14

458 53 2
                                    

şu sıralar fazla yoğunum dersler falan derken çok sık aktif olamıyorum, zaten yurtta kaldığım için daha çok vaktim gidiyor. sizleri çok fazla beklettiğim için özür dilerim. bir sonraki bölüm muhtemelen final olacak. bölümü kontrol etmeden atıyorum yazım yanlışım varsa özür dilerim. ayrıca bölüm lalisa'nın ağzından. iyi okumalar. <3

"lalisa?"

madam ruby jane'in odama girmesi ile rosé'yi kucağımdan indirip onu döndüm. elinde tuttuğu çiçeği fark etmem ile madam roseanne'in dün bahsettiği çiçek olduğunu anlamıştım.

"madam roseanne sana bir mektup ve çiçek yollamış, sevgili değilsiniz değil mi?"

başımı olumsuz anlamda sallayıp madam ruby jane'e doğru ilerledim.

"hayır, değiliz madam."

"güzel, aklından bile geçirme zaten."

madam ruby jane'in elindeki mor renkli çiçeklerin saksısını elime alıp madam ruby jane'i izledim.

"mektup?"

"ah, doğru."

madam ruby jane cebindeki mektubu çıkartıp bir süre zarfa baktıktan sonra bana doğru uzattı.

"jisoo ile birkaç gün malikanede olamayacağız, muhtemelen üç gün."

"neden?"

"uslu dur ve malikanenin dışına çıkma lalisa."

başımla madam ruby jane'i onayladıktan sonra madam ruby jane soruma cevap vermemeyi tercih edip odamdan çıktı.

hareketleri sinirimi bozsa bile madam roseanne'in bana yolladığı mektubu okumak için heyecanlanıyordum.

elimdeki saksıyı çalışma masamın üstüne koyup mektubumla birlikte yatağıma oturdum ve zarfına nazik davranarak açtım.

mektup kağıdını zarfın içinden çıkarttıktan sonra  yavaşça kağıdı açıp boğazımı temizledim ve kısık çıkan sesimle okumaya başladım.

"violaceae, halk adıyla bilinen adıyla menekşe'ler. bahar aylarında açsalar bile sana bu kış ayında bunları bulmayı başardım, bir süredir evimde duruyorlardı ve bana seni hatırlatıyorlardı. sen buradayken seninle ilgilendiğim gibi onlarla da ilgilendim lalisa. fakat artık onlara senin bakmanı istiyorum. renkleri senin kehribar gözlerin kadar olmasa da çok güzeller. onlara benden daha iyi bakabileceğinden hiç şüphem yok. onları beni sevdiğin gibi sev. onlara sevgini hissettir, unutma senin sevincin onların da sevinci."

madam roseanne'in bana mektup yollamasının sevinci ile ayağa kalkıp masanın üzerinde duran çiçeklerin yanına gittim.

çiçeklere doğru yaklaşıp kokusunu derin bir şekikde içime çektikten sonra gülümseyerek elimdeki kağıdı masaya bıraktım.

odamdan çıkıp madam ruby jane ve jisoo'nun olduğu odanın kapısına gidip kapıyı tıklattım.

madam ruby jane'in sesini duyduktan sonra içeriye girip yatakta uzanan ikiliyi izledim.

"bir şey mi oldu lalisa?"

"madam ruby jane, madam roseanne siz burada yokken buraya gelebilir mi?"

"biz de tam bunu konuşuyorduk."

yüzümdeki gülümseme ile madam ruby jane'i izliyordum.

"lalisa, madam roseanne ile daha fazla görüşmemen daha iyi."

"neden görüşemiyorum?"

yüzümdeki gülümseme yok olurken kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu ve sinirlenmeye başlamıştım.

the blood of madam roseanne, chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin