Bir kadın vardı. Yaptığı her işi besmeleyle yapardı. Yemek yerken neredeyse aldığı her lokmaya çektiği besmele karşısında kocası yeter artık hatun bir kere çektin daha bu sonrakiler neyin nesi diye çıkışırdı. Gel zaman git zaman kadın besmelesine devam etti. Öyle ki ütüsünü yaparken, elbiseyi alırken, çamaşırı yıkarken, elbiselerini giyip çıkarırken, yemek pişirmek için tencereyi alırken, ocağa koyarken, ocağı yakarken, yatarken, kalkarken ve sair her işinde besmele çekmeden asla bu işleri yapmaya başlamıyordu.
Adam ise karısının abarttığını düşünerek ona: Bunu niye yapıyorsun? diyordu. Karısı ise: Sürekli besmeleyi söyleyince Allah sana o işinde yardım eder. Bir şeyi besmeleyle koyarsan Allah onu korur. diyordu. Adam karısına bir oyun oynamak istedi. Onu zor durumda bırakacak bir plan düşünmeye başladı. Sonunda aklına bir fikir geldi.
Karısına akşam bir kese vererek içine on tane altın koydu. Sonra: Hatun bu altınları al. Çok gizli bir yere sakla, senden isteyince bana verirsin. dedi ve keseyi alıp saklamaya giden karısını gizlice takip etti. Bu sırada içinden sinsice gülümsüyordu. Kadın keseyi yatağın altına koymuş ve koyarken de; kocasının elinden aldığında yaptığı gibi Bismillahirrahmanirrahim dedikten sonra koymuştu. Aradan bir hafta geçti. Adam eve geldiğinde karısı yan komşudayken keseyi oradan aldı ve gizlice bahçedeki kuyunun içine attı. Akşam bir şey demedi. Fakat sabah olunca :Hatun sana verdiğim altınları getir bakalım diyerek karısından keseyi istedi. Kadın gitti yatağı besmele çekerek kaldırdı ve kocasının yanına gelerek, Buyur bey işte kese. Ama niye böyle ıslanmış bir türlü anlayamadım dedi ve keseyi kocasına uzattı. Kocasının gözleri faltaşı gibi açılmış elinde duran ıslak kesesine bakıp kaldı.
Eee dostlar gelin her işe besmeleyle başlayalım. Hadi Bismillah!"
