5

328 29 5
                                    

Liam Harryi kapısının önüne bırakmıştı. Harry ise yaklaşık 5 dakikadır içeri girerse annesinin kalp krizi geçirmesinden korkuyordu. İki haftada iki kere onu zarar görmüş bir şekilde görürse kalp krizi geçirme riski çok yüksekti.

Harry artık ne olacaksa olsun kafasıyla zile bastı. Yaklaşık 5 saniye sonra evin içinden terlik sesi gelmeye başladı. Annesi güler yüzlü bir şekilde kapıyı açtı ama karşısında yüzü kan içinde ve zorla ayakta duran bir Harry görünce yüzü hemen düştü.

"Anne ben iyiyim bak bir şeyim yok merak etme"

Harry zar zor bir şekilde kollarını kaldırıp gülümsemişti. Ama az daha zorlasa ağlayacaktı.

"Oğlum nasıl merak etmeyeyim bu halin ne"

"İçeri girsem sonra anlatsam" Harry hala yüzündeki gülümsemeyi bozmadan annesine söyledi.

Anne yavaşça Harrynin kolundan tutarak içeri aldı. İkiside yavaşça koltuğa oturdu.

"Anlatacak misin oğlum" Anne Harrynin gay olduğunu bildiğim için Harry tereddüt etmeden annesine anlattı.

"Oh benim küçük bebeğim ben sana dokunmaya kıyamazken senin başına neler geliyor kıyamam ben sana" Anne Harrynin başına bir öpücük kondurdu. Elini Harrynin saçına attı Harryde kafasını annesinin omzuna koydu.

Harry annesine Louisi anlatmak istiyordu ama daha kendisinin ne hissettiğini bilmediği için anlatıp anlatmamak konusunda kararsızdı.

"Anne sanırım birisi var" Anne hemen omzunu çekti ve Harrynin yüzüne baktı. Annenin yüzünde parlak bir gülümseme vardı.

"Kim,nasıl biri hemen anlat oğlum" Harry annesinin bu neşesine hafifçe kıkırdadı.

"Okuldan görmen lazım anne hem çok yakışıklı hem de çok tatlı. Böyle kocaman parlak mavi gözleri var. Sürekli oynamak istediğim kahverengi saçları var. Küçücük bir burnu,ince şeftali pembesi dudakları var. Birde minicik anne görmen lazım. Gerçekten gülümserken çok görmedim ama o da mükemmeldir eminim. Ama iki sorun var. Birincisi sevgilisi var ikincisi benden nefret ediyor"

Harry son cümlelerini neredeyse fısıldayarak söyledi. En başından beri gülümseyen yüzü son cümleleriyle yerle bir oldu. Annede aynı şekilde onun gibi gülümsüyordu ama o da oğlunun üzülmesiyle yüzü düştü.

"Oğlum eğer siz birbirinize aitseniz eninde sonunda birbirinizi bulursunuz sen hiç bir zaman umudunu yitirme ama hiç bir zaman kendini kaptırma" Anne Harrynin alnını öptü.

Anne Harrynin elinden tutarak ayağa kaldırdı. İkisi birlikte Harrynin odasındaki banyoya geldi. Harry üstündekileri çıkartıp banyoya girdi. Yüzündeki yaralar nedeniyle su değdikçe acıyla inliyordu.

Kısa bir duşun ardından belindeki havluyla odaya girdi. Annesi elinde ilk yardım kutusuyla yatağında oturuyordu.

Anne önce yüzündeki yaralara pansuman yaptı. Sonra elindeki kremle vücudundaki yaralara krem sürdü. Harry hem kremin soğukluğuna hem de canının acısıyla yüksek sesle inliyordu. Annesi kremin bulaşmaması için bütün vücudunu sargıladı.

Annesi odadan çıktıktan sonra Harry üzerini giydi. Yatağa yatmıştı ama aklındaki sorular yüzünden bir türlü uyuyamıyordu. Saat ikiye kadar aklındaki sorulara cevap vermeye çalışarak uyuya kaldı.

-----------------

Harry klasik bir okul sabahına uyandı. Yataktan kalkıp elini yüzünü yıkadı ve dişlerini fırçaladı. Aşağıya indiğinde annesi kahvaltıyı hazırlıyordu. Annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve annesine yardım etmeye başladı.

Birlikte gülerek kahvaltı hazırlayıp yediler. Annesi işe Harry ise okula gitmek için evden çıktılar. Anne yolda Harryi okuluna bıraktı ve kendisi işe gitti.

Harry okula gördü ve dolaptan kendi dersi olan kitaplarını aldı ve sınıfına girdi. Boş bir sıraya oturdu ve eline telefonunu aldı. Sosyal medyaya girdi ve biraz karıştırmaya başladı. Önceki okulundan arkadaşlarının hikâyelerine bakmaya başladı. İlk baharın son ayları olması nedeniyle önceki okulu küçük çaplı bir kermes düzenlemişti ki bu her yıl yaptıkları birşeydi.

Kafasını kaldırdığında kendisine bakan bir çift mavi göz gördü. Yanında o gün Zaynin yanında duran sarışın vardı. Karşılarında ise Liam duruyordu.

Liam kafasını sarışınla konuşmaktan ayırıp kendisine gülümsedi. Harry bu sefer Louisi umursamadan gülümsedi. Louisin yüzünde bir an bir gülümseme geldiyse de gene anında durdurdu kendini.

Liam karşısındaki sarışına  görüşürüz diyip yanına geldi.

"Oturabilir miyim"

"Tabi tabiki"

Liam tekrar gülümseyerek yanına oturdu. Harry elini çantasına atıp içinden Zaynin mektubunu çıkarttı ve Liama uzattı.

Liam gülümseyerek mektubu aldı ve açıp okumaya başladı. Mektubu okurken yüzünde kocaman bir gülümseme olsa ile gözleri dolu doluydu.

"Bende seni seviyorum sevgilim" mektubu göğsüne bastırıp kocaman gülümsüyordu. Harry ise onun aşkına gülümsüyordu. Kendiside böyle olmak istiyordu. Sevgilisinin ona mektup yazmasını ve kendisinin ağlayarak gülümsemesini.

Bunları düşünürken Louise baktı Louiste hala kendisine bakıyordu. Louis Harry kendisine bakmasına rağmen gözünü kaçırmamıştı.

Onlar bakışırken içeriye öğretmenleri girmişti bile ama ikisi hala birbirlerine bakıyordu.

"Bay Tomlinson ve Bay Styles birbirinize böyle uzaktan bakmayın oturun yan yana daha rahat bakışırsınız"

Tüm sınıf gülerken Louis göz devirmişti ve Harry kızararak başını eğmişti.

"Louis kesin beni öldürecek kolumu bacağımı ayrı kesecek gözlerimi çıkartacak kanımı süzecek bunları kesin yapacak Liam korkuyorum"

Liam Harrynin hayal gücüne şaşırarak bakıyordu. Aslında Louisin bakışını o da görmüştü. Cidden öyle bakıyordu ama bakışında farklı şeyler de vardı. Louisi hiç böyle görmemişti.

"Louis normalde böyle birisi değildir ama Zayn kırmızı noktasıydı ikisi kardeş gibi büyüdüler kendinizde yediremiyordur siniri onadır ama senide öldürebilir cidden öyle bakıyor"

Harry Liamı dinledikten sonra kesinlikle çok korkuyordu hatta titremeye bile başladı.

"Hey hey şaka yaptım bu kadar korkma Harry kendine gel bana bak"

Harry hala titremeye devam ediyordu Liam dayanamayarak Harrye sert bir tokat attı. Tokat'ın sesi sınıfta yankılandı ve neredeyse sınıfın tamamı onlara bakıyordu. Harry bir an boş bulunarak yüzünü Liamın omzu ile boynu olan yere soktu.

"Liam ne oluyor?"

"Bay Fish Harry küçük bir kriz geçiriyordu bende kendisine gelmesi için vurdum"

Bay Fish kafasını sallayarak dersine geri döndü. Hala sınıfın bir kısmı onlara bakıyordu. Harry hala kafasını Liamın omzundan kaldıramıyordu. Liamda Harrynin saçını okşuyordu. Bilmediği şey Harry saçıyla oynadığında uyuya kaldığıydı.

Liam kafasını kaldırarak Louise baktı ve olumsuz anlamda kafasını salladı gözünü devirerek önüne döndü.

Harry bir ders boyunca Liamın boynunda uyudu. Louis ara ara kafasını çevirerek Harrye bakıyordu. Harry çok masum duruyordu ama Louis içindeki öfkeyi durduramıyordu. Kardeşini hapse gönderen kişiye merhamet duyamıyordu.

Kim ne derse desin bu çocuğu buraya geldiği için pişman edecekti.

Bölüm sonu

Buraya kadar geldiyseniz oy vermeyi unutmayın 💙

Kelime sayısı:929

Light in the dark|LARRY✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin