9

43 5 1
                                    

"Bu koreografiyi beğendiğine emin misin? Yani rahatsız hissediyors-"

Hoseok'un sözünü kestim.

"Hayır. Koreografi harika. Şarkıyla çok uyuyor. Ama dediğim gibi uzun zamandır dans etmiyordum. Paslanmaya başlamışım."Hoseok gülümsedi.

"Bence gayet iyisin."utanıp kafamı eğdim.

"Teşekkür ederim."

"Neden ara vermiştin?"

Birkaç saattir pratik yaptığımız için, plastik şişelerimizdeki hafif soğuk suları yudumlarken konuşuyorduk.

"Sakatlık geçirmiştim. Sonra bizimkiler de daha izin vermedi."

Hoseok kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Ben de senden istedim böyle ama..."

Gülümsedim. "İyi ki istedin. Özlemişim dans ederken hissettiğim özgürlük hissini."

"Değil mi? Dans ederken çok farklı oluyor."şişemi dudaklarıma götürürken kafamı onaylar anlamda salladım.

Yorulduğumuz için olabildiğince az kelime kullanıyorduk.

"Son bir kez daha alalım. Sonra çıkarız."

Kendisi kalktığında ben de şişemin kapağını kapatıp, kalkacaktım ki Hoseok'un uzattığı eliyle duraksamıştım.

Hadi ama Bora! Dans ederken de tutuyor elini!

Zorla da olsa gülümseyip, elini tuttum ve beni kaldırmasına izin verdim.

Şuan, üzerinde çığlık atmak yazan goril stikırı gibi hissediyordum. Öyle bir stikır var mıydı bilmiyordum ama öyle hissediyordum.

"Epey ilerleme kaydediyoruz bence. Sen ne dersin?"Hoseok'u kafamı sallayarak onayladım. Cidden konuşacak halim kalmamıştı. Bünyeme ağır gelmişti.

Bacaklarım titremeye başladığını hissettiğimde kendimi yere bıraktım.

"İyi misin?"Hoseok hemen yanıma geldiğinde gözlerindeki endişeyle yüzüme bakıyordu.

"İyiyim iyiyim."diyip onu geçiştirdiğimde hiç inanmamıştı.

Eh, inansa gariplik olurdu.

Sırtımı salonun duvarına yaslayıp nefes alışverişimi düzenlemeye çalıştım. Kafamı da geriye atıp gözlerimi kapatmıştım.

Duyduğum fermuar sesinden anladığım kadarıyla kendi çantasını topluyordu.

Gözlerimi hafifçe araladığımda Hoseok'un benim çantamı önüne taktığını gördüm. Normalde sırta takılması gereken çantayı önüne gelecek şekilde takmıştı.

"Ne yapıyorsun?"diye mırıldanıp ayağa kalktığımda bacaklarımın hala titrediğini hissediyordum.

Titreyen bacaklarımla sahnenin kenarına doğru ilerlediğimde sahneden inmiş olan Hoseok'un sırtına yapışmıştım.

Tanrım... Cidden yürüyemiyordum. Hoseok ellerini bacaklarımın altından geçirip, düşmememi sağladığında ben de kollarımı omzuna koymuştum.

"Bunun için bir hafta kadar utanacağım haberin olsun."dedim.

Hoseok'un kıkırdadığını duyduğumda bu sesin binlerce şarkıya bedel olabileceğini düşünmüştüm. 

Dance With Me ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin