kiss or kill me ☠︎︎ 7

419 59 14
                                    


Derin bir nefes alıp içeriye girdim. Etrafta kimseler yoktu. Daha geçen günlerde Taehyung bu oteldeki insanların yarısını öldürmüştü. Şimdi ise hiçkimse yoktu. Herkes ölmüştü.

Yine de dikkatli olmalıydım çünkü vampirler her an bana saldırabilirlerdi.

İçeri girdiğim an gözlerimle her yeri taradım ve karşımda duran asansöre baktım. Tuşa bastım ve beklemeye başladım.

Kollarımı kavuşturdum ve asansör gelince içeri bindim. Her yer kan olmuştu. Dudağımı büzdüm ve rastgele bir katın tuşuna bastım.

4.

Bir yeri ellemeden bekledim.

Asansörün kapısı açıldığında karşımda 2 tane vampir duruyordu. Bana bakıp dudaklarını yaladılar ve bir anda üzerime atlamaya çalıştılar.

Beni yakalamalarına izin vermeden hızla cebimden bıçağımı çıkardım. Normal vampirlere karşı bıçağım iş görürüdü.

İkisini halletikten sonra koridorda yürümeye başladım.

Bu katta bir sürü oda vardı. Hepsini teker teker aramam imkansızdı. Bu yüzden bazılarının kapısını açıp içeri gelişigüzel bir şekilde göz atacaktım.

İlk kapıyı açtığımda yine kanlar ile dolu bir oda beni karşıladı. Fakat Taehyung burada da değildi. Diğer odaların kapılarını da açtığımda yoktu. Nerede olabilirdi?

Tek tek tüm katların odalarına bakamazdım. O zaman ne yapmalıydım?

Düşünmeye başladım.

Tabi ya!

Onun adını anons edebilirdim.

O da kesinlikle ölmemiş biri olduğunu düşünecek ve beni öldürmek için yanıma gelecekti.

Hemen aşağıya inmek için asansöre girdim.

Fakat asansör açıldığı zaman beni kötü bir görüntü bekliyordu.

O buradaydı! Vampir Taehyung.

Beni görmemişti. Sadece ellerindeki kanlı cesedi yalamak ile meşguldu.

Elindeki ceset ise beni şaşırtan asıl kişiydi!

Rose.

Onu öldürmüştüm ve kenara koymuştum. Peki , onu nasıl bulmuştu?

Keskin bakışları bana döndüğünde geriye doğru bir adım attım. Televziyonda göründüğünden daha korkunçtu. Belki de hiç onu öldürmeye kalkışmamalıydm diye düşündüm. Belki de onun beni öldürmesine izin vermeliydim?

Hayır. Kafamdan bu düşünceleri silmeye çalıştım.

Karşımda dünyanın en güçlü vampiri duruyordu. Ona karşı güçlü olmalıydım. Ben son kalan vampir avcısıydım.

"Sen?" dedi Taehyung ve gözlerini kıstı.

"B-ben?" dedim ve yine geriye bir adım attım. Kabul etmeliydim ki korkuyordum. Ama korkular yenilmek için vardı ve ben onu yenecektim.

"Sen kimsin?" dedi ve elindeki ceseti kenara fırlatıp bana odaklandı.

"Ben Kim jisoo'yum. Seni öld-"

Tekrar düşündüm. Eğer ona söyleseydim direkt beni öldürürdü. Ona kendimi aşık edecektim.

"Ben Kim jisoo'yum. Sana yardım etmek için burdayım." dedim gergince.

"Kim Jisoo." Kendi kendine fısıldadı ve gözlerime bakarak konuşmaya devam etti.

"Ne tanıdık, gerçekten tuhaf." deyince titremeye başladım.

Dudaklarını yalayıp bana yaklaştı.

"Yardım ha?" diye sordu.

"E-evet , yardım." dedim ve ondan uzaklaşmaya başladım.

"Neden korkuyorsun benden?" dedi ve sinsice güldü.

Aklıma okuduğum kitap geldi.

"Ondan korkarsanız daha çok hoşuna gider."

Korkmamalıydım ama elimde değildi. Kan kırmızısı gözleri ve her vampirden daha sivri olan dişleri ile ürkünç duruyordu.

"Korkmuyorum. Sadece yardımcı olmaya geldim." dedim ve içimi çektim.

"Seni gördüm." dedive asansörün içinde duran cansız bedeni gösterdi.

"Onu sen yaptın değil mi? Sen öldürdün." dedi.

"Öldürmek eğlencelidir. Ayrıca onun ölmeye ihtiyacı vardı." dedim.

"Ortak bir nokta bulmamıza sevindim." dedi ve devam etti.

"Öldürmek bir oyun gibidir." dedi ve bana daha da yaklaştı.

"Hadi bir oyun oynayalım, kim jisoo...Ben katilin olayım sen de benim kurbanım..."

kiss or kill me. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin