Bölüm 14

11.1K 956 245
                                    

Günün 3. Bölümü ilk ikisini beğenmeden buna geçmeyinki seri bölüm atabileyim :)

10 yıl önce Askar'dan

Bugün yine anam evlen evlen diye üzerime gelmişti. Benim yaşımdakiler çoluk çoçuğa karışırken ben evlenmekten deli gibi kaçıyordum.

Denemiştim aslında, anamın bana gösterdiği kızlara alıcı gözle bakmaya çalışmıştım ama nafile , başaramamıştım.

Etkilenmiyordum ve kimsenin vebaline girmek istemediğim için evlenmiyordum. Sağlıklı bir erkektim şükür ama ne yaptıysam kimseden etkilenememiştim. Oysa isterdim bende çoçuklarımın olmasını.

" Askar bak evladım,  eğer bu kızla da evlenmezsen analık hakkımı helal etmem. Baban sıkıştırıp duruyor bu ne zaman evlenecek diye. Askerliğinide yaptın daha ne beklersin anlamam ki."

Ne desem nafileydi. Torun torun diye tutturmuşlardı. Bilmiyorlardı ki evlensem bile torunları olmazdı.

Kadınlardan değilde erkeklerden etkilendiğimi askerde farketmiştim. Yetiremedim tabi önce . Tövbeler ettim namazlar kıldım ama bir türlü nefsime söz geçiremedim.

Yanımda oğlancılardan bahsettiklerinde yerimden ok gibi fırlamıştım. Diyeceklerini duymaya gücüm yetmezdi. Bende akışına bıraktım. Hastaydım ben, ahlaksızdım. Yıllar geçtikçe ahlaksızlığın sevmekte değil kişilikte olduğunu farkettim.

Yaradan beni böyle yaratmıştı. O farkındalığa vardıktan sonra eğer sapkınlardansam beni doğru yola döndür eğer tabiyatım böyleyse kimsenin günahına sokma beni diye dua etmeye başladım. İçim ferahlamıştı. Daha rahat nefes alıyordum ta ki anam torun torun diye tutturana kadar.

" Adını zürriyetsize mi çıkaracaksın. Defol git o zaman."

O gün evden çıktım uzun sürede diğer köyde bir iş tuttum. Ama kürkçü dükkanı misali geri dönmüştüm baba evine yine.

Duymuştum ki başına bir hal gelmiş bir kız varmış onunla evlenirsem hem o rahat eder hem de ben diye düşündüm ama o iş öyle olmadı. Kızla yatmadığım ortaya çıkınca kızı helak etmesinler diye benim hiç bir kızla beraber olamayacağımı söylemesini istedim. Ancak o zaman adı lekelenmezdi.

Anam yüzüme tükürdüğünde tüm köy taşa tutmuştu beni. Arkamdan oğlancı pis ibne diye bağırmaları beni attıkları taşlardan daha çok yaralamıştı. Şans eseri sağ kaldığımda en yakın köye kaçtım ama namım orayı da ele geçirmişti. Günah olmasa canıma kıyacaktım.

Karşıki dağın tepesinde bir mağara olduğunu bildiğim için en azından geceyi geçiririm diye oraya doğru ilerledim. Ama çok gidemeden karşıma gençten bir delikanlı çıkmıştı.

" Merhaba abi, nerden gelir nere gidersin?"

" Haydan gelir huya giderim be çoçuk."

Beni baştan ayağıya süzüp kaşlarını çattı. Zekâ pırıltılarını çakır gözlerinde görebiliyordum.

" İyi dersinde be abi bu ne haldir?"

Perperişan olduğumu görmek için bakmaya ihtiyacım yoktu. Kan revan içindeydim ama beni tanıyanlar su vermek yerine hakaret yedirmiş yüzüme tükürmüştü.

"Dünya halim budur çoçuk."

" Hele otur, şanslısın bugün heybemde suyumda ekmeğimde var. Seninle paylaşayımki aşım bereketlensin."

İtiraz etmeden yere çöktüm. O da heybesindeki yarım ekmeyi ikiye bölüp testiyi önüme koydu.

" Bunca yol geldim herkes yüzüme tükürdü . Sen neden paylaşırsın ki aşını benle."

TEKGÖZ -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin