sevgilim sandı

Th: Ne güzel işte
Abazalardan kurtulmuş oldun
Ne kısmeti bu arada?

Jm: Sana ne?

Th: Jimin?
Ne kısmeti?

Jm: Sevdiğim kız diyorum.
Senin yüzünden beni gay sandı.
Kısmetimi kapatıyorsun
Uzak dur benden

Th: Homofobik misin?

Jm: Ne? Hayır tabii ki saçmalama.
Yanlış anlaşıldım diyorum sadece
Anlatmıyor musun?

Th: Anlıyorum
Çok iyi anlıyorum.
Tamam istediğin gibi olsun.
Senden uzak duracağım.
Kendine iyi bak :)

Jm: Özür dilerim kırdıysam ama anla işte|
Özür dilerim kırdıysam
Özür dilerim|
|
Sen de kendine iyi bak.
Görüşürüz
(17.58)

_______

:))))

Lovedust'| Vmin (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin