5

714 78 60
                                    

karşımdaki bedenin bize doğru yaklaşması ile yaşadığım şokun etkisi ile ruby jane'e dönüp şaşkınlıkla onu izledim.

"sürpriz madam roseanne."

ruby jane yanımıza gelen bedenin yanına gidip kollarını ona sardı, hâlâ şaşkınlıkla onu izliyordum.

"ciddi olamazsınız değil mi?"

"son derece ciddiyiz madam roseanne."

gördüğüm tanıdık kehribar gözler lalisa'nın gözleriyle aynıydı ve içerideki konuşmalardan ötürü bu kadının lalisa'nın ablası olduğu apaçık ortadaydı.

"neden lalisa'yı yanınıza almayıp onu yıllarca orada süründürdünüz?"

"sanırım soylular arasında savaş çıkmasını istiyorsunuz. biz jisoo'yu satın aldık, onlar da lalisa'yı."

"neden ikisini de satın almak yerine sadece birisini alıp diğerine o sefil hayatı yaşattığınızı anlayamıyorum."

jisoo, ruby jane'in önüne geçip konuşmaya başladığında gözlerimi kehribar gözlerinden çekememiştim.

"lalisa'yı kurtarmamız için sen bize çok lazımsın roseanne."

"lalisa'yı size vereceğim konusunda bir karara varmadım."

"ne demek kardeşimi bize vermiyorsun?"

"onca yıl ne yapıyordun? şimdi mi aklına geldi kardeşin olduğu?"

jisoo'nun konuşacağı sırada ruby jane araya girip onu sakinleştirmeye çalıştı.

"eğer bunu yapsaydık ikisi de tehlikeye girerdi madam roseanne."

alaycı bir kahkaha ile kafamı iki yana salladım.

"kardeşini bulduğum zaman eski püskü, yırtık kıyafetler ile buz gibi bir odada soğuk zeminin üzerinde ölü gibi uzanıyordu, hatta öyle ki ilk başta ölü bir kız çocuğu sandım."

aramızda oluşan kısa sessizlikten sonra konuşmaya devam ettim.

"ayrıca bana artık bir ailesi olmadığını söyledi, onun ailesi ben olacağım. ona senden daha iyi bakabileceğime inanıyorum jisoo."

jisoo üzerime doğru hareketleneceği sırada ruby jane onu durdurup konuştu.

"haklısınız madam roseanne, ama eğer yardıma ihtiyacınız olursa kapımız size her daim açık olacak."

sinirle jisoo'yu izlerken o da bana aynı şekilde bakıyordu.

"at arabasını hazırlatır mısınız madam ruby jane?"

dediğimden sonra yavaş adımlarla malikanenin kapısına doğru ilerlediğim sırada ruby jane konuşarak beni durdurdu.

"ona fazlasıyla sevginizi verin madam roseanne, jisoo'nun anlattıklarına göre onun çok fazla sevgiye ihtiyacı var."

bir süre olduğum yerde bekledikten sonra görevliler tarafından malikanenin kapısının açılması ile malikaneden çıktım.

---

at arabasının çıkardığı sese dayanamayıp at arabasını durdurmuştum ve karanlık ormanda yavaş adımlarla malikaneye doğru ilerliyordum.

arkamda yürüyen görevliler umurumda değildi, çünkü düşüncelerimle fazlasıyla boğulmuş durumdaydım.

düşüncelerim ile uğraşırken vardığım malikanenin kapısının açılması ile minella hızlıca yanıma gelip bana sarılmıştı.

the blood of madam roseanne, chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin