sexual tension (gxg)

1

Bütün gün oturup dizi izliyordum.

Elimden başka ne gelebilirdi ki?
Online derslerin hepsi Allahın cezasıydı ve hiçbir işe yaramıyorlardı.

Bölüm kitaplarından çalışa çalışa vizelerimi halletmiştim şu ana kadar ve uzun bir süre de böyle yapmayı planlıyordum.

İstanbul'daki 1+0 stüdyo evimde kalıyordum. Pandemi çıktığından beri her ne kadar babamlar geri dönmem için ısrar etmiş olsalar da.. açıkçası bütün bir yıl iyi ki onları dinlemeyip burada kalmışım diyorum.

Bazı zamanlar kafayı yiyecek kadar yanlız hissediyordum ama büyük aile karmaşasından iyi olduğunu garanti edebilirdim.

Tam yeni bölüme geçecekken sigara paketimi yokladım elimle etrafa bakınmadan.

Elime bir şey gelmeyince bilgisayarı karnımın üstünden indirip oturur pozisyona geçtim ve karma karışık yatağımın üstüne baktım.

Bitmişti.

"Ah, gerçekten mi.." diyerek ayağa kalktım ve gelişi güzel fırlattığım terliklerimi ayağıma geçirip komodinin üstüne bıraktığım bozuk paraları alıp aşağı indim.

Neyse ki evin etrafı market ve tekel doluydu.

"Winston soft."

Parayı uzatıp dışarı çıktım ve kimsenin geçmediği bu kaldırımda dikilip ince ceketinin cebinden çakmağı çıkardım. Derin bir nefes çekip kollarımı birleştirdim.

Hava biraz kapalıydı, ve çok sessizdi etraf. Rahatsız edecek kadar. Tek tük arabalar geçiyordu neyse ki bu derin ve korkutucu sessizliği bozabilmek için.

O sırada karşıdan karşıya geçen birini gördüm.

Daha önce böyle biriyle karşılaştığımı hiç hatırlamıyorum.

Bu sıkıcı ortamda nihayet yeni bir şeyler bulabilmenin zaferiyle her hareketini dikkatlice izlemeye başladım.

Onu izlediğimin farkında değil gibiydi. İçeri girdi ve bir süre orda durdu.

Daha sonra yine tuhaf ve umursamaz adımlarıyla oradan çıktı ve yolun karşısına geçti.

İçimdeki dürtü onu takip etmem gerektiğini söylüyordu. 10 metre ardından ben de karşıya geçtim ve onu takip etmeye başladım.

Nihayet sigaram bitmişti. Yere atıp üstünden geçtim ve tüm dikkatimle onu izlemeye devam ettim.

Sola döndü.

Apartman kapısının şifresini girdi.
Peki ama burası bizim apartman?

O kapıyı açana kadar ben de apartmana varmıştım. Kapıyu itip benim de geçmemi sağladı.

Teşekkür ettim.

Bir şey değil dedi. Yüzünü göremedim.

Üstü o kadar boldu ki vücudunu seçemiyordum bile.

Asansör gelene kadar yan yana bekledik daha sonra bindik.

6'yı tuşladı, 7'ye bastım.

Paketi ceketimin cebine attım ve yüzünü görmeye çalıştım.

"Seni daha önce hiç buralarda görmemiştim, adın ne?" diye sordum.

"Buğu."

Bana baktı ve tuhaf bir şekilde gülümsedi. Ben de kaşlarımı yukarıya kaldırarak gülümsedim.

Sıkıcı hayatımın içinde yeni şeylerle karşılaşmak beni mutlu ediyordu.

Kapıya anahtarı soktu.

"Görüşürüz."

"Hoşçakal."

Üstelik hemen altımda oturuyordu?

Hafif aralık bıraktığım kapıyı açıp içeri geçtim ve yatağıma uzandım.

Yeni bölümü başlattığımda onu unutmuştum bile.

---