Acı Gerçekler 2🌼

1.2K 51 12
                                    

Doruk 🌷

Sabah olmuştu. Dün akşam olanları ne kadar hatırlamak istemesem de uyandığım anda beynimi kurcalamaya başlamıştı.

Üstümde bir halsizlik vardı ayrıca ağladığımdan gözlerim fazlaca acıyordu. İlk defa bu kadar derinden ağlamıştım. Kendimi kaybetmiştim resmen.

Kendimi gerçekten çok kötü hissediyordum. Başım hala zonkluyordu. Hepsinin bir rüya olmasını o kadar çok isterdim ki. Ama hepsi gerçekti.

Bu düşünceler içinde kaybolmuşken kapı çaldı ve içeri Melisa girdi. Gülerek yanıma yaklaştı.

"Ooo saat kaç oldu Doruk beyimiz hala yatakta. Okula geç kalacağız haberin var mı? Hem senin gözlerin niye şişti bu kadar. Uyumaktan kesin kalk artık hadii.

"Tamam Melisa kalkıyorum."

"Bekliyorum aşağıda kalk hemen."

"Melisa sen kendin gitsen sen geç kalma benim bir işim var. Biraz geç kalıcam."

"Neden?"

"Melisa lütfen şuan hiçbir şey konuşmak istemiyorum. Sen okula git hadi. Asiye sorarsa da bir işi çıkmış dersin merak etmesin."

"Tamam o zaman gidiyorum ben ama her zaman yanındayım bana anlatabilirsin bunu bil lütfen. Senin de dediğin gibi bende senin kardeşinim saksı degilim yani."

Anlık bir tebessüm etmiştim ve sonra ciddileşip devam ettim.

"Şuan değil ama yakında sende öğreneceksin Melisa."

"Peki o zaman sen bilirsin görüşürüz."

"Görüşürüz."

Melisa gitmişti. Ona anlatmamak için kendimi zor tutmuştum. Birine anlatmak az da olsa rahatlatacaktı ama ona söylemenin şuan hiç sırası değildi. Ona zamanı gelince anlatacaktım. Önce babamla konuşup hesaplaşmaya karar vermiştim. Kafam o kadar karışıktı ki doğrunun veya yanlışın ne olduğunu düşünemiyordum. Kafam şuan hicbir şeye basmıyordu. Her şey bir anda gelişmiş, bir anda öğrenmiştim. Ne yapacağımı, nasıl yapacağımı hiç bilmiyordum. Sadece babamla konuşmak ona sorular sormak merakımı gidermek istiyordum ama babama sormamın katil olduğunu değiştirmeyeceğini de biliyordum.

Yataktan kalktım ve kıyafetlerimi giyindim. Babama gitmeye karar vermiştim. Bana her şeyi anlatmasını isteyecektim ama doğruyu söyleyeceğinden hiç emin olamıyordum. Çünkü benim tanıdığım, bildiğim babam böyle bir şey yapmazdı. Ne kadar sinirli olsa da karıncayı dahi incitmezdi.

Bunların gerçek olması çok saçma geliyordu. Doğru gelmiyordu. Hem annemin de bilmesi ve bu kadar soğukkanlı şekilde saklaması midemi bulandırıyordu. Bu güne kadar annem ve babamı hiç tanıyamadığımı farkettim.

Hızlıca hazırlanıp odamdan çıktım. Aşağıya indiğimde annemi gördüm ama konuşmadan çıkmayı düşünüyordum, arkamdan "Doruk" dedi ama duymazlıktan geldim. Arabama binip babamın yanına doğru yola çıktım. Annem arıyordu ama açmadım. Bir de onun sorularını çekemezdim ikisini de konuşmayı bırak görmek dahi istemiyordum ama babamla konuşmam lazımdı.

Holdinge geldim ve hemen babamın odasına gittim. Kapıyı çalmadan direk sert bir şekilde içeri girdim.

" Annen bitti bu sefer de sen başladın kırın şu kapıyı da bende kurtuluyum sizde. Hem sen niye geldin şuan okulda olman lazım Asiye konusu akşama kaldı artık uyandıramadık seni sabah."

"Ben onu konuşmaya gelmedim. Başka bir konu hakkında konuşacağız" (Sinirli bir şekilde)

"Şuan çalışıyorum oğlum görüyorsun değil mi? Şimdi git okuluna akşam konuşuruz dedim ya."

"Şimdi konuşacağız diyorum bende. Her şeyi biliyorum ve daha da fazlasını öğrenmek istiyorum. Babamın bir cani, bir katil olmadığını bilmek istiyorum ama hepsini kulaklarımla duydum ve hala söylediğin sözler kulaklarımda çınlıyor."

"Oğlum sen ne diyorsun ne canisi ne katili kafayı mı yedin?"

"Evet baba kafayı yedim hem de bil bakalım kimin yüzünden tabiki senin yüzünden. Sen nasıl böyle bir şey yaptın. Senden utanıyorum. Şimdi ben Asiye'nin ve kardeşlerinin yüzüne nasıl bakacağım? Delirdim gerçekten delirdim artık. Asiyeyle duvarlarımı kaldırmaya çalışırken sen bizim aramıza en büyük duvarı örmüşsün haberim yok."

Sinirden zangır zangır elim ayağım titriyordu. Büyük çaba vererek konuşmaya çalışıyordum.

"Oğlum ne diyorsun yok öyle bir şey kimden duydun bilmiyorum ama doğru değil bu."

"Daha ne kadar alçalacaksın çok merak ediyorum. Senin ağzından duydum ya senin kendi ağzınla söyledin. İnkar etmeyi bırak artık yeter."

"Oğlum bi sakin ol otur bi şuraya sakince konuşalım. Anlatacağım her şeyi."

"Hâlâ nasıl sakin olmamı beklersin babam katil çıktı katil."

"Bağırma sessiz ol biri duyacak şimdi başım belaya girecek. Geç otur anlatıyım işte. "

Sinirli bir şekilde koltuğa oturdum ve babamı dinlemeye başladım.

"Oğlum bak şimdi bu olay bilerek olmadı. Bu yüzden kimseye söylemek istemedim. Ben inşaata gitmiştim. Herkese avans verecektim. Sonra işte tek tek verdim. Yukarı çıktım yukarıda da Veli vardı. Ona da verdim ama az buldu. Bende tamam o zaman hiç vermeyeyim yani dedim. Sonra ikimiz arasında bir arbede yaşandı ve Velinin ayağı kaydı ve aşağıya düştü. Ben bilerek hiçbir insana kıyabilir miyim oğlum hiç mi tanımıyorsun babanı."

"Bilmiyorum baba gerçekten hicbir şey bilmiyorum. İnanmak istiyorum sana ama sonuç olarak birinin ölümüne sebep oldun baba. Ben şimdi Asiyelerin yüzüne nasıl bakacağım."

"Haklısın oğlum haklısın bende çok utanıyorum. Yüzlerine bakamıyorum. Ama yapacak bir şey yok. Olan oldu bir kere. Sende saklayacaksın değil mi? Zaten benim bir suçum yok. Sanki bunlar yaşanmamış gibi hayatımıza devam edelim olmaz mı oğlum?"

-Bölüm Sonu-

Herkese merhabaaa bir şeyler

yazdım sanki içime biraz Akif

kaçtı gibi hissettim

ajshdhfhsdhh. Umarım

beğenirsiniz keyifli okumalar

fikirlerinizi belirtirseniz çok

mutlu olurum.💜

Ömür Boyu Beraber AsDor 💘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin