☑ Be Mine

𝑭𝑶𝑼𝑹

parmak uçlarıyla bileklerini sıkıca birleştiren ipe ulaşmaya çalıştı [y/n].

dokuz gündür elleri ayağı bağlıydı, artık eller ve ayaklarını hissedemiyordu bile ama burdan kaçmak için bu iplerden kurtulması gerekiyordu.

bakugou eve iki gündür uğramıyordu ve bu genç kız için çok iyi bir fırsattı ama ne vardı ki iki gündür yerinden bir santim bile kıpırdayamamıştı.

"ben geldim bebeğim! tatlı prensesimi çok beklettim mi?" genç kız dudaklarını sıkıca birbirine bastırıp gözünü kapattı. bakugou'nun yaklaşan adım seslerini duyabiliyordu.

"güzelim? ah hadi bana bak, sana hoşuna gidecek bir şey anlatacağım." bakugou'nun büyük ve kurumuş kanla kaplı elleri çenesini kavradı ve kendisine çevirdi.

[y/n] zorlukla gözlerini açtığında ışıl ışıl gözlerle ona bakan bakugou'yu gördü. hiç şüphesiz bir aşık adamın gözleriydi bunlar... tabi yüzünün etrafına bulaşmış kanlar olmasaydı.

"kirishima eijirou." dedi bakugou umursamaz bir tavırla. kızın gözleri büyük bir korkuyla büyüdü. hayatında sevdiği sayılı kişilerden birine zarar mı vermişti?

[y/n]'nin dudakları arasından ufak bir hıçkırık çıktı.

"daha önce bu kadar konuşkan olduğunu bilmiyordum o piçin. ama sevgilin, yani ben, hemen durumu çözdüm."

bakugou elini cebine atıp eijirou'nun kesilmiş dilini çıkardı.

kızın gözleri korkuyla büyüdü. kendini kusmamak için zor tutuyordu. eijirou'ya bunu yapıp gururla ona gösteren psikopat kendisine neler yapardı kim bilir...

"onu hak ettiği gibi bir çöplükte öldürdüm. seninle bu kadar yakın olmasaydı ölümü daha güzel bir yerde olabilirdi. neyse, bunları boşver. iki gündür seni göremiyorum. beni özledin mi bebeğim? babacığın seni çok özledi." kesilmiş dili bir kenara atıp kollarını açtı.

"uzun zamandır sana sarılmayı hayal ediyorum. sanırım artık şu iplerden kurtulabiliriz. bana sarılacaksın değil mi?" ona şu anda karşı çıkamazdı. yavaşça başını salladı. bakugou kızın arkasına uzanıp bileğine bağlı olan ipi çözdü. ayaklarındaki ipi de çözdükten sonra kollarını iki yana açtı ve kızın kollarına girmesini bekledi. bakugou bu anın hayalini uzun zamandır kuruyordu.

bakugou'nun tek isteği [y/n]'ye sıkıca sarılıp onu sabaha kadar öpmekti.

[y/n] kollarını hafifçe esnetip oturduğu beton zeminden kalktı ve sarışın çocuğa yaklaştı. çocuk gözlerini kapattı. genç kız gözlerinden birkaç damla yaş akmasına izin vererek kendisini bakugou'nun kolları arasına bıraktı. elleri bakugou'nun omzunu sıkıca tutuyordu.

bakugou gözlerini mutlulukla açıp kollarını kızın belinin etrafına sıkıca dolası ve çenesini kızın başının üzerine koydu. dokuz gündür duş almamasına rağmen hâlâ cennet gibi kokuyordu.

[y/n] onun için mükemmeldi.

sadece onun için mükemmeldi.

başkalarının görmesine asla izin veremezdi.

"uslu kız... sana geçtiğimiz dokuz gün biraz kötü davrandım ama artık iyi davranışı hak ediyorsun. gel, senin için bir oda hazırladım. oraya gidelim."
[y/n]'nin kendisinden ayrılmasına izin vermeden onu bir bebek gibi kucağına aldı ve karanlık koridora daldı. kısa süre içerisinde bahsettiği odaya gelmişlerdi. bakugou kızı kucağından indirip odanın ışığını yakınca [y/n]'nin gözleri büyük şaşkınlıkla büyümüştü. odanın bir duvarı full küçük kağıtlarla doluydu. bakugou nazikçe kahkaha attı.

"seni izlerken neler hissettiğimi hep bir kağıda yazarım. kağıtları duvara yapıştırmamın sebebi ise sana, seni ne kadar sevdiğimi göstermek. yatmadan önce bu notları oku ki seni ne kadar sevdiğimi unutma." bakugou gülümseyerek kızın saç tutamını kulağının arkasına attı ve soğuk dudaklarını alnına bastırdı.

"ve benim ol."