İçerisi oldukça genişti tüm meşaleleri yaktığı için içeride ki her şey net olarak gözüküyordu .Mağara göz göz odacıklara ayrılmıştı. Etrafa bakındığımda her yerde hayvan kemikleri tahta yığınları olduğunu gördüm. Köşeye de hayvan kürkleri istiflenmişti.
Askar kısa süreliğine ortadan kaybolduğunda bunu fırsat bilip meşale alevlerinin yansıdığı duvarları incelemeye başladım.
Daha yakına gittiğimde duvarlara kazınmış olan insan figürlerini görebilmiştim. Ama garip olan şey buradaki koca adamlar gibi tek gözlerinin değil iki gözlerinin oluşuydu.
Daha fazla incelemeye fırsat bulamadan içeriye Askar girmişti.
" Ate ora"
Önüme bir şeyler atmış yüzüme beklendiyle bakmaya başlamıştı.
" Ne bunlar"
Anlamayacağını bilsemde konuşma ihtiyacı duyuyordum.
Yere attığı şeylere bakınca bir kepenek bir tırpan bir çift çarık iki adet sopa ve biraz da tütün olduğunu görmüştüm.
Kepenek bana ait değildi çünkü benimki mağaranın önünde kalmıştı.
Aklıma Samir geldiğinde mağaranın önünü tıkayan taşa doğru gidip vurmaya başlamıştım.
" Samir orada kaldı. Samir keçim. Onu almam lazım yoksa yerler onu."
Beni anlamadığını gördüğümde yanına gittim.
" Keçi. Meeeeeee. Meeeeee."
Keçiyi taklit edip elimle kendimi işaret ettim.
" Benim keçim."
Yerdeki sopalardan birini alıp toprak zemine çizebildiğim kadarıyla bir mağara çizip yanına bağlı şekilde bir keçi çizmeye çalışmıştım.
" Meee. Benim keçim orada. Askar beni anlıyor musun?"
Elimle önce kendimi sonra çizdiğim şey gösterip kaşımı kaldırmıştım anladın mı anlamında.
"Hızlı hızlı kafasını sallayıp onayladığında mağaranın cıkışına ilerledim ama beni durdurdu.
"Mi ora, ara. Ni co."
Bir şeyler söyleyip eliyle kendini göstermişti. Ardından beni işaret edip mağaranın içini gösterdi.
" Benim burada mı kalmamı istiyorsun. Peki ya gelirken Samuri yersen?"
Gerçektende böyle bir olasılık vardı.
Bu sefer sopayla keçiyi gösterip ağzını işaret ettim. Daha devamını getiremeden gözleri parlamıştı.
Kafasını hızlı hızlı evet anlamında aşağı yukarı sallamaya başladı.
Böyle olmayacağını anlayıp tekrar çizdiğim keçiyi gösterip elimi ağzına kapattım.
Elimi ağzından çekip hayır anlamında çarpı işareti yaptım. İyice anlasın diye bir de elimi iki yana sallamıştım.
" Keçiyi yemek yok. Keçi benim. Onu bana getireceksin."
Sanki keçi kucağımdaymış da kucaklıyormuşum gibi yapıp elimi kendime sardım.
Bu hareketimle Askar'ın yüzü düşse de onaylamıştı beni.
Son kez bana bakıp mağaranın içine baktığında onu onaylayıp iyice içeriye geçmiştim.
Nihayet tatmin olduğunda mağaradan çıkıp taşı ardından kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEKGÖZ -GAY-
FantasyTamamlandı... Ali adında bir çobanın ve Tekgözlü bir devin hikayesi. Fantastik bir hikaye. Hikaye iki erkeğin arasında geçmektedir ona göre okuyun. bxb 30.05.21