i love you '(kagehina)

-dream?-

Hinata yavaşça gözlerini açtı. Olanların farkına varmakta zorlanıyordu. 

Hepsi rüya mıydı?

Telefonunu alıp rehbere girdi ve Kageyama'nın numarasını aradı. İşte burada. 

...bip...bip...bip

"Saat gecenin 3'ü senin sorunun ne geri zekalı." 

Hinata gözlerini kocaman açtı. Bir rüya nasıl olur da bu kadar gerçek olurdu. Durumun şokunu üstünden atmaya çalışırken hala telefonda bekleyen Kageyama'yı hatırladı.

"H-hiç iyi geceler."

"Oh. İyi geceler turuncu."

Turuncu...

Kafasını yastığa geri koyup hiçbir şey düşünmemeye çalıştı. Peki, her şey rüyaydı demek. Kageyama'nın aşkı da rüya mıydı? 

.

.

Güneşin gözlerini aydınlatmasıyla gözlerini araladı. Telefonuna baktı. 

"SAAT 12 OLMUŞ GEÇ KALDIM!"

Kapı mı çalıyor? Bu saatte kim gelsin ki Hinata'nın evine?

"K-Kageyama."

"Geç kaldın. Merak ettiğim için gelmedim. Öldün mü diye baktım." 

Kageyama konuşuyordu. Hala inanamıyordu. 

"Sen biraz bekle ben hemen geliyorum. İçeri gelmek iste-"

"Hayır. Hızlı ol." 

Hinata'yı korkutuyordu. Olabildiğince hızla hazırlanıp tam 8 dakikada kapının önüne geldi. Yürümeye başladılar.

"Biliyor musun çok garip bir rüya gör-"

"Biliyor musun çok garip bir rüya gör-"

"Sen anlat."

"Sen anlat."

"ANLAT SALAK."

"Sen hastaydın ve ölüyordun. Sonra..."

Hinata dolan gözlerini Kageyama'dan gizlemek için kafasını çevirip derin bir nefes aldı. 

"Benin rüyamda da sen hastaydın ve ölüyordun. Bana mektup bırakmıştın. Sonunda sanırım ben de öldüm."

"Sen de mektup bırakmıştın."

İkisi de aynı anda durup birbirlerine baktılar.

"Kalbin attığı sürece..."

"Hep o kalbinde olacağım."

"Kageyama, seni seviyorum."

Hinata Kageyama'nın kolunu tutup sahile sürükledi. Saatlerce günbatımını beklediler. Hava sonunda turuncu rengine büründüğünde Hinata ayağa kalktı.

"SÖZÜMÜ TUTMAYA GELDİM. TURUNCU VE LACİVERTİ KAVUŞTURMAYA GELDİM."

"Hinata benimle evlenir misin?"

"HEY! Onu ben soracaktım."

"Cevap versene salak!" 

"Evlenirim, Kageyama."

"İkimiz de verdiğimiz sözü tuttuk sanırım." 

Turuncu ve lacivert böyle kavuşacakmış demek ki. Ölümle değil, aşkla.