Alinin yanımda yatmasını garipsemiştim niye benim yanımda yatıyordu ki,bir an görünce şaşırmıştım.
Yatakta oturur pozisyona geldiğimde kıpraşmamdan alide kalkmıştı oda durumu garipsemiş gibi bakıyordu.
Oda hemen ayaklanmıştı.
A:Şey ben özür dilerim,uyuyakalmışım galiba.
Y:Çok mu bekledin başımda?
A:Şey seni uyutmak için saçını okşuyordum biliyorsun zaten uyuduğunda gidicektim ama rüyanda ne görüyorsan anlamadığım birşeyler sayıklıyor rüyanda ağlıyordun galiba gerçektede gözlerin akıyordu bende sakinleştirmek için yine başında bekliyordum hava aydınlanıyordu falan işte biraz daha durayım derken uyuyakalmışım.
Y:Sorun değil,teşekkür ederim.
A:Sorun olmasada uyumamalıydım.
Y:Bazen olur öyle şeyler.
A:Yinede benim böyle bir hata yapmamam gerekirdi.
Y:Ali yattında noldu sanki,kardeş kardeş yatmışız yani uyandığımda kendince köşende uyuyodun benim tarafımda bile değildin.
A:Olsun ben kendime bunu yakıştıramam.
Y:Ali çok mu takıntılısın acaba.
A:Takıntılık değil ama sonuçta benim hatam ve hatamı kabulleniyorum.
Y:Tamam ben unuttum gitti,sende unut odana git biraz daha uyu,saat daha erken.
A:Ben biraz kendi evime gitsem iyi olucak gibi.
Y:Peki görüşürüz.
A:Görüşürüz.
Ali odadan çıkarken ben sadece öylece arkasından bakıyordum içine baya dert olmuştu tamam ters bir durum olabilirdi ama sonuçta bilerek yapmamıştı ve masum masum uyuyordu ben sorun yapmıyordum o niye bukadar takılıyordu ki.
Neyse şuan çok uykum vardı ve beynim çalışmıyordu,yataktan kalkıp perdeleri kapayıp geri yatağıma yatmış yorganı kafama kadar çekmiştim uyumam çok zor olmuyacaktı.●Barış'tan●
Yine deli sikmiş gibi sabahın köründe kalkmıştım bu erken uyanma huyumdan nefret ediyordum.
Hava bile daha yeni aydınlanırken kalkmam şartmıydı cidden bıkmıştım artık birdaha uyuyamıyacağımıda biliyordum hay sokim böyle işe ya.
Çantamdan kulaklıklarımı alıp telefonla beraber yatağa attım.
Dolabımın önüne gidip günlük rahat kıyafetlerimi giyip telefon kulaklık ve cüzdanımı cebime attım ve evden çıktım çıkarken kendi odamın balkon kapısını açık bırakmıştım çünkü anahtarım yoktu ve sılanın kaçta uyandığını bilmiyordum rahatsız etmek istemezdim.
Hava serindi ama artık üşümüyordum bile çünkü kendimde buz gibiydim soğuk ve hayatta değil gibiydim.
Bu soğuk havayı derin nefesle içime çektim ve yavaş yavaş yürümeye başladım.
Sahile doğru yürüyordum dışarda kimse yoktu sokakta yalnız başıma acılarımla yürüyordum.
Her an içimde ağlama isteği yada bir yerleri yakıp yıkma isteği olsada ben sadece boş boş yürüyordum bütün acılarımı içime attıkça içimdeki yoğunluk boğazımdaki düğüm dahada artıyordu.Ağlasamda,bir yerleri yıksamda içimdeki bu his asla geçmiyecekti biliyordum bu acı normal bir acı değildi aşk acısıydı, kaybetme acısıydı,asla ulaşamıyacak sevilmeyecek olmanın acısıydı,yalnız olma acısıydı,başkasını sevemeyecek olmanın acısıydı,bu kahrolmanın acısıydı,bu umutsuzluğun acısıydı kendime acıyordum,bu hale düşmüş olmama acıyordum.
Ne yapmıştımda bu hayatı bu acıyı yaşıyordum ne yapmıştımda bunu haketmiştim.
Şuan bir sigara alıp dumanıyla bütün içimi yakmak istiyordum,acımı hafifletmek istiyordum ama onu bile yapamıyordum.
Ben ne ara o neşe saçan hep yüzü gülen barıştan bu hale dönmüştüm şuan sahtecikten bile gülesim gelmiyordu içimdeki mutlu çocuk birkere kırılmış ve hayal kırıklığına uğramıştı şimdi naparsam yapayım onuda mutlu edemiyordum.
Biyerde otursam günlerce ağlasam bu acım geçermiydi yada kendime zarar versem bu acım geçermiydi hiç zannetmiyordum.
Yaprağı düşündükçe gözümün önünde canlandırdıkça o içimdeki acı tarif edilemezdi.
Sevipte sevilmemek,değer veripte değer alamamak bu acı bambaşkaydı.
O başkasıylayken onu severken bile hiçbirşey yapamıyorsun tek yapabildiğin kaçmak ve susmak bu acıyı içime attıkça artık dayanamayıp patlayacakmışım gibi hissediyordum.
Kulaklığı telefonuma takıp şarkı açıp telefonu geri cebime atmıştım.
Şimdi şarkı ve acılarımla baş başaydım.
Sahile varmış sayılırdım bile.Eskiden şarkı listem hep eğlenceli şarkılarla doluyken şuan hiçbirinden eser yoktu bütün liste hüzünlü şarkılarla doluydu.
Oda beni sevse şuan nasıl halde olurduk düşünmeden edemiyordum.
Mutlu evli bir çift olabilirmiydik hergün sevgi dolu olabilirmiydik yaprakla evli çiftler gibi olmayı becerebilirmiydik.
Bu düşünceleri bir kenara bırakmalıydım sadece öylece denize bakıp iç çekiyorum.
Oğuzhan koçunda şarkıda dediği gibi;Kimi sevdi ki kalbin başka?
Cesaret edipte nasıl sana sorayım?
Biri varsa bile sen söyleme,
Ben yine yok sanayımKimi öptü dudakların?
Ne olur bir tek ben olayım
Biri varsa bile sen söyleme,
Ben yine yok sanayımBu şarkı beni açıklıyor gibiydi şarkıyı içimde yaşıyabiliyor hissedebiliyordum.
Yaprakla babası hasta diye değilde beni sevdiği için evlenseydik evliliğimizin her günü onu ayrı mutlu edebilseydim bir süre sonra bebeğimiz olsaydı ona benzeyen minik bir bebek çokmu şey istiyordum ki.
Ama nasip değilmiş demek ki şimdi en fazla aliyle çocuğuna dayılık yaparım gibi bunu söylemek düşünmek bile okadar acı ki.Şarkımı dinlerken denizi izlemeye devam ettim.
Güneşin doğuşunu izliyordum,hava hafiften aydınlanırken araba sesleri gelmeye başlamıştı insanlar yavaş yavaş uyanıyordu.
Karnımın guruldamısını duyuyordum ama ne birşey yiyesim nede birşey içesim yoktu bu yüzden karnımın guruldamasını umursamadan kendimi geri şarkıya bıraktım.
Azda olsa denizle beraber huzurlu hissediyordum.
Ben burda oturmuş yaprağı düşünüyor onun için kendimi yıpratıyordum acaba şuan o napıyordu o herifle oturmuş gülüyormuydu yada aklının bir köşesinde beni düşünüyormuydu.
Yani aşık olmasada kaç senelik arkadaşıydım bari onun için düşünseydi.Denize atlayıp en dibe kendimi batırasım geliyordu.
Bukadar duygusal olmak zorundamıydım çünkü artık cidden üzülmekten bile yorulmuştum.
Aşık olmak güzel olduğu kadar berbattı da belki birgün oda beni sever ki diye beklerken bir yandanda acaba başkasını severmi korkusuyla geçiyordu.
Ve ben yaprağın beni sevmesini beklerken başkasını sevmişti tabi beni sevsin diye zorlayamazdım ben seviyorum diye illaha oda sevcek diye birşey yoktu ama beni orda yardıma çağıracağına önceden açıklayabilirdi sonuçta arkadaşıydım bukadarınıda hekediyordum bence,buraya gelirken onu sevdiğimi yazmıştım acaba bana kızmışmıydı o hep beni arkadaşı gibi görürken benim onu sevmem belki kızmıştır,belki onunda içinde birşeyler kıpraşmıştır cidden kafam allak bullak birşey düşünemiyordum.
Yine sadece kendimi denizin huzurlu görünüşüne bıraktım.●Yaprak'tan●
Kapının çalmasıyla uyanmıştım yine kimdi bu ali mi gelmişti ki.
Yorganı kafamdan indirip yataktan çıkmıştım.
Hemen hızlıca aşağı inip kapıyı açtım ama kapıyı açmamla şok geçirmem bir olmuştu.
Gelen annem babam ve barışın anne babasıydı ben ailelerimizi tamamen unutmuştum.
Şimdi nediyecektim ne yalan atıcaktım tipim çok perişan duruyormuydu acaba.
O:Yaprak kızım.
Y:An-annecim.
T:Kızım hala bizi içeri davet etmeyi düşünmüyormusun?
Y:He şey kusura bakmayın gelin içeri hoşgeldiniz.
Z:Kızım barış yok mu?
E:Kaç gündür arıyoruz ulaşamıyoruz.
Y:Şey o evde değil.
O:Evde değilde nerde kızım?
Salona geçmiş yeni oturmuştuk ama daha baştan barışı sormaya başlamışlardı nediyim beni anlamadan dinlemeden yalnız bırakıp çekip gittimi diyim.
T:Kızım niye susuyorsun cevap versene.
Tam ağzımı açmış birşey diyicekken kapı açılmıştı al işte ali gelmişti gelde durumu açıkla şimdi.
Bizimkiler kapıya kitlenmiş bakıyordu ali daha içeri bakmadığında durumun farkında değildi.
İşte şimdi sıçmıştık tam bir sıçış fermanıydı bu nediyecektim şimdi bizimkilere nasıl açıklayacaktım ali gelmese herşey daha kolay olabilirdi ama şimdi şıcmıştık işte...●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
(1026kelime) evet bir bölümün daha sonuna geldik evet öbür bölüm aliyi biraz gömsenizde alininde sılanında masum olduğunu söyleyebilirim yetiştirebilirsem bugün görevide atıcama ama atmadıysam bilin ki iş uzadı çünkü görev hikayesi bu hikaye gibi bin kelimeyle bitmiyor
Neyse ne dhzkzknshjs umarım bölümü beğenmişsinizdir :)
Bölüm ve son sahne hakkında ne düşünüyorsunuz cevapları bekliyorum
Yeni kapağımızda hayırlı olsun medyadaki artık yeni kapağımız :d
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♡EVLİLİK♡||YAPBAR
FanfictionBabamın Hastalığının Hayatımı Değiştireceğini Nerden Bilebilirdim ki? 20 Senelik Dostluk Aşkamı Dönüşüyor?