Bana bilmediğim şeyler olduğunu söylerken sana defalarca anlatmanı söylemiştim. Beni duymamıştın.
Anlamandıramadığım bazı hareketlerin ve bir şeye bağlama gereksiniminde bulunduğum gerginliğine karşın ne olduğunu sormuştum bir gece.
"Önemi yok." Diye cevaplandırmıştın beni. Fakat ben sana ters düşüp üzerine gittiğimde bu konuyu bir daha açmamamı ve bir şeyler bilmiyor oluşumun daha iyi olduğunu zırvalayarak konuyu kapatmıştın.
Garip diyaloglar, tedirgin hisler ve dönüp gitmememi söylemeye cesaret edememene rağmen gitmeme izin vermeyen seni düşünmekten bir döngü içerisine girmiştim.
Aynı gün 'güvenli' dediğin yerde bıçaklanmıştım. Nedenini dahi bilmiyordum, komik.
Endişe içinde boğulan göz bebeklerin ve sık nefeslerin seni ele veriyordu. Seni tanımıyordum, kolumdan tutup zorla getirmene karşı çıkmamıştım, benim için endişelenmene kızmamıştım. Sadece ismimi söylemeni istiyordum.
Öyle de oldu. Ertesi gün akşamüstü o rahatlatıcı gün doğumunu izlerken mayışıp kaldığımda ve beni uyuyor sandığında adımı bir kez daha duymuştum senden. İkinci kez inandırıcı gelmişti bu ismin sahibinin varlığı, ya da bütün marifet sendeydi.
Hoşuma gitmişti.
Saçmalıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
perşembe akşamları ❝taekook❞
Fanfictionİsmimi söylemeni bekliyorum. başlangıç, 17 Haziran bitiş, 17 Haziran ; angst // günlük ©2021 | nobbliiswed