sonsuza kadar bu ateşin içinde kalacağız,

32 18 3
                                    

Sana bırakman gerektiğini söylemiştim. Sancılı günler sonrasında vahşi bir hayvana dönüşmüştün; artık ben bile durduramıyordum seni.

Beni öpüş şeklin bile değişmişti.

Vahşi ama asildin. Eski naifliğin kalmamıştı ama hâlâ ismimi fısıldadığında ilk günkü gibi hissettiriyordun.

"Juan, Juan, Juan."

Hep üç kere tekrarlardın. Nedenini soramadım.

Sana koşulsuz bağlandığımı beni zaman zaman itişlerinde anlamıştım.

Saçmalıktı.

Ama gitmiştim. Yeminler ederek hem de.

Güzel hissettirmemişti.

Kapıyı çarpıp çıkmadan önce ne dediğini hatırlıyorum da, keşke başka bir şey söyleseydin. "Olur da ayrılırsak, dikenlerini kendine batırma."

O gün hiç olmadığı kadar uzun konuşmuştuk; istesen gitmeme izin vermezdin, ama neyi fark etmem gerektiğini çoktan fark etmiştim. Bu gidişim ilkti ama her şeyin bilincindeydim de.

Sensiz bir hiçtim. Ve bunun farkına varmam benim ilk ölümümdü.

perşembe akşamları ❝taekook❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin