ZORAKI KRALLIK
Pov:Arya
Onu görüyorum altın bardakta sabah kahvaltısında taze sıkılmış portakal meyve suyunu içiyor...
Daha beni görmedi kafasından koca kağıdı kaldırmayarak.
Eğer görürse çok kötü şeyler olacak hissediyorum ama"Bunun burda ne işi var?"
Şaşkınlıkla bir adım sendeledim güçsüzlükle.Ağzım açık gözlerim eminim ki sonuna kadar açılmış bir şekilde hortlak görmüş gibiyim...
Halen beni görmedi veya bakmadı kafasını sadece o önündeki koca yığın kağıda dikti.Ve bu Tanrı'nın ondan kaçmam için en büyük mucizesinin mesajlarını verirken"Arya sandalyemi çektin bari çekilde oturayım."
Etrafa baktım sonra burnumda biten tatlı gülümsemeye sahip olan Ana Kraliçe'me.
Kendime gelmiş refleksle eğilip o kendini bilmiş adama gizleyerek kısık sesle"A..ah özür dilerim Kraliçem bağışlayın dalmışım.Ben izninizle oda dışında k..kenara çekilmek istiyorum."
Hala eğik gözlerim yerde ecel teri dökerken ellerini omzuma atarak dikleştirdi Kraliçem.
"Ah bu aralar ne çok özür ve bağış dileyen oldun Arya.Lütfen kendine gelmen için sana izin veriyorum.Bugün izinli ve kendini bulman için düşünmeni istiyorum."
Hafifçe elini kenara sallayıp savurarak
"Şimdi gidebilirsin."
Ana kraliçe konuşurken son kelimesinden sonra bir daha eğilip üzülerek geri çekildim.
"Kraliçem bile durumumu halimi anlamış.Off Arya ne çok arsız olduğun bu son günlerde."
Kendime geçiştirirken eğilerek bu lanet odadan bir an önce çıkmak için dua etmeye başladım.
Sakin olup yavaş adımlarla göz ucum onu süzüp onun için içimden küfür sayarken kimseye çaktırmadan eğilerek bir dk bir dk bu sertlik de ne böyle?
"Ağğkkkkkkhh"
Ah lanet olsun LANET OLSUN.Bu sofra başçısının Min Gyu amcanın yerde ne işi var!
Pov:Yazar
Işte o an başladı aksiyon hayatı sessizlikten...
Min Gyu denilen sofra başcısı yerde Arya başında bitmiş Kraliyet üyeleri de sofradan adama bakmakta.
"Ah ne güzel şimdi sıçtın Park Arya."
diye geçiştirdi genç kız.Elleri titriyor temizliyordu avuç içini eteğiyle terini...
"Aahh Bayan Arya neden önünüze bakmaz oldunuz.B..burada erkekliğim gitti.Ona öyle kafanız resmen içimi deşti!"
Bunu duyan nedimeler şaşkınlık ve utangaçla
"Haaaa~"
Ellerini ağızlarına götürerek gülmemek için dudaklarını bastırıyorlardı.
Ne b...ben ben nasıl öyle bir şey yaparım.Resmen adam yerde kıvranıyor ama konuşmamalıyım da yoksa o cani sesimi duyar ve kıyafetinden kuşamından belli benden üstün olarak 1 dk bile durmaz beni öldürürdü.
Eğildim iki üç defa derince nefesimi vererek ters yönden sofra başçısını omzundan odadan çıkartmak için adamı yerde süründürdüm.Kulağına eğilerek sessizce
"Özür dilerim Min Gyu amca ama yemin ederim ki eğer şuan sessiz olmazsan buradan cesedim çıkacak.
Ağlamaklı sesimle ayağımı birkaç kere yere vurarak
"Yalvarırım beni koruman için bu odadan çıkmamı sağla."
Min Gyu amca bana bakmış şaşkınlıkla uzunca bakışarak korkuyla kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı.
Bende bir ümitle gülümseyip o cani adama sırtım dönük bir şekilde ilerlerken"Arya Min Gyu nereye götürüyorsun?"
AH AH AH bir konuyada atlamasan şaşırıcam Prensim.
Durdum durdum sustum.Burdan bir an önce nasıl defolabilirim!Min gyu amcanın kollarını sarstım.Kısık ve çatlak bir sesle kulağına eğilerek
"Min gyu amca yalvarırım y..yalvarırım eğer beni burdan çıkarırsan sana Tanrı şahidim olsun ki i..istediğin her şeyi yapacağım."
Bunu derken bile utanıyorum çünkü adam beni mi düşünsün kendini mi!
Elleri erkekliğine gitmiş acıdan kıvranan adama beni kurtarmasını diliyorum HAH biliyorum kesinlikle yapamı~"Tamam Arya kızım.Ama beni lütfen kaldır yerde bildiğin paspas oldum!"
"HEY SIZE DIYORUM ARYA VE MIN GYU?"
Ya ne var ne? Şimdi ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.Min Gyu amca kıvrana kıvrana ayağa kalkmaya çalışırken
"Ah bizi bağışlayın Prensim.Önüme bakamadım.Dikkat edeceğim efendim."
Eğildi Prens'e karşı.
"Peki anlıyorum ama burada misafirlerimiz var hareketlerinize dikkat edecekseniz misafirimiz varsa daha çok dikkat etmelisiniz.Anlaşıldı mı?"
Ben kafamı ters çevirmiş kendimi göstermeyerek Min Gyu amca ile birden hızlıca kafamızı aşağı yukarı salladık.
"Ve sen Arya kahvaltıdan sonra odama geliyorsun!"
Aha bu Ana Kraliçem neden böyle bir şey dedi ki...
Saygıyla eğilip geri geri giderken etek uçlarıma takıla takıla odadan çıktık.
O an ki nefes tutamayaşımı anlamış olmalıyım ki bahçeye çıkar çıkmaz ayaklarım bedenimi taşıyamamış sırtımı duvara vererek derin derin nefes alışverişi alıp veriyorum."Bu manyak daha beni görmeden ben böyle korktuysam eğer görürse o bana dokunmadan ben galiba ölücem!"
Neden bu kadar korktuğumu da bilmiyorum eskiden bu kadar da korkmazdım.
"Ben ne ara bu kadar korkak ve aciz bir kız oldum he Arya...Off Arya kendine gel sen böyle bir insan değilsin.YAPABILIRSIN.Kimsenin kimseye dokunmaya hakkı hem Ana Kraliçem beni korur demi!"
Birden üzerime gelen cesaretle bir hışımla kalkıp eteklerimi düzeltip saray koridoruna girerken onun sesi ile guzeeel bir U dönüşü ile duvara sığınıp yere çömelerek gitmesini bekledim.Sanki ecelimi bekliyormuş da birkaç saniyeliğine görünmezlik oyunu oynuyormuş gibi hissettim.
Ellerim ensemde çömelip ayaklarimi karnıma çekerek cılız bir ses tonumla"Aahh ne kadar çocukça hareketlerim var.Kendimden nefret ediyorum."
Birden yanımda bir çift ayak sesi belirdi saniyeler sonrası da bir çift ayakkabı...
Durdu bir 15 saniye bense kafamı göğsüme daha da sokmuş yerde hafif sallanıyorken biri birden omuzlarımdan tutup elleriyle sırtımı duvara yapıştırarak acı dolu inlememi boş koridorda istemsizce yankılattım.
Sonra sonra hayır olamaz OLAMAZ BEN BUNDAN KACTIM BENI GORMEMISTI BILE...Tam bağıracakken elini ağzıma koyup susturarak
"Bence de sende kendinden nefret ettiğine göre yaşama gibi bir sebebin olmamalı YABANI DOMUZ..."
IŞTE ŞUAN BEN ŞIMDI SICTIM...
Beklemede kalııın sizleri seviyor ve ilk tepkim için yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ KRALLIK
Fanfiction"NE KADAR ÖKÜZ BIR ADAMSIN YA!" "Öküz deme bana lazım olur ama sonra." "Bende zaten adam olana dedim.Sen niye üstüne alındın ki?"