Rain Of Love.

18 2 3
                                    


Kafasını cama yaslamış yağmuru seyrederken huzuru nirvanaya taşımış kızı, pür dikkat izliyordu genç adam.

Arada kaçamak bakışlar gülümsemelerine sebep olurken, diğer geçlerin gürültüsü içinde kaybolmuşlardı.

Eve geldiklerini, duran arabanın hareketsizliğinden anladılar.

Teker teker inerken, tenlerine değen yağmurun, onları sadece selamlamasına dahi tahammül edemezlermişcesine koşuşturarak evin büyük kapısına vardılar.

Her biri sırayla içeri adımlarken söyleniyorlardı.

Salona vardıklarında, genç kızın verandaya yönelmesi ve onları daveti üzerine yönlerini değiştirdiler.

Yağmurla çoktan tanışmış olan sandalyeler dışında bu fırsatı kaçırmış olanları buldular ve oturdular.

Genç kız ayaklarını çatının sınırından uzatarak yağmurla selamlaşırken, gençler onu izleyip gülümsüyorlardı.

Yağmurun şiddeti arttıkça, çekiciliği kızı cezbetmeye devam ediyordu.

Kendini iki basamakla yağmura teslim eden genç kızı, küçük kargaşa içinde geri çekmeye çalışan sesler yağmurun altında yok olmuştu.

Etrafında tam tur döndükten sonra yeşil elbisesinin eteklerini tutup ritimler eşliğinde dans ediyordu genç kız.

Yeşil bahçeyi turladıktan sonra gençleri de davet etmeyi ihmal etmedi.

Biraz tereddüt eşliğin de çılgınca gelebilecek bu eğlenceye ayak uydurdular.

Changbin, umursamazca omuz silkip kızın yanına ilk varan oldu.

Ardından onu takip eden diğerleri, parkta annelerinin ellerinden kurtulup özgürlüğüne koşan küçük oğlanlar gibiydiler.

Kendi çaplarında eğlenen gençleri bir araya getiren Arya, büyük bir halka oluşturmalarına neden olmuştu.

Sımsıkı tuttukları ellerini daha da sıkarak kendi eksenlerinde dönmeye başlamışlardı.

Zıplayarak dönen bu çocuklar gerçekten yağmurun altında yok olmuşlardı.

Zaman aşımına uğramış, kavramlardan sıyrılmışlardı.

Chan, onları yaslandığı verandanın direğinden izlerken, gülümsemekten kendini alıkoyamıyordu.

Arya, ona eliyle fiziksel çağrılarda bulunsa da, o sadece gülümsemekle yetinmişti.

Chan, eğlenceyi kaçırmamak adına hızlı adımlarla banyodan birkaç havlu alıp verandaya geri dönmüştü.

Çocuklar üşümeye başlamış, tek tek veranda da ki havlulara sarılmışlardı.

Arya, hala yağmurla dans etmeye devam ederken, onu kendinden geçmişcesine izleyen Chan'a takıldı gözleri.

Koşar adımlarla Chan'ın yanına vardığında, geniş bileğini parmak uçlarıyla kavradı ve onu kendini eşlik etmeye zorladı.

Chan, peşinden sürüklendiği sevgilisine bakarken yağmur onu da selamlamıştı sonunda.

Bedenleri birbirlerine yaklaşırken Arya fısıldadı;

'' Gökyüzüne bak.''

Arya beyazlıklardan süzülen damlaları seyrederken Chan gözlerini ondan ayıramıyordu.

Bakışları yüzünde hissederken tekrarladı Arya;

'' Bana değil, gökyüzüne bak Chan.''

Chan, bu kez dinledi ve bakışlarını beyazlıklara yönlendirdi.

RUHEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin