Minho ağır adımlarla odaya girip uzun canım önünde durdu ses çıkarmadan. Arkadaşları yüzünden utanıyordu, sinirliydi, üzgündü.
Jisung gözlerini açtı, ellerini karnına götürdü. Kahkahası hıçkırıklara döndü hızla, oturur vaziyete geldi. Ellerini karnından çekip saçlarına götürdü, bağırarak çekmeye başladı.
Minho yatağa oturup sıkıca sarıldı, sırtını okşadı. Sesi daha da şiddetlenirken gözlerini tutamadı, ağladı. Benim yüzümden, hepsi benim yüzümden...
"Uzak dur benden! Defol git hepsi senin yüzünden!" Jisung itip yere düşürdü, gözlerinin içine bakamıyordu Minho. "Bir atkı.. bir atkı yüzünden bana yaptıklarına bak adi pislik! Ben gaysem, bana dokunmaktan zevk alan Seonghwa ne o zaman!?"
Saçlarını çekiştirip ağlarken Minho sadece izledi, haklıydı. Bir atkı yüzünden nelere sebep olmuştu.
"Sen ve arkadaşların, iğrençsiniz! Senden nefret ediyorum Lee Minho, umarım en yakın zamanda ölürsün!" Ayağa kalkıp ellerini tutmaya çalıştı, Jisung zor da olsa ayağa kalkıp vazoyu Minho'ya doğru attı. Başı kanıyordu.
"Defol.. defol git buradan! Sakın bir daha karşıma çıkma!" Kanayan alnını tutup odadan çıktı, katta duran hemşirenin yanına gitti. "Kolay gelsin efendim, rica etsem üç bin numaralı odadaki hastaya bakabilir misiniz?" Hemşirenin yanından ayrılıp hastaneden çıktıktan sonra Felix'in evine yürümeye başladı.
...
"Dostum, neden böyle yapmak zorundasın? Beni ve Changbin'i bildiğin halde neden O'na böyle davranıyorsun?" Havluyu alnından çekip çöpe attı, pansuman yapıp yara bandı yapıştırdı. "Yoksa, hoşlanıyor musun?" Böyle birşey olamazdı, abisi gibi olmak istemiyordu.
"Hatırlıyor musun ilk kez şenlikte karşılaşmıştık, uzun süre konuşmadan izlemiştin.. değil mi? Bak, böyle yapmaya devam edersen zarar göreceksiniz.. ikiniz de. Ne kadar erken o kadar iyi."
Başını geriye atıp düşünmeye başladı. O gün uzunca sohbet etmişlerdi, hatta birkaç ay birlikte buluşup vakit geçirmişlerdi. Ama eşcinsel olduğunu öğrendiğinde ondan uzaklaşmıştı. Hiç karşılaşmıyorlardı, sesini bile duymamıştı.
"Herkes öğrendikten sonra, Norveç'e gitti abisiyle. İki yıl kaldılar, iş yüzünden döndüler. Arkadaşların her gün tuvalette kıstırıp tekmeliyormuş." Felix'e sessizce bakıp dinlemeye devam etti.
"Kaydını donduracağı gün Seonghwa onu müzik odasında sıkıştırmış ve.. lanet olsun, hala O'nunla arkadaş olmandan nefret ediyorum! Seonghwa sana saplantılı Minho, lütfen bunu anla. Gözlerini aç ve fark et.. seni kaybetmek istemiyorum... Minhyun hyung gibi olmayacaksın çünkü seni koruyacak bir sürü insan var, yanında sevdiğin olacak. Endişelenme."
Felix sigara paketini alıp balkona çıktı. Seonghwa.. neden yapsın böyle birşeyi? Neden yapsın ki? Ceketini giyip evden çıktı. Balkonda duran Felix seslendiğinde yukarı bakıp bağırdı. "Changbin'i de alıp okulun yakınındaki hastaneye git, iki saate geleceğim! Benim söylediğimi sakın söyleme!"
Bu konuyu halletmeliydi, canının yanmasını istemiyordu.
Diğer bölüm fayt ağlama zırlama vurdulu kırdılı olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
His Scarf Stayed On Gay MinSung ✔
FanfictionLeeKnowMinho: ATKIMI VER LAN PUŞT! Benim mükemmel atkım senin gibi bir gay için fazla pahalı.