2

912 83 34
                                    

kontrol etmeden atıyorum yazım yanlışım varsa özür dilerim.

---

"madam roseanne, burada beni mi bekliyorsunuz?"

minella yavaş adımlarla yanıma yaklaşırken gülümseyerek yanıtladım onu.

"douglas erken uyudu, ben de erkenden gelmek istedim."

"sizi beklettiysem üzgünüm madam."

minella önümde eğilince derin bir nefes alıp konuştum.

"minella, biz arkadaşız."

minella başıyla beni onaylayıp cebindeki anahtarları çıkartıp kapıyı açtı ve içeriye geçmem için kapının önünden çekildi. ardından içeriye girip kafesin arkasında yatan koca bedene baktım.

"bir dakika minella, o büyümüş."

yerde yatan kız hareketlenip oturma pozisyonuna geçti ve dizlerini kendine çekip yüzünü kolları ile kapattı.

"madam, burada çalışalı fazla olmadı, bu konuya pek hâkim değilim."

başımla minella'yı onaylayıp kafese doğru ilerlemeye başladım.

"madam, lütfen çok yaklaşmayın."

"minella, sakin ol."

bir kaç adımdan sonra durup konuştum.

"ona yiyecek bir şeyler getirir misin?"

"ama madam, ya size bir şey ya-"

"dikkatli olacağım."

minella eğilip odadan çıktıktan sonra kafese biraz daha yaklaşıp konuştum.

"merhaba, ben roseanne. ama bana rosé de diyebilirsin, çünkü seninle arkadaş olacağız."

konuşmamın ardından kızın gözlerini göstermesi ile parlayan kehribar gözleri beni gerçekten çok etkilemişti.

"senin ismin ne?"

bir cevap alamayınca onu üstelemek istememiştim. yavaşça elimle geceliğimi tutup ısırdığı bacağımdaki yarayı görebileceği şekilde geceliği kaldırdıktan sonra konuştum.

"baksana, geçen gece ısırdığın yer ne kadar kötü oldu. umarım bir daha bunu yapmazsın."

kızın hızlıca yerinden kıpırdamasıyla korksam da bunu belli etmemeye çalıştım. belki de bacağımdaki yaradan akan kanlar onu acıktırmıştı ve beni tekrar ısıracaktı.

kızın hızlıca bacağımı yakalaması ile sendeleyip yere düştüm, o ise beni kendine doğru çekip bacağımdaki yaranın üstünü yalamaya başlamıştım. şaşkınlık ve korku ile onu izlerken ağzından çok kısık sesle çıkan mırıldanmaları duymuştum.

"özür dilerim. özür dilerim. özür dilerim..."

"hey, tamam. bunun artık bir önemi yok, ben iyiyim. ayrıca, bu yaptığın şey çok tuhaf."

kız bacağımdan uzaklaşıp bacağımı bıraktığında gülümseyerek onu izlemiştim.

"benden korkmuyor musun?"

"senden neden korkayım ki? canavar değilsin."

biraz bekleyip konuşmama devam ettim.

"hem sana bir teklifim var. sana kanımdan vereceğim ama bunu her gün yapamam, yoksa güçsüz düşerim. şimdilik haftada bir kez senin için uygun olur mu?"

kızın başıyla beni onaylamasıyla gülümseyerek ona doğru elimi uzattım ve nazikçe başını okşadım.

"dün bu kadar büyük değildin."

the blood of madam roseanne, chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin