"was a really hard day today„

3.1K 209 796
                                    

29 Haziran 2018

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

29 Haziran 2018

Dün ve bugün, diğer günler ve ondan sonraki günler...
Zorlaşıp zorlanarak geçmeye devam ediyordu. Gözlerimi açıp kapayıncaya geçen her salise ömür çetelesine bir çeltik atmaktan başka bir işe yaramıyordu. Keyif ve haz denilen şeyi henüz tatmamış olmanın verdiği açlık ise mideme ağrıların girmesine sebep oluyordu.

Kısacası, hayatım büyük bir sıkıcılıkla sürmeye devam ediyordu.

Sorunun bende olup olmadığından emin değildim. On iki yıllık eğitim hayatımın özellikle son senesi de dahil olmak üzere ruhumu acımasızca yıprattığının farkındaydım. Kore eğitim sisteminin ruhumda açtığı her yara bir tür yakıcı kimyasal gibiydi. Ömür boyu ruhumda hep açık kalacak yaralara yol açmıştı. Ve ben bu yaraları kapatma zahmetine bile girişemiyordum. Enerji denilen şeyin son kırıntısını ilkokulda diğer çocuklar tarafından zorbalığa uğradığımda kemirmiştim. Şimdi ise delikli ruhumla bir hayalet gibi ortalıklarda dolaşıyordum.

"SAHS, mezuniyet törenimize hoş geldiniz!"

Etrafımdan yükselen alkış ve ıslık seslerine karşılık yüzümü ekşiterek başımı masaya gömme isteğimi bastırmaya çalıştım. Önümdeki büyük gösterişli sahnede yine göz alıcı ışıklar altında duran tanıdık yüz bir kez daha avazı çıktığı kadar bağırıp elindeki mikrofonu gelişigüzel sallamaya başladığında bir elimi kulağıma attım.

Bu gece burada ne işim olduğunu cidden bilmiyordum. Bildiğim tek şey bir anlık kafa dağıtma isteğiyle okulumuzun mezuniyet partisine gelme teklifini kabul ettiğimdi. Onun dışında burada ne yapacağımı, ne diyeceğimi, nasıl eğleneceğimi hiç bilmiyordum.

Seul Amerikan Lisesi'nin (Seul American High School) mezun öğrencileri olarak bulunduğumuz bu mekan bana çok yabancıydı. Büyük bir bar mekanını aramızda reşit olmayan bazı öğrencilere rağmen kiralayan akranlarım kadar umursamaz olmayı dilerdim. Atlattığımız büyük sınavın kalıntılarını onlar gibi çabucak aklımdan kazımayı isterdim. Ne yazık ki içinde bulunduğum bunalım bunları yapmamın önündeki en büyük duvardı.

"Hey, ChaeRim!"

Elbisemin açıkta bıraktığı çıplak omzuma dokunan soğuk parmaklarla birlikte hafif irkilerek arkama döndüm.

"Efendim?"

Kanghyun karşımda bir elini utandığını belli ederek ensesine attığında arkasında kalan sahneyi işaret etti. "Dans etmek ister misin?" Gözlerim büyük sahnede dans edenleri izlerken bir süre düşündüm. Ne ara dansın başladığını bile anlamamıştım ancak sahne dolup taşmıştı. Ve ben dans etmek istemiyordum. Sınıf arkadaşıma dönüp hafifçe gülümesedim.

𝐑𝐨𝐜𝐤'𝐧 𝐋𝐨𝐯𝐞 '𝐤𝐭𝐡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin