13

43 4 6
                                    

"PUHAHAHAHA!"Siyeon hayvan gibi Yoongi'nin voleybol oynayamamasına gülerken Yoongi onu gülümseyerek izliyordu.

Tam karşımda olan Hoseok'la bakışlarım kesiştiğinde çenemle Yoongi'yi işaret ettim. Hoseok kafasını olumlu anlamda salladığında ağzım şaşkınlık ve neşeyle açıldığında Hoseok gülmüş ve gamzelerini görmemi sağlamıştı.

"Siyeon iç organların dökülecek amına koyayım sus artık."Yoobin Siyeon'u kendisine getirmeye çalışsa da Siyeon Yoobin'in de dediği gibi gülüyordu.

Biraz daha gülse nefessiz kalacaktı.

"Yok bu böyle olmayacak."diyen Minji'ydi. Dikildiği yerden ayrılıp, kendisini yere atmış Siyeon'un yanağına sert demeyeyim de onu kendisine getirmeye yetecek sertlikte bir tokat attığında Siyeon durmuştu.

Boğazını temizleyip, hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı.

Ama bu sefer gülme sırası bizdeydi. Siyeon'un beyaz suratında Minji'nin elinin izi vardı.

Filenin diğer tarafındaki Yoongi, Seokjin, Hoseok ve Namjoon Siyeon'a gülerken Siyeon onlara göz devirmişti.

Evet, Namjoon da buradaydı. Seokjin başkanlığını kullanıp Namjoon'u dersten çıkarmıştı.

Şimdi dörde dört voleybol oynuyorduk. Oynamaya çalışıyorduk, daha doğrusu.

Seokjin elindeki topu havaya attığında Minji koşup topu güzelce karşılamıştı. Top bu sefer Namjoon'dan tarafa gittiğinde Hoseok atılıp başarılı bir şekilde bizden tarafa yollamıştı. Koşup topu nereye attığıma bakmadan karşıladığımda Hoseok'un kafasına gelmişti.

"Ay!"

Koşarak Hoseok'un yanıa gittiğimde eli kafasındaydı.

"Hepsi Siyeon'un suçu."dedim ben de elimi Hoseok'un ipeksi kahverengi saçlarının arasına koyarken. Sanki böyle yapsam acısı geçecekti de.

"Haklı."

"Katılıyorum."

Bana destek çıkanlar Minji ve Yoobin'di.

"Ben ne alaka ya?"isyan eden de Siyeon. Zaten grubumuz dört kişiydi.

"Sus hain. Biz revire gidiyoruz."gözlerimi kısarak Siyeon'a dönüp konuşmuştum.

"Canın çok acıdı mı?"derken spor salonundan çıkmıştık. Ellerim saçında değil de nasıl olduğunu anlamadığım şekilde kolundaydı.

"Acımadı acımadı."

"Berbat bir yalancısın."dedim giriş katta olan revirin kapısından girerken.

"Sizin grup oğlanların kafasına top atmaktan tahmini ne zaman vazgeçer?"revirdeki hemşiremiz Somin unnie'nin dediği şeyle gülmeden edememiştim.

"Benim suçum yok. Siyeon'un suçu."dedim Hoseok odadaki yatağa otururken.

Somin unnie alayla kafasını salladı.

"Tabi canım. Her şeyin suçlusu Siyeon zaten."

Kafamı onaylar anlamda salladım.

"Öyle."

Somin unnie gülerken kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Bir işe yara bari. Şu buzu tut çocuğun kafasına."dedi Somin unnie buz paketini elime uzatırken. Buzu alıp Hoseok'un yanına geçtim. Elimdeki paketi Hoseok'un saçlarının arasına koyduğumda Hoseok'un irkildiğini hissetmiştim.

"Sen de aklın varsa bu deliden uzak dur."derken yatakta oturan Hoseok'a doğru konuştuğunda Hoseok hafifçe gülmüştü.

"Durabilsem, dururdum."dediğinde gözlerimi kırpıştırmıştım.

Hoseok yatakta oturduğundan, ben de onun tam yanında ayakta dikildiğimden surat ifadesini tam göremiyordum.

Ama ne demişti o?

Sadece şaka yaptı Bora.
Sadece şaka.

"Pekala aşk kuşları. Ben en iyisi sizi yanlız bırakayım."

Dance With Me ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin