Bölüm 1: Kasetler

86 10 5
                                    

Dilerseniz video eşliğinde okuyabilirsiniz.

"Hadi ama Violett, o partiye kesinlikle gelmelisin!"

"Dedim ya, babama söz verdim, onunla golf oynamaya gitmezsem çok üzülecek."

"Pekâlâ, ama bir sonrakine söz ver, yoksa ayaklarından sürükleyerek götürürüm."

"Tamam Mary..."

"En son tamam Mary dediğinde..."

"Evet gelememiştim. Çünkü tam bir vakanın üstünde çalışıyordum, seninle birlikte."

"Ama bu sefer farklı olacak, yemin ed-"

"Yemin ederim Violett, bu sefer asla partiyi yerle bir etmeyeceğim, bla bla bla... Hep aynı söz Mary. Ama bu sefer gelmeye çalışacağım, söz."

"Tamamdır. Şimdi kapatmam gerek. Yarın sabah görüşürüz."

"Görüşürüz Mary."

Arama sonlandırıldı.

"Violett, sofraya teşrif etmeyi düşünüyor musun kızım?"

"Geliyorum anne!"

Telefonu masama koydum ve yemeğe gittim.

"Ee kızım, dedektiflik işleri nasıl gidiyor?"

"İyi gidiyor ama bu aralar biraz durgun baba. O yüzden yarın gidip ne var ne yok diye bakacağım."

"Eğer bir ihtiyacın olursa..."

"Biliyorum, ilk sana geleceğim."

"Aferin. Sana bir hediyem var."

Babam içeri gitti ve elinde bir hediye paketiyle geri geldi.

Tam paketi açacaktım ki,

"Dur açma, tek başınayken açmanı istiyorum."

Bu sayede yemek faslının bittiğini anladım ve annemlerden izin isteyerek odama çekildim.

Yatağıma oturdum ve paketi açtım. İçerisinden bir kitap çıktı, Fyodor Dostoyevski 'den "Suç Ve Ceza" kitabı. Kitabın üstünde de bir not vardı;

"Kitap kurdu kızıma, içinden çıkamayacağı bir kitap."

Kitabı kitaplığıma koydum ve uyumaya gittim, nasıl olsa yarın erken kalkacaktım.

SAAT: 06:30 a.m.

Kalktım ve yüzümü yıkadım. Daha sonra üstümü değiştirdim ve evden çıktım.

Büroya vardığımda saat 7'ye geliyordu. Aslında daha erken gelebilirdim ama yürümeyi tercih ettim. Geldiğimde ise etraf her zamankinden daha sessizdi. Ofisime geçmeden kendime bir bardak kahve koydum ve Ursulanın yanına gittim. Babası kalp krizi geçirmişti ve Ursula yaklaşık 3 gündür babasının yanında hastanede kalıyordu.

"Hey Ursula, nasılsın?"

"Biraz uykusuz, onun dışında iyiyim. Sorduğun için teşekkürler."

"Babanın durumu nasıl oldu? Umarım önemli bir şey değildir."

"Birkaç gün daha hastanede kalacakmış, onun dışında herhangi bir sorun yokmuş."

Ursula mesleğine çok bağlıdır. Aldığı her vakanın dibini sıyırmadan bırakmaz, bir de üstüne üstlük bunu zevkle ve heyecanla yapar. Ama bu sefer sanki gözündeki fer sönmüştü. Biraz izine ihtiyacı vardı.

"Hey, gerçekten bugün çok solgunsun Ursula, neden izin alıp biraz evde dinlenmiyorsun?"

"Keşke öyle bir hakkım olsaydı. Ama babama bakmak için yıllık izin hakkımı kullandım."

Son kurban; SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin