27. bölüm

19.5K 293 200
                                    

Oy sınırı koymuyorum çünkü sanki bende kendi hikayemi okuyormuş gibi hissediyorum  bölüm de gelmeyince mutlu olmuyorum şahsen.Ama elinizden geldiğince okuyucular oy verirse kitap etiketinde yukarı çıkar. Bu da daha çok kişinin okumasını sağlar. Oy verenlere şimdiden teşekkürler ... Bu arada kullanıcı adımı değiştirdim haberiniz olsun. Neyse iyi okumalar bitanelerim 🍷

"Girebilir miyim efendim?" İnce kadın sesiyle Murat'ın kucağından indim. Bıkkın bir nefes verdim.

Murat bağırdı. "Girme!" Kadın hemen tekrar konuştu "Ancak efendim misafiriniz geldi" Murat'a baktığımda kafasını bilmiyorum dercesine salladı.

"Sen giyin. Akşam devam ederiz güzelim" dedi dudağıma öpücük kondururken. Murat pantolonunu giymişti ki ona seslendim.

"Tahrik olmuşsun" alt tarafına baktı. "Hassiktir" dediği şeyle hafif kıkırdadım.

"Yardım edeyim mi?" Bana baktı. Gözleri ışıldamıştı. "Şans başlarsak duramam. Giyin ve aşağıya gel" kafamı salladım. Hemen giyinme odasına girdim. Ordaki kıyafetlerden rahat ve günlük bir eşofman takımı aldım.

 Ordaki kıyafetlerden rahat ve günlük bir eşofman takımı aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hızlıca giyindim. Gelen kimdi cidden merak ediyordum. Merdivenlerden de koşarak indim. Az daha takılıp düşüyordum. Son iki basamaktan da zıpladım.

Salona girdim. Bir kadın oturuyordu. Murat da o da konuşmuyordu. Kadın fazla açık giyinmişti. İkisi de beni farketmemişti.

"O çocuk benden değil Lena! Bunu ikimiz de biliyoruz" Murat'ın söylediği şeyle çivilendim.

Ne demişti? Çocuk demişti. Murat'ın çocuğu. Bu kadın o çocuğun annesiydi. Bu durumda hiçbir şekilde birşey yapamazdım. Aralarından çekilmek dışında.

Adımlarım ses çıkarmayacak şekilde hızlı yürüdüm. Gözümden yaşlar akıyordu. Hayır, onu sevdiğim için değil. Sadece bir kere daha aldatılmıştım...

Evden çıkmak için kapıyı açtım. Ses çıkmamıştı. Bu beni mutlu etmişti. Korumalar bugün izinliydi. Hızlıca koşarak bahçeye çıktım.

Ve Murat'ın bağırışı kulaklarımı doldurdu. "Bir adım daha atarsan yakaladığımda olacaklardan sorumlu değilim"

Bahçe kapısının önünde duran arabayla hızla oraya koştum. Murat'ın olamazdı çünkü evdeydi. Korumalar da siyah arabalar sürüyordu. Kırmızı değil.

Kapı açıldı. "Atla"

Aybars mı?! Kendimi ateşe atıp Murat'ın beni yakalayacağını bile bile koşacak mıydım, yoksa Aybars'ın arabasına binip 2x tehlikeye girecek ama kaçabilecek miydim?

"Hadi ne duruyorsun?" Arabasına bindim. Başka çarem yoktu. Son derece hızlı gitmeye başladık.

"Sen neden gelmiştin?" Hafifçe güldü. Sorun neydi?

Şans [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin