Kapıyı çarpıp çıkan adamın arkasından baktı ve ellerini önünde birleştirip 'Bu sefer kaptım işi!" dercesine yerinde zıpladı. Adından veya nasıl hitap edeceğinden emin olmadığı adamı kapısının önüne kadar takip edip odasındaki sandalyeye yerleşince hiçbir şey olmamış gibi kapıyı tıklattı. En azından işi alabileceğine dair bir umudu vardı, acil bir asistan istiyordu sonuçta karşısındaki adam. "Gir!" diye sinirli sesi duyduğunda hafifçe korkudan yerinden sıçrasa da hemen toparlandı. "Giriyorum."
Tanıdık olmayan bir yüz görünce kaşlarını çatarak masanın hemen önünde duran çocuğa sandalyeyi işaret etti. "Üzgünüm tanıyamadım, çocuk oyuncularımdan birinin ebeveyni misiniz acaba?"
"Hayır, hayır." Elini gururla uzatıp şirketin bir çalışanıymış gibi gülümsedi. "Ben yeni bir asistan aradığınızı söylediğinize kulak misafiri oldum, bence ben bu iş için en uygun kişiyim. Kim Seungmin" Uzattığı eline konuşmasının sonunda bile bir karşılık gelmeyince diğer eliyle kendi elini tuttu. "Ben de memnun oldum." Fakat genç adam hala karşılık vermeyince sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attı, daha ne kadar kendini süzen ve cevap vermeyen biriyle aynı havayı soluması gerekiyordu bilmiyordu. "Ben de Lee Minho, işe alındın." Bir şey unutarak kalkmak üzere olduğu sandalyesine tekrar oturdu. "Deneme sürecindesin, on beş dakika sonra sekreterimizden dosyaları alıp odama gel. Üç günden fazla dayanırsan devam edebilirsin, her ne kadar mızmız bir çocuğa benzesen de bir asistana ihtiyacım var. Üç gün dayanırsan maaşının yarısını erken ödemeyle yatıracağım."
Minho odadan çıkmak üzereyken arkasında ağzı açık ona bakan genç çocuğa alayla güldü. "Bir de not defteri edin."
"Tabii efendim? Sunbae-nim? Minho Hyung?" Sempatik şekilde güldükten sonra eliyle üç işareti yapıp arkasında her şeyi sindirmeye çalışan bir genç bırakarak çıktı odadan.
"Vay be sen neymişsin Seung, hızlı oldu. Ne demişti, sekreter, mavi saçlı çocuk." Koridorun sonuna gidip 'mavi saçlı çocuk' diye adlandırdığı kişinin önünde durdu ve elini uzattı, itiraf etmesi gerekirse çocuğun saçlarını karıştırmak istiyordu, kıvır kıvır ve boyası akmış rengiyle bir pamuk şekeri andırıyordu. "Tekrardan merhaba, Seungmin ve burada çalışmaya başladım."
"Ben de Jisung, Han Jisung. Çalışma pozisyonun ne?"
"Asistan olarak deneme sürecindeyim. Senden de Minho Sunbae'nin dosyalarını isteyecektim."
"Delilik." gibi bir şeyler mırıldanıp mavi perçemlerini gözlüğünün arkasına sıkıştırdı. "Sana o deneme süresini zehir edecek, Chan Hyung gibi olsa neyse de, güç seninle olsun. Bunlar da dosyaların." Elindeki üç dosyayı Seungmin'e uzattı. "İlk dosyada Minho Hyung'un sevdiği şeyler, yapmandan hoşlanmayacağı şeyler falan yazıyor, mecbur her asistana dosya halinde veriyoruz konu Minho olunca. Diğerinde onunla çalışan oyuncu veya şarkıcıların bilgileri var, en altında da sözleşme var."
"Teşekkürler Jisung Hyung, ben gideyim öyleyse."
...
"İlk işin için hazırlanmadan önce şunu doldur."
"Tamam Minho Hyung." Kağıdı eline alıp basit bilgilerinin olduğu kısımları doldurdu, aklında sadece ilk işi vardı aslında.
Ad/ Soyad : Kim Seungmin
Yaş : 21
Tür : Omega
Okul : Seul...
Kan grubu : A+
Telefon ve bir yakının telefonu : +82...
Ev adresi : Pansiyonda kalıyorum.
İş tecrübeleri : YokYazarken bile iki maddeye kendi adına üzülmüştü, ne tecrübesinin ne de kalacak bir yerinin olmamasıydı mesele.
"Bitirdim Minho Hyung." Kağıdı sınav kağıdını uzatan bir çocuk gibi uzatttı. "İlk işim için hazırım artık, değil mi?"
"Omega mısın? Bir beta olduğunu sanmıştım."
"Bu bir sorun mu?" Kaşlarını çatarak sordu ve elini beline koydu, toplumsal ayrımın en azından azalmış olması gerekmiyor muydu?
"Hayır, sadece şaşırdım. Şimdi arabamı al ve Jeongin'i okuldan al, sakın magazincilere yakalanma Seungmin, sakın."
"Tabii ki Hyung, nereden alacağım?"
"Okulundan, giderken ona karamelli milkshake almayı unutma."
Başını salladı ve odadan çıktı, otoparka inerken dosyaları karıştırdı fakat o isme sahip bir oyuncu görememişti, belki de yenidir diye düşünerek omuz silkti.
Okulun önüne park edip elindeki milkshake ile okula girdi ve muavinlerden birine sordu nazikçe Jeongin'in nerede olduğunu. Arka bahçe çıkışında olduğu söylenince hemen oraya gitti. Beyaz saçlı çocuğu gördüğünde - ki çocuk demek komik geliyordu, kendinden bile iri yapılıydı- yanına gidip omzuna dokundu. "Beni Minho Hyung gönderdi, sorunun ne olduğunu söylemedi ama sorun ne..?" tereddütle sormuştu.
"Dedikodu çıkarmışlar hakkımda, neymiş biriyle öpüşüp bir de okul sınırları içinde zorla onunla ilişkiye girmişim. Saçmalık! Hepimizin hormonları var ve o alfa sadece birkaç saniye öptü beni, o kadar. Ayrıca ben bir betayım, nasıl bir alfayı zorla ilişkiye girdirebilirim?"
"Haklısın, bunu sonra şirektte hallederler bir açıklamayla ama buradan çıkmamız lazım." Kapıya bakıp iç çekti. "Sanırım bizi takip etmeye çok hevesli altı magazinci var."
Çocuğun saçlarını hafifçe karıştırıp elindeki milkshake kutusunu uzattı, gözlerinde sevinç çığlıkları atan bakışlar vardı. "Çok teşekkürler Hyung! Aklıma yazdım seni, artı puan yazsın sana~"
Arabaya yürümek pek mantıklı olmayacağı için yangın merdiveninden dışarı sızıp uzun yolu kullandılar, magazinciler onları sadece arabaya binerken görmüştü fakat yakalayamamıştı.
Şirkete varış yolu bitmek üzereyken güzel sohbetlerini bozan bir mesaj geldi Jeongin'e, o da sesli bir şekilde okuyup menajeri adına konuştu.
"Chan Hyung mesaj atmış Hyung. Yanındaki asistan saçmalığını da al ve sete gel."
Selam selam selam!
Kontrol etmedim umarım hata yoktur~ Bundan sonra haftada iki bölüm atacağım!
Kadroyu da tamamlamamıza çok az kaldı 😋
Sizi seviyorum, sonra görüşürüüz~
🧸❣
![](https://img.wattpad.com/cover/267546971-288-k946614.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manager [Skz-B×B]
FanfictionOmegaverse × Menajerlik şirketi ▪︎Changlix ▪︎Hyunmin ▪︎MinSung ▪︎Chanin