uçabilmek.
bunun hayalini kurarsın. daha iyi bir his yoktur.
ama sadece bir iki saniye uçarsın,
daha sonra yer çekimi çalmaya çalıştığın şeyi geri alır.
çünkü ne kadar çok çalışsan da, ne kadar güçlü ve ince olsan da, yer çekimi daima, daima kazanır.ve düşersin...
flashback
felix'in sanat okuluna ilk gelişi.kemiklerine başlarlar.
sonra ayaklar, iskelet ve esneklik.
müzik yeteneğin, karizman, uysallığın...en fazla ayaklarında oyalınırlar.
kemik görmek isterler.
ayak kemiklerinin çıkık olmasını, ayaklarının yara bere içinde olması isterler. çünkü bu,
ne kadar çok çalıştığının sadece küçük bir göstergesiydi...***
felix "kontrollerden" geçtikten sonra hızlıca çoktan geç kaldığı derisine koşmaya başladı.
geç kalmasının nedeni ise hyunjin'in onu evde bırakıp gitmesiydi.
ve bu da sinirine sinir katıyordu.
felix başka bir okuldan buraya kabul almıştı ve bu okul kore'nin en iyi sanat okullarındandı. sevgilisi ise ilk gununde onu yalnız bırakıp geç kalmasına sebep olmuştu.hemen eşyalarını yanına bırakıp demir çubukların oldugu kısma geçmişti. tüm öğrenciler ortada duran hyunjin'in verdiği komutlara uyarak haraket ediyordu.
felix'de hızlıca onlara uymaya başladı."felix altındaki şortu çıkartır mısın?
görmem gereken yeri kapatıyorsun ve biliyorsun burada böyle şeyleri giymiyoruz." dedi hyunjin bir çırpıda.
felix bale kıyafetinin üstüne giydiği şortu gelirken çıkartmayı unutmuştu.
hemen altındakini çıkarıp çantasına dogru fırlattı.hyunjin hala ardı ardına öğrencilere komut verirken bir yandan da felix'e bakıyordu "kalçanı aşagı indir." dedi ciddi bir ses tonuyla.
felix denedi, yapabildiğini düşünüyordu. hyunjin "hala yukarıda." diyene kadar.felix bir kez daha denedi hyunjin yapamadığını anladığında ona biraz daha yaklaşıp elini beline koyup aşağı doğru bastırdı. "böyle durman gerekiyor." felix hemen kafasını sallayarak onayladı onu.
"minho son haraketi tekrar yap."
felix'in baş dansçı oldugunu düşündüğü kahverengi saçlı çocuk, ortaya geçip hyunjin'in dediğini yapmaya başladı"bir yıl oldu hala dönemiyorsun."
diye mırıldandı hyunjin, kahverengi saçlı olanın yüzü düşmüştü.hyunjin köşede bekleyen öğrencileri işaret edip, "sıra sizde." dedi. ortadakiler oraya buraya dağılırken felix de hemen kendini boş bulduğu bir yere attı.
soluklanıp bir yandan da hyunjin'i izlerken yanına birinin oturdugunu fark etti. "yakışıklı değil mi?" dedi yanına oturan cocuk, hyunjin'e bakarken.
"öyledir." dedi felix de sessiz ama yanındakinin duyabileceği şekilde.
"tanıyor musun?" diye sordu bu sefer, felix'in hala adını bilmediği çocuk."sevgilim." dedi yan bir gülümsemeyle.
"ne?" gözleri fal taşı gibi açılmıştı yanındakinin.
ardındansa felix'in beklediği cümleyi kurmuştu."nasıl kabul edildiğin belli oldu."
felix duymamazlıktan gelip, "bir şey mi sordun?" dedi. çocuk da cesaret bulamamış olsa gerek, kafasını saga sola salladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
don giovanni | hyunlix
Random"baş dansçı olmadığım gösteriye çıkmam ben. bu yüzden hyunjin, o baş rolü bana vereceksin." hwang hyunjin & lee felix, düzyazı