a l t ı

108 9 0
                                    

"Günaydın Bayan Kim!"merdivenlerden inerken bir alt katımda yaşayan yaşlı kadına selam vermiştim.


Yaşlı kadın bana gülümseyerek karşılık verdi.

"Günaydın Siyeon kızım."

"Bu gürültü ne, haberiniz var mı?"dedim onun da alt katından gelen sesleri kastederek.

"Alt kattaki aile taşınıyormuş. Evi boşaltıyorlarmış."

"Anladım."dedim kafamı olumlu anlamda sallarken.

"Ee, siz nasılsınız?"

"Ne olsun be kızım. Tek başıma idare ediyorum işte."

"Bir şeye ihtiyacınız olursa arayabilirsiniz, biliyorsunuz."dedim gülümserken.

"Biliyorum biliyorum. Benim büyük oğlan gelecekmiş yarın."

"Aa! Çok sevindim!"

"Neyse güzel kızım, seni oyalamayayım. İşine geç kalma."

Yine gülümsedim ve ufak bir kafa selamıyla kapının önünden ayrıldım.

Altı katlı bir apartmanın üçüncü katında yaşıyordum. Alt katımda tek başına yaşayan Bayan Kim vardı. Onun da alt katında Jang ailesi yaşıyordu. İki kızları vardı ve küçük kızları Wonyoung, benim gibi pedagog olmak istiyordu. Sık sık yanıma gelir konuşurduk.

Gidiyor olmaları beni biraz üzmüştü açıkcası.

Onların katına geldiğimde Wonyoung kapıdaydı.

"Siyeon Unnie!"beni görünce neşeyle seslenmiş ve bana sarılmıştı.

Ben de sarılmasına karşılık verdiğimde evin içerisinden ablası Yeeun'u görmüştüm.

"Naber Yeeun?"

"Taşınma telaşı içinde ne kadar iyi olabilirsek, o kadar iyiyiz unnie.

Jang Yeeun, çok soğuk gibi gözükse de aslında oldukça sıcak kanlı biriydi.

"Taşınmayı düşündüğünüzü bilmiyordum."dediğimde Yeeun göz devirdi.

"Biz de bilmiyorduk. Babam bir gün elinde tapuyla geldi ve 'Yeni bir ev aldım, bir haftaya taşınıyoruz!' dedi. O yüzden bu haldeyiz."

"Nereye taşınıyorsunuz peki, belli mi?"

"Unnie tam bilmiyorum yalan da söylemeyeyim ama sanırım şu üniversiteye yakın bir yer."

"Ne güzel Wonyoung'a kolaylık olur."dedim kollarını belime sarmış, koala gibi duran kıza bakarak.

"Unnie, seni çok özleyeceğim!"

"Yeeun'la birlikte ya da tek başına istediğin zaman gelebilirsin Wonyoung-ah. Tabii önce mesaj at ki, çok sevdiğin kekten yapayım."

Wonyoung'un ipek gibi saçlarını hafifçe okşarken içeriden kızların annesi Bayan Jang gelmişti.

"Nasılsınız Bayan Jang?"dediğimde Bayan Jang umutsuzca kanepeleri taşıyan adamlara bakıp konuştu.

"Sizin kliniğe gelip, Namjoon oğlumun hastası olmama az kaldı."

Namjoon'la birlikte açtığımız klinikte çalıştığımız için ve Namjoon kendi evinden çok benim evde kaldığı için Jang ailesi onu tanıyordu.

Hafifçe kıkırdadım.

"Olur böyle şeyler aile içinde. Alttan alacaksınız Bayan Jang."Bayan Jang göz devirip, merdivenleri inmeye başladı.

Arkasından Yeeun, Wonyoung ve ben gülmeden edememiştik.

"Wonyoung, Siyeon unnie'yi bırak da işine gitsin."

"Son bir kez daha sarılayım."Wonyoung belime doladığı kollarını çözüp, boynuma dolamıştı.

Ben de gülümseyip, ellerimi sırtına koydum.

"Dediğim gibi Wonyoung, ister ablanla ister tek başına hatta istersen erkek arkadaşınla gelebilirsin. Ya da... Düşündüm de erkek arkadaşınla gelme, bu çok garip kaçar."

Wonyoung kıkırdayıp benden ayrılırken, kapının kenarına yaslanmış Yeeun'a döndüm.

"Dediklerimin aynısı senin için de geçerli. Gelmeden önce bir mesaj atın.  yeter."ona da sarıldıktan sonra vedalaşıp, apartmandan çıktım.

Family Game ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin