Complex - {YoonKook and VMin}

-22-

"Bence ara yıl tatilinde kampa gidelim hep beraber."

"Ya ben hiç sevmem ama otların atasında uyumayı."

"Otların arasında değil, benim kollarımın arasında uyuyacaksın zaten."

Tatlılıklarına gülümseyip ben de Yoongi'nin ya ağından öptüm. Tae ve Jim'in bu sevimli sohbetine o benim aksime göz devirmişti. "Biraz daha böyle devam ederseniz kusacağım. Kesin şunu." Jimin utangaçça başını sallayıp tabağını didiklerken Taehyung kaşlarını çatmış kolunu sevgilisinin omzuna atarak kendine çekmişti.

"Kusarsan kus kardeşim. Arkadaşımızın evinde de sevgilimizle gönül rahatlığıyla konuşamayacaksak yani..." sonlara doğru Yoongi'nin bakışı yüzünden fısıldadığında korkuyla Jimin'e sığındı. Tae'nin bu halleri beni her ne kadar eğlendirse de vicdanım el vermedi. "Sevgilim korkutmasana çocukları ya, onlar bizim ilişkimize bir şey diyorlar mı?" çatık kaşlarıyla bana dönmüştü bu sefer. "Desinler bir de!" sebepsiz yükselişine gülüp dudaklarına kelebek bir öpücük bıraktım. Sakinleyip önündekileri yemeye devam etti.

"O zaman biz Jimin'le kamp yapılabilecek yerlere bakalım. Siz de çadır, sandalye, uyku tulumu gibi şeyler bulun." Yoongi ve Tae bakışıp başlarıyla onayladıklarında gülümsedim. "Güzel, şimdi yemeğinizi yiyin ve etrafı toparlayın, bizim Yoongi'yle bir işimiz var.

Ayağa kalkıp Yoongi'nin de elinden tutarak banyoya geçmemizi sağladım. Kapıyı arkamızdan kapatıp sorarca yüzüme baktı. Kollarımı yavaşça boynuna dolarken flörtöz şekilde mırıldandım. "Sabah beni öpücüklerinle uyandırırsın, biraz yaramazlık yaptıktan sonra da kahvaltımızı ederiz diye düşünmüştüm. Ama sen sabahın köründe gittin, hatta gelirken de yanında Tae ve Jim'i getirdin. Odunsun Yoongi." tatlı tatlı konuşmayı planlıyordum ama yaptığı aklıma gelince yine sinirledim. Aslında banyoya gelme sebebimiz de sevişmek olacaktı. Geri çekilip banyodan çıkacakken belime kollarını sımsıkı sardı.

"Hayır şu an sana sinirim daha baskın. Beni yumuşatmazsın, sürün biraz." gözleri kapalı bir şekilde burnunu burnuma sürttü. Bunu yapmaya başladığında benim de gözlerim kapanmıştı. "Hadi ama güzelim... hep beraber vakit geçirmemizi seviyorsun diye davet ettim onları. Bükme şu bal dudaklarını, çatma şekilli kaşlarını. Küvette biraz vakit geçirmek ister misin?" al işte, yumuşadım hemen. Gülümseyerek başımla onayladım onu. O da onayımla sırıtmaya başlarken arkamdan küvetin tıpasını takıp suyu açtı. Geri bana döndüğünde yüzümü okşamaya başladı.

"Doyamıyorum sana, her saniye dokunasım öpesim geliyor." sözlerinde sonra dudaklarıma hızlı hızlı öpücükler kondurdu dudaklarıma. Sonra o öpücükler kulak arkama ulaştı, oradan da boynuma, omzuma ve tişörtümün açık bıraktığı kadar gerdanıma. Tişörtüm sinirini bozmuştu ki üstümden çıkarmamı sağladı. Hazır onu çıkartmışken beni tamamen soyduğunda utanmadan edemedim. "Sen suya gir ben de çıkartıp geliyorum." hemen dediğini yaparak sıcak suya girdim. Su yeterli kadar dolunca arkamdaki musluğu kapattım. Yoongi de karşıma oturmuştu. "Kucağıma gel." isteğini seve seve yerine gitirdim. Sırtım ona dönüktü ve bacak arasında, küvete oturuyordum.

Avuç içine su doldurup hafifçe omuzlarımı ıslatmaya başladı. Aynı zamanda da enseme kelebek öpücükler konduruyordu. Gülümsemem yüzümden silinmezken suyun içinde ona dönüp baldırlarına oturdum. Yüzlerimiz birbirimize yaklaşırken ortada buluşup öpüşmeye başladık. Yüzümdeki elini tutup parmağını deliğime getirdiğimde amacımı anlayıp yavaşça iki parmağını içime soktu. Ağzına doğru boğukça inlerken parmaklarını hareket ettirmeye başladı. Penisim çoktan sertleşmişken üçüncü parmağını da eklemesiyle boğazdan gelen bir hırlama sesi çıkarttım. Alışmamı beklediği için hazır hissettiğimde kendimi parmaklarına ittim. Biraz daha parmaklarıyla devam ederse içime girmeden boşalacaktım.

"Ac-ele et. Gelmek ü-üzereyim..." tekrar dudaklarımı öperken parmaklarını çektiği an penisini ben kavrayıp içime aldım. "A-AH! Siktir çok derin ve hızlı oldu." elleri belimdeyken boynumu dişleyip emiyordu. Başımı geri atıp omuzlarına koyduğum ellerimi sıktım. "B-ben hareket edemem. Sen yap." ıslak eliyle saçlarımı geri atıp yerlerimizi değiştirdi. Yavaşça çıkıp hızlıca girdiğinde nefesim kesildi. Aynı hareketi daha hızlı tekrar etmeye başladığında zevk noktamı bulduğu an inledim. Yoongi hızını arttırdıkça sular her yere saçılıyordu ama umurumuzda değildi.

İkinci boşalışımı da yaptığımda Yoongi de kendini içime bıraktı. İlk boşaldığım an, onu ilk içime aldığım zamanlarda olmuştu. Altımdaki tıpayı çıkartıp suyun azalışını izledik. Sonra Yoongi beni bir bacağına oturtup duş başlığını eline aldı ve saçlarımı şampuanlayarak beni yıkadı. "Bakma sırası bende, babacığın sana çok iyi bakacak." küçük bir kahkaha atıp dudaklarından öptüm ve bornozuma sarıldım. "Bana iyi bak babacık~" o da yıkanırken benim dediğime güldü. Sonra kendi bornozunu giydi. İkimizin de daddy-baby fantezisi yoktu ve arada dalga amaçlı böyle konuşuyorduk.

Odamıza geçip üstümüzü giyindik. Yoongi'den önce davranıp ilk onun saçlarını sonra da kendi saçlarımı kuruttum. Son kez dudaklarımıza güzel bir öpücük verip içeride bizi bekleyen arkadaşlarımızın yanına döndük. Sömestra az kalmıştı ve beraber bir aktivite yapacaksak plan da yapmalıydık.

Salona giriş yapıp tekli koltuklara geçtik. Tae ve Jimin de üçlü koltukta yan yana oturuyorlardı. İlk konuşam Jim oldu. "Hyung aslında çadırlı tulumlu kamp yapmak yerine babanın dağ evine gidebiliriz. Siz sevişirken aklıma geldi. Olur mu?" araya sıkıştırdığı ayrıntıyı görmezden gelerek başıyla onayladı Yoongi. "Güzel fikir. Babamla konuşurum, anahtarı alırız. Zaten diğer türlü bir kamp yapsaydık donarak ölebilirdik. Yaza saklayalım o kampı." heyecanla ellerimi çırptım. "O zaman zengin sevgilimin dağ evine gidiyoruz. Çok eğleneceğiz!" hepsi gereksiz yükselişime gülerken heyecanım artıyordu. Heyecanımın tek sebebiyse şömine önünde sevişebileceğimizdi.

***
-başta pısırıklık yapan Jk yere bakan yürek yakan çıktı dldmfkdmfmmffşd.