willow
'ilgili birisi.'
Uyku, gözlerimin arasından bir perde gibi hafifçe kalktığında gözlerimi yarı yarı, araladım. Gözüme dolan güneş ışığı, gözlerimi kırpıştırmama yol açmıştı. Gözlerimi tamamen açtım, esnememi durduramayarak. Yanımdaki bedeni farkettiğimde, bir iki saniye durakladım. Onu böyle görünce dün gece olanlar, zihnimde canlanmıştı. Gitmemiş miydi, yanımdan? Tüm gece bu rahatsız sandalyede mi uyumuştu. Üşümemiş miydi, böyle?
Kollarını birbirine bağlamıştı, kafası sağ omzuna düşmüştü. Siyah gür saçları dağınıktı. Burun deliğinin üstüdeki o küçük beni, farkettim.. Küçücük bir ayrıntıydı ama dikkatimi çekmişti işte. Dudaklarına kaydı istemsizce gözlerim, nasıl bu kadar kırmızı gözükebilirdi ki? Resmen, gözlerimi üstünden alamıyor, her yerine bakmak istiyordum. Sanki bu bir fırsatmış. ben de bu fırsattan yararlanıyormuşum gibi. Yüzünün her parçası, özenle seçilmiş gibiydi... Yakışıklıydı, doğruyu söylemek gerekirse...
Bir gözünü, yarımca açtı. Bana baktı, yüzü hafiften gülümser gibi olmuştu. O böyle yapınca refleksle yüzümü pencereye çevirdim. Uyandığını zannetmiştim.
"Ne zamana kadar daha beni süzecektin?"
Yüzümü ona çevirdim, sanki hiçbir şey yapmamışım gibi bir tavır takındım ve saçımı kulağımın arkasına aldım.
"Ha?"
Güldü, o böyle güldüğünde dişleri belirmişti ve böyle sevimli gözükmüştü.
''Ben zaten senden önce kalkmıştım, baktım sen uyuyorsun ben de biraz daha kestireyim dedim fakat bir iki dakika sonra senin yatakta kırpıştığını duydum. Yani, sen uyandığında ben uyumuyordum."
Zoraki gülümsedim, saçlarımla oynayarak. Konuyu hemen değiştirilmeliydim, yoksa utancımdan birazdan yerin dibine girecektim. Şaka gibi çocuğu dakikalarca süzmüştüm, kendime inanamadım böyle bir şey yaptığım için.
"Sen." dedim, mahçup bir şekilde. "Niye gitmedin, sandalyede uyumuşsun..."
"Seni öyle bırakamazdım Rosé. Dün senin için ne kadar korktuğumu bilemezsin. Neden bunu yapmaya kalkıştın? Bir daha sakın yapmayacaksın tamam mı?"
Ses tonu her şeyi ifade ediyordu aslında. Endişelenmişti, benim için mi? Neden? Ben onun hayatında sadece son 4 günde vardım.
"Neden durdurdun beni?"
Sorduğum sorunun ne kadar saçma olduğunu biliyordum ama, düşünmeden söylemiştim. Belki beni durdurmasaydı, şu an burada olmazdım. Olmak istemiyordum zaten."Neden mi?", yüz ifadesi değişmişti. Ciddileşmişti, yüz kaslarının gerildiğini görebiliyordum.
"Seni öyle bıraksamıydım yani? Ya, sen ne bencil bir kızsın."
Söylediğiyle bir an durakladım. Bencil mi? Şaşkınca ona bakarken o devam etti.
"Arkandakileri hiç düşünmeden neden böyle bir şeye kalkışıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i just wanna be the one, rosékook
Fanfictionhayatındaki kötü değişikliklerden sonra psikolojik sorunlar yaşayan rosé, ölmeyi her şeyden çok isterken karşısına onu bu isteğinden vazgeçtirecek biri çıkmıştı. angst