Ilk defa koşuyordu genç kız saraya girmeden önce bütün hızını vererek...
Çünkü biliyordu saraya girdiğinde adımları yavaş ve kuğul gibi olmalıydı saygıdan ötürü...
Geldi işte kafasını kaldırıp uzunca bir baktı kapıya tabi kapı denilirse,kapı kapı değil bir fil kadar ağırlığında ve zürafa kadar boyunda idi...
Onu gören askerler eğilip selamlayarak sakin ve yavaş bir hareketle kapıyı açtı.Açılırken önünde askeri baş komutan var idi.Genç kız refleks olarak eğilirken komutan ise de aynı karşılıkla eğildi. Komutan gülümseyerek kalkarken
"Arya hanım haftada bir kere ziyaretiniz bitmiş bulunmakta ve saatiniz de burada bulunduğunuz için teşekkür ve diğer haftaya da aynı harekette bulunmanızıisterim."
Evet evet bu Arya idi.Her hareketinden ders çıkaran hayatını saygı ile bağlayan akıllı ve zeki bir kızdır.Hâ unutmayalım
KIM KRALİYETİN Ana kraliçe Baş Yardımcısıdır.
Ailesi saray dışında yaşıyor Ana kraliçe de kızı gibi sevdiği yardımcısına haftada bir kere bile olsa da gitmesine temelli veriyordu.
Genç kız gülümseyip"Teşekkür ederim Bay Chen.Dediklerinizi dinliyor ve her zaman kontrolüm altımda tutuyorum efendim."
Hâlâ da eğik bir şekildeydi.Aslında karşısında eğilmesine bile gerek yoktu.Ne de olsa ondan üstün ve karşısındaki sadece eğilebilirdi.Ama genç kız her ne olursa olsun saygıdan ibaret hayatını kurmuştu.Hatta bu yüzden ezildiği bile oluyordu kendinden düşük nedimelerden...
Ama takmıyordu onları çünkü biliyordu yüzüne söylemeyeceklerini onun için sadece onu kıskanan hayatındabile bir zararı olmayan boş bir kimselerdi.Bu yüzden ne bir arkadaşı ne bir dostu var idi.Sadece Ana kraliçe ve ailesi vardı en değerlerinden...
Yürüdü yürüdü her gün geçtiği yollardan,onun arkasından konuşan düşük nedimeleri insanların önünden geçiyor ve önünde eğiliyorlardı selamlayarak.Genç kız yüzlerine bile bakmıyor aklı sadece Ana kraliçesinde olup onunla bir konu hakkında konuşmak için can atıyordu.Dudakları kurumuş susuzluktan yanarken boğazı, kıyafetini ve saçını karşıdaki küçük altın renkteki aynadan bakarak düzeltti.Sonra bir ses duyuldu iri ve sert ses tondan...
"Ana Kraliçe Baş Yardımcısı giriyooor!"
Bu Ana kraliçesine haber verilme şekli idi.Kraliçe yaptığı iğne oyasından kafasını kaldırmış güzeller güzeli yardımcısını bekliyordu.Hafif gülümseyip ellerini oyasından çekip kapıya odaklandı...
Pov:Ana Kraliçe
Bekliyorum yine her zaman ki gibi gülümseyip yüzüme bile saygıdan ötürü bakmayan benim güzel kızıma...
Evet Kral bir oğlum vardı ama oğlum da biliyor ölen küçük kızıma çok benzediğini herkesten saklayarak...
Girdi işte yine geç kalma telaşıyla yol boyunca koşup bütün vaktini o küçük ailesine harcayarak.Yorgun olduğu belli ama eksitmiyor gülüşünü her zaman dediği gibi" Ne olursa olsun her zaman güleceğim Ana Kraliçem!"
dediği anı hatırlatıp ona kendini hayran bıraktırıyor.Iyi ki de yıllar önce pazardan geçerken ağlayıp annesine şeker alması için tuturup gözüme çarpıştığına dua ediyorum.Onu diğerlerinden daha çok değer verip daha çok seviyorum gizliden göstermeyerek...
Hatta hatırlaması bile gülünç ama oğlum ve torunum Taehyunganlamış bazen genç kızımın kıskanıldığını hissedebiliyorum.
Pov:Arya
Girdiğimden beri gözü üstümde olan Kraliçem'e ona karşı egilirken dikilip kafamı yerde tutarak göz ucuyla Kraliçe'me ara sıra keşfe çıkıp bakmaya devam ettim.Yine her zaman ki gibi düşüncelere dalmış kafasını hafif sağa sola sallayıp gülerek yanındaki tüy gibi olan koltuğu patlatladı.Ve ben yine anladım beni saçlarımdan ufak ufak tutup seveceğini...
Neden böyle yapıyor bilmiyorum ama annem yokken bile anneliğini hissedebiliyordum bu koca sarayda...
Pov:Yazar
Ana kraliçe nedimesini severken gelelim veliaht prense KIM TAEHYUNG...
Sabah kalktığı gibi ince beyaz kiyafetine aldanmayarak rahat olup dağınık saçını düzelterek altın renkteki aynanın karşısında yüzünü yıkadı.Dudakları ve gözleri şişik dün geceden kalan savaş çalışmaları yüzünden bolca da kahvesini içmişti.Çalışanlar içeriye geçmeden önce kapıyı tıklatıp izin isteyerek odasını toplamasına kraliyet kıyafetini giyerek dışarı çıkıp izin verdi.Biliyordu her çalışan onun için bir gecelik olsa bile razıydı.Işte bu yüzden çapkın ve çapkın olduğu halde bile sevdiği olduğu...
Yakalarını düzeltip gülümseyerek koca sarayındaki yemek odasına yol aldı.Ne de olsa Ana kraliçesi ve Kraliçesini görecekti.Seviyordu onları hem de çok ama biri haricinde ona aşıktı o kim mi diye soruyorsunuz Jeon Kraliyetinden
Prenses YOONA...
Lütfen tepkilerimi ölçüp yazın sizleri seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ KRALLIK
Fiksi Penggemar"NE KADAR ÖKÜZ BIR ADAMSIN YA!" "Öküz deme bana lazım olur ama sonra." "Bende zaten adam olana dedim.Sen niye üstüne alındın ki?"